12- "Neden ?"

447 79 25
                                    

          — ON İKİNCİ BÖLÜM —


Yitip giden hayatımın tek parçası kaybolan anılarımdı. Boşlukta savrulup duran içimi yakan geçmişim.
Hayatıma açılan karanlık yol başkaydı.

İçine çekildiğim karanlığın esareti kalbimi acıtıyordu. Bu karanlık yola tutsak edilmiş zavallıydım.

Hayatımın tüm varlığını oluşturan acı hatıralara bakamıyordum. Tüm yorgunluklarım hüzünlerim baş kaldırıyordu.

İçimde çırpınan serçe yaralanmıştı, acılar içinde duran cesedi kokmuş günahları barındırıyordu. O serçe bendim, bana ait günahlarla cesede dönüşş bedenim bir ölüden farksız ruhum yok oluyorduk..

Hayatımın en güzel çağlarını yaşayamamış, aksine hayatım bir kabusun ortasında başlamıştı.

Dün gece gördüğüm kabusun etkisinden çıkamamış bedenimi yataktan kaldırıp gardrobumun karşısına geçtim. Elime ilk geçen kazağı ve pantolonu giyip aşağıya indiğimde aç olmadığımı farkedip kapıya yöneldim. Botumu ve montumu giyip kapıdan dılarıya süzildüğümde yüzüme vuran karla afallamıştım.

Kar yağıyordu.

ş ayının soğuğunu sevmesemde karı severdim. Her yerin bembeyaz olması beni mutlu ederdi, masum gelirdi onca günaha boyanan bu hayatta beyaz olan her şey bana masum gelirdi.

Günahın dibini sıyıran bedenimi yola atıp karlı yolda bata çıka otobüs durağına ulaştım. Otobüse binmemin ardından cebimde titreyen telefonla elimi cebime atıp telefonu yakaladım.

Okulun cefesinde seni bekliyorum. Acele et!

Ne olduğunu merak etmiştim. Elfinden ilk kez bu kadar ciddi bir msj almak beni hem şaşırtmış hemde meraklandırmıştı.

Duran otobüsle bedenimi dışarıya atıp az kalan okul mesafesini arşınladım. Bir yandan da elfinin ne diyeceğini düşünüyordum.

Okulun bahçesine adım atmamla etrafıma bakındım neyi görmeyi beklediğimi bilmeden yaptığım bu arayış karşıda ki bankta asel ve barınla oturan arafı görmemle sona ermişti.

Onu görmeyi beklemiştim, ve görmüştüm. Olduğum yerde iki saniye ona baktıktan sonra adımlarımı okulun bahçesindeki cafeye yönlendirdim.

şede tek başına oturan elfini görmemle adımlarımı o tarafa yönlerdirdim. Yanına geldiğimi yeni farkettiğinde daldığı çok belliydi.

"Günaydın" sesindeki durgunluk solgunluk bile birşeyler olduğunun kanıtıydı.

"Günaydın" diye mırıldandım onu sıkboğaz etmeden kendinin anlatmasını beklemek en mantıklısıydı.

"Ezra ben galiba aşık oldum! "

Söylediği sözleri idrak etmem bile uzun zamanı almıştı. Ne tepki vericeğimi bilmiyordum.

KİRAZ ÇİÇEĞİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin