— OTUZUNCU BÖLÜM —
Yıpratıldığım şu yasaklı hayatımda bir kez mutlu olamamanın buruk hüznü vardı içimde çarpıştığım gerçeklerin altında yatan yalan dolu bir hayat.
Her bir karesi mutsuzluk ve acı içeriyordu.İçene düştüğüm bu hastalıklı hisleri yok sayıcak birşey yoktu. Çaresi bulunmayan bir hastalık gibi yayılmıştı dört bir yanıma.
Dudaklarımda yatan ihanetin kokusunu alıyordum, beni içine çeken bu karanlık kuytuların kokusuydu bu içime işleyen.
Yılmak bilmeyen acılarımın ardında yatan gerçeklerin kokusuyu bu,
Beni korkutan tüm bu şeyler hayatımın orta yerinde patlamaya hazır bir bomba gibiydi.Ama ben çoktan dudağıma sinmiş ölümün sıcak nefesini içmiştim.
Ölümle burun buruna olmak kotkutmuyordu artık beni.Gerçekler hiç bu kadar yakın olmamıştı bana ilk kez kendimi ona yakın hissediyordum.
Nefesime bulanan bu ağır ihanet kokusu beni gerçeklerden asla ayıramıycaktı biliyorum.Neden ihanet olduğunu da bilmiyorum zavallı bedenimi ne kadar hırpalıycaklarını da?
Emin olduğum tek şey artık kaçmıycaktım gerçeklerin ağırlığı bu kadar içime işlemişken kkaçmak ruhumu daha da derinden yaralıycaktı.Hissettiğim bu aciz duygulara ne bir isim ne de bir kılıf bulamıyordum.
Yalnızca soluk soluğa yaşadığım bu hayatın sillesini bir kez daha yemek ağırıma gidiyordu.Karanlığa bulanan geçmişin perdelerini açmaya son verip önüme döndüm dışarıda ki soğuk havaya aldırmayıp banklara yayılan insanlara bakarken aslında ne kadar çaresiz olduğumu hatırladım yeniden.
Cafenin buğulanmış camında silip anılarım yankılanırken karşımda ki saldelyenin çekilmesiyle bakışlarımı camdan çekip karşıma yönelttim.
Araf karşımdaydı yeşilin koyu vadilerini üzerime sermiş bana bakıyordu.O bana her baktığında iyileşen bir yanımın olduğunu hissetmek normal miydi?
Hayır biz normal değildik, normalden çok uzak bir kavramdık.
Ne olduğumuz belli değildi ne olacağımızda?Yalnızca hastalıklı hislerin peşine düşmüş sürükleniyorduk.
"Anlatmıycak mısın" bu soruyu ona dünden sonra kaçıncı soruşum olduğunu hatırlamıyorum.
Aldığım kaçıncı sessiz cevap onuda bilmiyorum.Verdiği her sessiz yanıt ta dağılıyorduk. Elinde eğreti duran sigaranın dumanını yüzüme üflediğinde öksürmeye başladım.
Ciğerime kaçan bir kaç duman ın zehri yaktı beni.Biz onunla bişey değildik, bir cümlenin devrik kelimeleri olmak yakışırdı bize yada içimize kaçan dumanın her bir zerrisi olmak.
![](https://img.wattpad.com/cover/122394402-288-k901655.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİRAZ ÇİÇEĞİ
ChickLitÖlüm ruhunu tırmalarken kendine bile yabancıydı artık. Ruhu, bedeni ölümü kabullenmiş gibiydi. Babasının gölgesinde onun bıraktığı acılarda kaybolan ruhu yaralı bi kız. Ölüm kokuyordu gözleri. Yorulmuş bedeni yaşadıklarını kaldıramazken ona uzanan...