18.Yorgun

6.6K 354 23
                                    

Ben  bir adama aşık olmuştum  merhametini  acısının ,sevgisini öfkesinin arkasında gizleyip hayata öyle devam eden   .Aşka ; ruhumdaki  cennetin müjdeleyicisine , içimde  yangını var eden  cehennemin uyarıcısına aşık olmuştum   . Bir adama aşık olmuştum ben ,dudağımda sakladığım hüznün en güzel haline    .Bir aşk var etmiştim  acının en karanlık tonunu barındırdığını bile bile   .Bir adam tanımıştım  ben, acıyı  kalbinin en güzel köşesinde ağırlayıp göğüs kafesinin arasına buyur edip o acıyı ruhuna işleyen  .Ve bir adam sevmiştim ben  fark etmeden ,öylesine .

Kalbimde buzların arkasında sakladığım duygularımın varlığına o kadar yabancıydım ki  bir kaç günde yaşadığım her şey kendime kattığım ve bünyeme işlediğim o buz tabakasının erimesiyle başıma geliyordu .Öyle hissediyordum .

Akşam gördüğüm rüya beni yeterince yorarken şuan kahvaltıda Ateş ile birlikte oturup kahvaltı etmek  isteyeceğim son şeydi .Tuaftım biliyordum ama böyle kalabalık yerlerde Ateş ile yan yana olmak gerilmeme neden oluyordu .Bu durum küçüklüğümden gelen bir durumdu  sanırım duygularını hep yetimhanenin kapısının arkasında yaşayan biri için normal bile sayılırdı belki de .Hayatıma hep geç kalanlardandım ben hayatı en önde yaşayan değilde insanların gölgesi altında yaşayıp bana kalan kısmıyla yetinmeyi bilenlerden.Ela çoğu   zaman daha aktif biri olmamı isteyip bunun için çabalasada ben hep kendi içimde var edip kurduğum dünyamdan arta kalan zamanlarında vardım .

Karşımda oturup bana hiç çekinmeden bakan Ateş'e ters bakışlar atsamda hala bana bakması ile kafamı çevirip tamamen yanımdaki Melek'e odaklandım .

"Melek benim şimdi biraz isim var akşam çıkarız tamam mı prensesim " Ateş'in söyledikleri ile bana dönen Melek'e dönüp

" Akşama kadar hazırlanırız değil mi Melek'im. " Dedim gülümseyerek .Ela elindeki çatalı sertçe tabağına bırakıp

" Sen de mi gidiyorsun" deyip kaşlarını çatınca kafamı olumlu anlamda salladım .Aslında buraya gelirken ki amacım daha fazla kalmaktı ama sanırım daha fazla uzatmanın bir anlamı yoktu daha ne kadar gerçeklerden kaçabilirdim ki ?

Bu kez kafamı karşımdaki Ateş'e çevirdiğimde yanağındaki belli belirsiz oluşan gamzeyi gördüm .Kalp atışlarım hızlanırken içimde kurduğum salıncaktaki kızın salıncaktan  dizleri üzerine düşüp mutlu bir şekilde kalkışını izledim hayretle . Ateş'in yanağındaki gamzeye bakarken Ateş'in bana gözünü kırpmadan bakması ile bir kez daha yenilen, kafasını çeviren taraf ben olmuştum .Melek sevinçle kahvaltısını yaparken Melis'in ve abimin şuan aynı araba içinde ne halde olduklarını merak etmiyor değildim .Abimin işi olduğu için sabah erkenden yola çıkmışlardı . Melis aslında Ateş ile gidebilirken bir sürü işinin olduğunu bahane edip abimle gitmişti .Emre'yi ise hiç görmemiştim .

" Derin bir kaç gün daha kal istersen " eniştemin söyledikleri ile ona dönüp gülümsedim .

" Sanırım gitsem iyi olacak hem daha sonra belki yine gelirim "

" Tabi ki geleceksin " Ela'nın kendinden emin bir şekilde kurduğu cümleyle gülümsedim .

" Yaşasın Güneş de bizimle geliyor "Melek'in  babasına dönüp ellerini çırparak söylediği ile masadaki herkes gülmüştü . Ateş ile eniştem işleri olduğunu söyleyip çıkarken ben  de bütün gün bahçede Araş ve Melek ile ilgilenmiştim.Ela  bana bir şey sormak isteyip kıvranırken soracağı şeyi az çok tahmin edip  köşe bucak kaçmıştım .

Akşama doğru çantamı hazırlamak için yukarı çıkarken eşyalarımı toplayıp bir kaç gündür yalnız kalamadığım için izleyemediğim flaşları da çantama koyup fermuarını çektim . İstanbul'a gider gitmez izleyeceğimi aklımın bir köşesinde not edip aşağı indim.

ARTA KALAN / TAMAMLANDI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin