20 kasım...
Bu gün annemin Doğum günüydü..
Şu an bu düşüncelerle değil de annemle baş başa olabilirdim..Annem,babam?
Dolunay ve Doğuş'un büyük aşkına Ne olmuştu?
Annem öldüyse babam neredeydi?Herşey fazlaca garipti..
Ağacın kenarına çömelip düşüncelerimin Zihni'mi tam anlamıyla ele geçirmesine izin verdim..
...
Uzun süre ormanlıkta kaldıktan sonra hava epeyce kararınca nihayet kendimi toparlayıp ayaklandım.
Eve ellerim cebimde yavaş adımlarla ilerlerken.
Durdum.
Bir kaç metre uzağımda birisi adım atmış ve bir odun kırmıştı.Arkamı döndüm bir şey yoktu.
Duyularıma güveniyordum.Dikkatimi arkamdaki seslere vererek yürümeye başladım.
Böylece bir şeyden şüphelenmediğimi sanacaktı arkamdaki şahıs.Kırılan odun parçalarının ve parçalanan yaprakların sesi git gide yaklaşırken.
Tepkisizdim.
Başıma en fazla Ne gelebilir merak ediyordum.Arkamdan omzuma dokunup hızlı adımlarla önüme geçen adamın botlarındaydı gözlerim.
Şu an omuzumdaki el bana o kadar güven veriyordu ki anlatamam.
Gözlerimi yavaşça kaldırdım.
Gözlerim karşımdaki oldukça yakışıklı adamın gözleriyle buluşurken içine kapılmamak için kendimi dizginledim."Seni tanıyor olma ihtimalim?"
Aslında yoktu ama şu an bir dokunuşla bile kendimi salıvermiştim..
"Sensin,inanamıyorum sensin..!"
Duyguyla ve oldukça şaşkınlıkla konuşan adam'ın gözleri dolarken bir yaş firar etti o güzel gözünden..
Bana sarılmasıyla herşeyi es geçip ben de sarıldım,şu saliselerde hayatımda hiç tatmadığım güveni ve sıcaklığı tatmam normal miydi?
Uzunca bir süre pozisyonumuzu bozmadan o şekilde kalmıştık.
İstemeyerek de olsa bir adım geri çekildim.İçimden bir ses düşüncelerimin doğru olduğunu söylüyordu,o bana çok yakın biriydi..
"B-ben Doğuş.."
Gözlerim şaşkınlıkla açılırken heyecandan dudağımı dişledim.
"Ciddi olamazsın?"
Gözlerim doluyordu,hayır olamazdı değil mi ellerimi yüzüme götürdüm ve ağzıma kapadım.
Olabilirdi de..
"Ben hayatımda hiç olmadığım kadar ciddiyim.."
Gözlerimden yaşlar bir bir firar ederken aramızdaki mesafeyi hızlıca kapatıp koştum ve ciddi anlamda üstüne atladım.
O kadar sıkı sarılmıştım ki benim bile kaburgam sızlıyordu lakin bunu takacak durumda değildim...
Karşımdaki adam Babam'dı...!Kokusunu doya doya içime çekip geri çekildim ellerimle yüzünü okşarken çoktan kendimden geçmiştim.
Ellerini uzatıp gözlerimden akan yaşları sildi ve bana çok içten bir gülümseme yolladı..
"Baba.."
Diye bir nida döküldü dudaklarımdan..
"Baba'm.."
Bir kez daha..
Oydu işte,o olduğuna emindim..
O Dolunay'ın Doğuş'u benim de Babam'dı...
Her ne kadar karanlıkta olsakta o kadar güzel görünüyordu ki böyle bir adama aşık olmamak elde değildi.
Bakımsız bir şekilde çıkıp özgürlüğünü ilan etmiş sakallar,kendi Cumhuriyet'ini kurmuş saçlar özene bezene yaratılmıştı..
Tıpkı melek gibiydi,özenerek yaratılmış bir melek...
"Anne'ne çok benziyorsun.."
Ellerimi yüzünden çektim.
Etraftaki ağaçlara baktım,rüzgarda ahenkle sallanan yapraklara..
Yere yavaşça ve narince düşen yapraklara..
Muhteşem bir yerdeydik aslında..
Çok geçmeden tekrar konuya odaklanıp Babam'a döndüm..
O benim Babam'dı,yüzümde belli belirsiz beliren gülümsemeyle cevap verdim.."Rüzgar da öyle diyor.."
Kaşlarını çattı..
"Nasıl yani Dolunay nerede?"
Bilmiyordu..
Etraftan gelen tıkırtılar ve Rüzgar'ın ormanda yankılanan sesini duyar duymaz belkide son kez Babam'a döndüm.
Neler olduğunu öğrenecektim lakin şu an Rüzgar babamı görürse ortalık karışacağa benziyordu..!Son kez sarılıp ayrıldım.
Yanaklarından doya doya öpüp omuzlarından tuttum."Şimdi gitmelisin yarın buraya geleceğim....Baba.."
Diyip koşarak uzaklaştım,içimde buruk kalmış heyecanla..
Rüzgar'ın yanına vardığımda durup soluklandım.
"Nerdesin sen Andaç,saatten haberin var mı..!"
Gözlerimi devirip yürümeye başladım.
Rüzgar bu hareketime daha fazla sinirlenip üzerime doğru yürüdü ve kolumdan tutup en yakın ağaca sert bir şekilde yasladı.
Bedenim histerik olarak titrerken gözlerim öfkeyle doldu."Beni terslememen gerektiğini öğrenmiş olmalısın Andaç..!"
Ben daha fazla öfkelenirken o daha Ne yaptığının farkında bile değildi.
Sağ ayağım titremeye başlarken,sinirden kaldırıp sert bir şekilde yere vurdum ve öfkeyle Rüzgarı itip tüm öfkemle bağırdım..!
Yerin çok şiddetli bir şekilde sallanmasıyla ağaca tutundum.
Rüzgar yerde iki büklüm olurken tutunduğum ağaç üzerine devriliyordu ki,hızla altına geçip tuttum.
Rüzgar kalkınca rahat şekilde ağacı bırakıp son gücümü de tüketmiş bir halde yere yığıldım..
Yorgun bedenim,yorgun duygularım,yorgun ruhum...
Bitik bir Andaç...
...
Umudunu yitiren herkese ithaf ediyorum..
Yeni bölüm en kısa zamanda inşallah..23.11.17
Perşembe
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANDAÇ
Vampire-Vampir içinde #1-24.06.18- -Vampir içinde #2-12.08.18- -Vampir içinde #3-08.08.18- -Vampir içinde #5-27.06.18- -Vampir içinde #6-01.01.18- -Vampir içinde #6-29.04.18- Saf bir kızdı o, Tıpkı annesi gibi.. Salorea ve vampir güçlerinin birleşmiş olduğ...