'GÖZ EVRİMİ'

7K 588 179
                                    




24 Nisan

Gözlerimin,göz kapaklarımdan çıkmak istercesine ağrıması normal miydi?

İstemsizce ellerimi kaldırıp gözlerimi ovdum.

Oturur bir pozisyon alıp etrafa göz gezdirdim.
İki gün önce o düşüncesizce konuşulan konuşmalarımızın ardından uyuyakalmıştım.

Buradan çıkmak zorundaydım,daha önemlisi O'nun kim olduğunu öğrenmek zorundaydım.

Üstümde çok ağır yükler taşıyordum.
Ayak sesleri gelmeye başlayınca pür dikkat kapıyı izlemeye başladım.

"Günaydın."

Diyerek içeri giren namı değer Yeşil Bey'in ellerine odaklandım,iğne yoktu şükürler olsun. Zaten  olsaydı bile artık bünyem ona karşın metabolizmamı korurdu.
Karşımda dikilen Yeşil'e 'ne var' dercesine baktım.

"Hazır kendindeyken artık O'nun kim olduğunu öğrenmenin vaktinin geldiğini düşünüyorum."

Gözlerimi kıstım bu işte bir pislik vardı ama neyse.

Kapının ardından gelen tıkırtılarla gülümsedim,O ayağıma gelmişti.

Karşımda duran Yeşil tavrım karşısında büyük bir şaşkınlık geçirirken içeri giren bir çift ayak tüm hayatımı alt üst edecek türdendi.

Adamın gözleri her yerde karşıma çıkmıştı.

Rüzgar'ın evinde pencerede otururken,Tutya'nın evinde akşam yemeği yerken,Tutya'(y)la Rüzgar'ın evine yürürken ve daha bir çok yerde.

Fakat hiç önemsememiştim bu gözleri,hiç dikkat etmemiştim bu gözlere.

"Hatırlamaya başlıyor gibisin?"

Gözlerim bana lanet ediyordu adeta.

"Hatırladığına göre artık konumuza dönebiliriz,soruyorsun 'neden' diye.Bu adamla,benim ya da babamın ne işi olur diye bu kadar kendini kasma be Andaç merak etme ben açıklayacağım."

Derin bir nefes aldı,bir şeyler anlatıyordu fakat gözlerim iyi durumda değildi ve dinleyemiyordum.

"Ya adam yeter bir sus,gözlerimin halini görmüyor musun,bir şeyler yapsanıza."

İki adam da bana şok olmuş şekilde bakıyorlardı,ne yani gözlerim konudan daha mı önemsizdi?

Yeşil kapıdan çıkıp şu doktorların göze tuttuğu ışıkla geri döndü.
Önümde durup gözlerime tuttu ışığı.

Endişeyle O'ya dönüp bir kaç şey fısıldadı.

"Andaç gözlerin evrim geçiriyor!"

İyi de bu imkansız!?

Yeşil beni hızla yatağa uzandırdı.
Gözlerimi kendi parmaklarıyla kapatıp yanıma oturdu.

"Hayati bir tehlikesi olmadığını söyle!"

Diye bağıran O'nun ardından gözlerimi hafifçe araladım.

"Normal bir insan vücudu bu tepkimeye dayanamaz,onun türü Ne tepki verir kestiremiyorum."

Yeşil tekrar bana döndü.

"Andaç gözlerini ne olursa olsun kapalı tutmak zorundasın,bu tepkimeye bir de oksijen karıştırırsan daha kötü şeyler olur!"

İşittiğim azardan sonra git gide daha çok yanan gözlerimi sıkıca kapadım.

"Kahretsin!"

Diyerek bulduğu her yere tekme atan O'nun neden bu denli endişelendiğini anlayamıyordum.
Bana bir şey olmasını istemiyorsa beni neden kaçırmıştı?
Tam sorularımın cevaplarını alacakken bu Göz evriminin de yeri ve zamanıydı sanki(!)

Göz bebeklerim yerlerinden koparılıyormuş gibi bir sancı saplandı gözüme.

Atabildiğim kadar çığlık atıp gözlerimi açtım.
O an her şey şöyle ağır çekimdeymiş gibi ilerledi.

Gözlerimi yavaşça açmamla Yeşil ellerini gözlerime kapamaya çalışırken kapıdan yeni giren O'nun gözlerini yerinden çıkacak kadar açılması,Yeşil'in gözlerimi kapatamadan gözlerimin oksijenle buluşması...

Anlık bir krizle titremeye başladım.
Gözlerim açılıp kapanırken bedenimi saran titreme birden kesildi.

Gözlerim kapandı,saç derime kaynar sular dökülmüş gibi yanmaya başladı.

Yeşil bileğimi,eline alıp nabzıma baktı.
Sonra bileğimi bırakıp hızla kafasını göğsümün sol kısmına dayadı.

Hiç bir şey hissetmemem normal mi?
Ya da beynimin,düşüncelerimin de git gide benden uzaklaşması?

"Andaç öldü..!"



...

Leydi is Centilmen
Bu bölümü hangi akla hizmet yazdım inanın bilmiyorum.
Bunlar aklıma nasıl geldi,hiç bir fikrim yok.
Bu arada göz evrimi diye bir şey var mı bilmiyorum aklıma geldi öyle bir şey ben de yazdım.
Olaylar olaylar
Ortalık kızışıyor gibi ha?
Yazarınız pek iyi durumda değil az anlayış lütfen.

Ha şunu da unutma
"Seviliyorsun"

Bu bölüm hakkındaki tüm  düşüncelerini ,eleştirilerini,
geliştirilebilir fikirlerini bu pasaja bırakmanı istiyorum.

Ayrıca ufak bir ayrıntı daha var.
Bu bölüme 100 vote gelmeden diğer bölümü yayınlamayı düşünmüyorum çünkü o kadar okuyup beğense bile vote vermeyen ya da yorum atmayanlar var ben bu yüzden bu işe artık bir el atmak istedim.
Dediğim gibi;
100 vote

Günün ilk
sözü;

Yüzümüzün ve gözlerimizin rengi ne olursa olsun, gözyaşlarımızın rengi aynıdır.

Günün son
sözü;

Ve....
Bir gün herkes anlar, sevdiğinin kıymetini...
Ama gidince, Ama bitince, Ama ölünce... Kısaca; İş işten geçince!

09.06.2018
Cumartesi

ANDAÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin