"KORK"

4.6K 374 85
                                    



Tutya,beynimin bir köşesinde Yeşil'le öpüşüyordu,annem ve babam çok sevgili kardeşimle,benimle kurdukları hayalleri gerçekleştiriyordu..

Acıyorum kendime.

Ya da bir saniye,şu saatten sonra kendine acıması gereken birileri varsa onlar da benim sözde ailem..!

Yaptıklarınızın hesabını vereceksiniz!

Gözüme hırs mı bürümüştü,ya da birden bire nasıl bu kadar kötü olabilmiştim?

Ya huyundan,ya suyundan..

Rüzgara özlem dolu bir bakış yolladım ve ona ayak uydurarak evimize doğru yürümeye başladım.

...

"Artık anlatır mısın Andaç,kim öldürdü beni,nasıl öldüm?"

"Rüzgar,bana güveniyor musun?"

"Her daim.."

"Son zamanlarda çok kötü biri olmaya başlamıştın."

"Nasıl yani?"

"Anneme yaptıklarını,onu sakladığını,yani her şeyi öğrenmiştim,çok sinirliydim."

"Ben,sana anlatacaktım.."

"Önemi yok,ben seni affediyorum.."

"Nasıl?"

"Geçti gitti Rüzgar.Benim tek ailem sensin."

Sarıldım karşımdaki afallamış adama.
Aklımda canlanan o kadar fikir vardı ki hangisini uygulayacağımdan pek emin değildim.

Doğru söyleyip beni öldürmesini mi beklemeliyim?
Doğruyu söyleyip bana anlayış göstermesini bekleyerek,bizimkilerden onunla birlikte mi intikam almalıydım?
Rüzgar'ı bizimkilerin yanına götürüp her biriyle en az bir kelime konuşturup nasıl öldüğüne dair yalan mı söylemeliyim?

Peki,peki onu bu şekilde..intikam için kullanmam ne kadar doğru ki..?

Kafam canımı yakacak kadar fazla acıyordu.

Gözlerimden bir kaç yaş süzüldü,bunun farkına varan Rüzgar beni daha sıkı kucakladı.

"Canım benim,ben her zaman ne olursa olsun yanında olmak istiyorum ve bunun için elimden geleni yapacağım."

Neden böyle düşünüyorsun Rüzgar ya..
İçime oturuyor.Anlamıyor musun?
Ne olurdu ki her şeyi hatırlıyor olsan,bana bu işkenceyi çektirmesen..
Seni kullanmama izin vermesen.

"Bu sözünü asla unutma lütfen."

"Unutmayacağım."

Gözlerimi sıkıca yumup boynuna gömüldüm tek ailemin.
Şimdilik heyecanla atan kalbinin sesini dinledim ve bunun bana daha fazla acı vereceğini bilerek yaptım bunu işin garip yönü de buydu zaten.

Acı çekmek istemiyordum,acı olmak,ona karışmak istiyordum.

Kalbim tutuşmuştu sonuçta,bedenim tutuşsa kaç yazardı ki şu saatten sonra..

...

"Günaydınlarrr!"

Güçlükle ovuşturduğum uyku mahmuru gözlerimi karşımda aşırı enerjik bir şekilde dikilmiş Rüzgar'a çevirdim.

İçime oturan binlerce öküze karşın gülümsemeye çalıştım.

"Günaydın."

"Kalk prensesim hadi aşağıda kahvaltı hazırladım sana.."

Yavaş hareketlerle kalktım yataktan aşağı indim Rüzgar'la birlikte.

Mis gibi kokular burnuma dolarken aşırı kötü hissediyordum.

Masaya oturup hazırladığı her şeyden yedim.
İyice doyduktan sonra beraber masayı topladık ve dünkü oturduğumuz yere bir güzel yerleştik tekrar.

Rüzgar'la geçirecek koskoca bir gün vardı şu an önümde.
Ve ben ona ne anlatacağımı bile bilmiyordum.

"Bak prensesim üstüne gelmek istemiyorum ama beni de anlaman gerek.."

"Seni ben öldürdüm.."

Bana anlayışla bakan gözleri birden şaşkınlıkla kocaman açıldı.

"Hem de yalnızca bir kere de değil...Özür dilerim,bana ne yapsan haklısın gerçekten şu an şurada öldürebilirsin beni,benim için hiç farketmez çünkü artık senden başka kaybedecek hiç bir şeyim yok."

Beni sıkıca kendine çekti ve sarıldı.
Hıçkıra hıçkıra ağladım.

"Sarılma ne olur,kız,bağır,çağır ama sarılma bu benim canımı daha çok yakıyor.."

"Canın yanacak elbette Prensesim,yanmazsa kork asıl."

"Çok korkuyorum Rüzgar.."

Saçlarıma bir buse kondurdu.
Hayat bizi nereden nereye sürüklüyordu böyle.
Şu halimize bak,ne olduğumuz,ne halde olduğumuz bile belli değil..

Korku diri tutarmış insanı..
Lakin ben İnsan değilim,diri olduğumdan bile emin değilim.


...

01.04.2019
Pazartesi

ANDAÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin