"TARİFSİZ SIZI"

11.3K 737 90
                                    



18 Aralık
07.00

Alarmla gözlerimi yeni bir berbat güne daha açtım.
Aradan uzunca bir süre geçmişti.
Her gün derslerle boğuşup duruyordum.
Rüzgar'la aram git gide bozulurken Duru'nun yanına bile yaklaşamıyordum.

Bu Rüzgar'ın ya da Duru'nun isteği değildi,ben artık ona pek yanaşmak istemiyordum..

Bilinçli olmasa da saldırmıştım ona.!
Gözlerimi yumdum tekrar.

Bu yaşadıklarım,düşündüklerim gerçekten ağır gelmeye başlamıştı.

Üzerimden örtüleri çekip ayaklandım,derin bir nefes alıp bir kaç gerinme hareketi yaptıktan sonra banyoya geçtim.

Gayet soğuk bir duş alıp kendime gelmeye çalıştım.
Üzerime bornozumu geçirip,lavabo aynasının karşısına geçtim ve dişlerimi fırçalamaya başladım.

Nihayet işim bittiğinde odama geçtim.
Üzerime bir kot ve bir sweat giyip aynanın karşısına oturdum.

Hasretle annemin,babamın taramasını hayal ettiğim saçlarıma son bir bakış attım.
Tarağı alacaktım ki yerinde olmadığını farkettim,bir çıldırma sebebi daha..!

Yerimden kalkacaktım ki gözümün aynadaki gördüğüm yansımaya takılmasıyla,suratıma gayet samimi olduğunu düşündüğüm bir gülücük yerleştirip izlemeye başladım dikkatle babamı...

Elindeki tarakla gayet nazik bir şekilde saçlarımı tarıyordu,bu hareketin verdiği huzurla gözlerimi yumdum.

Sıcak eller saçlarımdan uzaklaşınca yumduğum gözleri tekrar açtım.

Neşeli bir şekilde oturduğum puftan kalkıp sarıldım babama..

Bana özlemle karşılık verdiğinde içim Umut tomurcuklarıyla doluvermişti.
Günlerdir görmüyordum onu..

Geri çekildiğimizde yatağıma atladım.
Ona davetler gözlerle bakıp oturuşunu izledim.

"Rüzgar'la aran nasıl?"

Bu soru sinirlerimi bozsa da yanıtladım.

"Konuşmuyorum,bulunduğu ortamda bulunmuyorum fazla canımı sıkmaya başladı çünkü..!"

"Annen?"

Diye sordu cevaptan korkarcasına..
Günlerdir görüşmemiştik,yoksa çoktan bu konuları konuşmuş olurduk..
Nerelerde olduğunu daha sonra sormayı aklıma not edip konunun ciddiliğine büründüm.!

"Annem.."

Yutkundum bunu söylemek her ne kadar benim için zor olacaksa onun da sindirmesi hiç kolay olmayacaktı..

"O,ölmüş.."

Göz bebekleri milim milim büyüyüp koyu bir tona bürünürken gözümden bir yaş aktığını hissettim her ne kadar bu duruma alışmış olsam da canım yanıyordu,canımdan bir parça eksikti..

"S-sen ciddi o-olamazsın Andaç değil mi?"

Gözlerimi ümitsiz bir şekilde kapatırken buna cevap veremeyecek durumda olduğumu anlamasını bekledim..

Gözlerimi açtığımda yoktu..
Perde uçuşuyordu,gitmişti..

Yatağıma gömülüp ağlamama içimdeki boşlukla devam ettim.

Nihayet bir kaç saat sonra kendimi toparlayıp ayaklandım.

İçimdeki tarifsiz sızı yerini sinire ve gerginliğe bırakmıştı.
Ders saatim gelmişti yine.

Saçlarımı rastgele bir at kuyruğu yapıp çalışma odasına ilerledim.

Her gün yanından geçtiğim kilitli kapının önünden geçerken içimi tarif edilemez bir his kapladı.

Bu hissi şimdilik kafama takmayıp işkence odasına girdim...


...


18 Aralık

ANDAÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin