ANDAÇ

"KREP"

"Uslu kız olma zamanı Andaç..!"

Bilincim tam anlamıyla kapanmadan önce Kıvrak bir şekilde örtüyü çektim.
Gördüğüm görüntü tüylerimi ürpertirken tabuttaki kadına baktım..!

Daha sonrası karanlık zaten..

...

Gözlerim yavaş yavaş açılırken,bununla eş zamanlı olarak su yüzüne çıkan baş ağrısı canımı yakıyordu.

Yavaş hareketlerle ellerimi kafama götürdüm ve sıktım.
Ne olmuştu bana böyle..?

Gözlerimi hafifçe ovuşturup yataktan çıktım.
Sabah olmuştu,iyide ben nasıl uyumuştum..?

Aynanın karşısına geçip üstüme başıma baktım,pijamalarımlaydım.
Aklımda parça parça olarak bile canlanamıyordu dün..!

Dolabı açtım ve bir kot ve boğazlı kazak çıkardım.

Pijamamın üstünü çıkarırken aynada,gözüme boynumdaki derin morluk takıldı..!

Biraz yaklaşıp yakından inceledim.
İyi de bu nasıl olmuştu?

Derime nüfus eden soğuğa karşı daha fazla direnemeyeceğime karar verip üzerimi giyindim.

Ayakkabı dolabından bir bot çıkarıp giydim ve aşağı indim.
Şöminenin sıcaklığı her merdiven basamağında azar azar artarken tenime işleyen sıcağı hissetmek gülümsememe neden oldu.

Rüzgar ve Duru mutfakta hararetli şekilde birşeyler hazırlıyorlardı.

Samimilerdi ve aynı zamanda Rüzgar Duru'nun yanında otoritesini unutuyordu.

Yakışıyorlardı da.

Büyük mutfak tezgahının üzerine atlayıp oturdum ve onları izlemeye başladım.

Gerçekten tatlılardı..

"Ne zaman günaydın demeyi bekliyorsun Andaç'çığım?"

Diyen Rüzgar'a Kıkırdadım

"Aaa ama Andaç ya Ne zamandır burdasın?"

Diye irkilerek bana döndü Duru.

Bir kahkaha patlattım ve kaş göz işaretleri yaptım.

Krep yapmakta olan çift bana bön bön bakarken,Duru sükuneti bozup tezgahtan unu avuçlayıp bana fırlattı.

"Ah lanet olsun..!"

Diye sızlanıp öksürmeye başladım.

Rüzgar'la birlikte bir olmuş aklınca sıra beni unluyorlardı ben size gösteririm ama..!

Aklıma gelen fikirle dahice sırıtıp üzerimi çırptım.
Unların gittiğine emin olarak yanlarına gittim ve aralarına girip bi kolumu Rüzgar'ın bi kolumu da Duru'nun boynuna doladım.

Benim hareketlerimi şaşkınca izlerlerken,bombayı patlattım..

"Eee düğün Ne zaman..?"

Bana şaşkınlıkla dönen gözler yerini sinirin hakimiyetine bırakırken un torbasının başımdan aşağı döküleceğini seziyordum.
Duru tam hareketlenmiş torbayı alıp bana fırlatmıştı ki bi anda eğilmemle tüm un Rüzgar'ın üzerine döküldü.

Rüzgar gözlerini şaşkınlıkla daha çok açarken ben yerlere yatmış katıla katıla gülüyordum.

Vay canına bundan sonrası beni aşardı.

Duru gözlerini pişmanlıkla kırpıştırırken artık iş işten geçmişti.

Rüzgar dört beş tane yumurtayı alıp Duru'nun kafasında parçaladı.

Duru şokla açılan ağzını saniyeler içinde tiksinerek kapatırken ben kendimden geçmiştim.

Çiftin sinir dolu gözleri beni bulurken,gülmeyi kesip yavaş hareketlerle ayaklandım.

Bana doğru adım atmaya başlayan bay un ve bayan yumurtaya baktım son çare kedi bakışlarımla..

"Ya ama daha krep yiyecektik,sizin pişmiş olmanız gerekirdi"

Yaptığım espiriye gülemeden üzerine gelen adımlar hızlandıkça artık kaçışımın olamayacağı kesindi.

Geri geri ilerlerken Rüzgar bir kaç adım arkamda belirdi.

Duru beni yakalamak üzereydi.
İkisi anlaşıp üzerime doğru koşarken,son çare kendimi sağ tarafa yere attım.

Birbirine yapışan çifte kumrulara sevgiyle baktım.
Yanlışlıkla da olsa öpüşmüşlerdi ve hala dudakları birleşik haldeydi..?

Artık yaşıma uygun sahneler göremiyeceğimin farkına varıp kendinden geçen çifte son kez baktım ve çaktırmadan kapıyı açıp dışarı çıktım.

Derin bir nefes alıp yürümeye başladım.
Koskoca duvardan atlayıp çıktım ve orman yolunda yürümeye başladım.

Hayatımı,yeniden gözden geçirmeye başladım..

20 kasım...
Bu gün annemin Doğum günüydü..
Şu an bu düşüncelerle değil de annemle baş başa olabilirdim..

Annem,babam?

Dolunay ve Doğuş'un büyük aşkına Ne olmuştu?
Annem öldüyse babam neredeydi?

Herşey fazlaca garipti..

Ağacın kenarına çömelip düşüncelerimin Zihni'mi tam anlamıyla ele geçirmesine izin verdim..

...

Bu günlük bu kadar arkadaşlar sınav haftası bir kaçamak yapayım dedim...

20.11.17
'Pazartesi'