Rüzgar yerde iki büklüm olurken tutunduğum ağaç üzerine devriliyordu ki,hızla altına geçip tuttum.Rüzgar kalkınca rahat şekilde ağacı bırakıp son gücümü de tüketmiş bir halde yere yığıldım..
Yorgun bedenim,yorgun duygularım,yorgun ruhum...
Bitik bir Andaç...
...
21 kasım
02.06Gözlerim ağırlaşmıştı,nefesim daralıyordu sürekli.
Başım dönüyor,sesler boğuklaşıyordu.Yavaş yavaş açtım gözlerimi.
Zihnim oldukça bulanıktı,hayallerim ve yaşamım arasındaki farkı karıştırıyordum.
Babamla gerçekten karşılaşmış mıydım,sarılmış ve onu hissetmiş miydim?
Bu sorulara verecek cevabım şu an yoktu..Etraf berraklaşmaya başlarken salonda olduğumu farkettim şöminenin tüm sıcaklığını iliklerime kadar hissediyordum aynı zamanda soğuk da işliyordu içime..
Rüzgarla yaşadığım ya da yaşadığımı düşündüğüm şeyler zihnimin bir ucundaydı.
Kilitli odaya girip bir tabutun içinde güzel bir kadın görmüştüm lakin rüya olup olmadığından şüpheliydim çünkü Rüzgar bana bu zamana kadar gözü gibi bakmıştı ve bana iğne batırıp sakinleştirecek kadar acımasız olamazdı..
Yani en azından ben böyle düşünüyordum..Etraftaki sesler de git gide berraklaşırken Rüzgar'ın başımda oturmuş ellerimi sıkıp,endişeli haliyle adımı söylemesiydi görüş açıma giren ilk şey.
Ağzımı açmış Ne diyeceğimi bilmeden bir şeyler demeye çalışırken boğazımın yandığını hissettim.
Duru bunun farkına varmış olacak ki hızlı hareketlerle mutfağa gidip elinde bir bardak suyla geri döndü.
Beni hafifçe doğrultup suyu içirirken biraz da olsa rahatladığımı hissettim ama ben tarif edilemeyecek kadar açtım ve Duru'nun damarları bu duruma hiç de faydalı olmuyordu.Duru tekrar mutfağa dönerken neden ve nasıl olduğunu bilmeden ayağa fırladım ve Duru'yu duvarla kendi aramda sıkıştırdım.
Duru ne olduğunu kavramaya çalışırken, Duru'nun korkudan deli gibi atan şah damarına bir bakış daha atıp dişledim..
Acı ve yakıcı gelen kan tadıyla dişlerimi çektim.
Bu damar değildi!
Rüzgar'ın bileğiydi..!Sinirden deliye dönmüş Rüzgar'a baktım.
Bu sefer yalnızca sinirli olan o değildi..!Ondan daha hızlı olmanın verdiği özgüvenle o ortamdan ormana kaçtım.
Karanlık ve soğuk ruhuma işlerken avlayabileceğim bir hayvan arıyordum.
Nihayet bir geyik gördüğümde sakinleşip üzerine atladım ve açlığımı yok edecek kadar emdim damarlarındaki kanı..
İşim bittiğinde etrafa bakınıp biraz daha derine yürüdüm beni en umutsuz anlarımda karşılayan üzerine annem,babam ve benim adımın baş harflerini kazıdığım ağacı görünce,
DDA
buruk bir gülümsemeyle kenarına çömelip,gökyüzünü izlemeye başladım.
Her şey karmakarışıktı..!
Neden bu kadar zor olmak zorundaydı ki hayat?
En azından bana,benim gibilere adil davransa Olmaz mıydı?Dizlerimi kendime çekip,güçlü görüntümün altında yatan gerçek beni serbest bıraktım.
Hıçkırarak ve titreyerek içimi döküyordum;
Kini
Nefreti
Acıyı
Ve en çok da özlemi...Tam o anda Yanımda bir hareketlilik hissettim gerçekten hiç bir şeye karşı koymaya gücüm kalmamıştı..!
Bana dolanan kollarla bir iç çekip yeni tanıdığım adama,kokuya,hasrete tutundum..
...
17 Aralık
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANDAÇ
Vampire-Vampir içinde #1-24.06.18- -Vampir içinde #2-12.08.18- -Vampir içinde #3-08.08.18- -Vampir içinde #5-27.06.18- -Vampir içinde #6-01.01.18- -Vampir içinde #6-29.04.18- Saf bir kızdı o, Tıpkı annesi gibi.. Salorea ve vampir güçlerinin birleşmiş olduğ...