"Hee Young!"
Arkamı dönünce marka sponsoru gibi giyinmiş Jungkook karşımda belirdi. İki saniyeliğine süzdü beni. Fırsattan istifade bende onu süzdüm, cidden çok yakışıklı görünüyordu.
"O gün," diyip başladığında dudaklarını birbirine bastırdı. Bu kadar komik olan neydi ki? "Görevli olmaya hak kazandığında gözlerin dolmuştu. Şahsen, üzerine sim dökersin diye düşünmüştüm."
Memnuyetsizce gülüp "Şakacı," dedikten sonra yüzümü eski haline getirdim. Bay Park, tanrım yüce Bay Park salondan içeriye girdiğinde eğilerek selamladık.
"Çok karizmatik görünüyor."
"Ciddi olamazsın, adam pijamalarıyla gelmiş neredeyse."
Dişlerimin arasından konuştum "Minnet duygusu yüzünden hep."
Gözleri yok olana kadar güldü, tebessüm ettim sadece.
Yanımıza başka okullardan birkaç kişi daha gelince son hazırlıklara başladık. Jungkook o kadar çok odaklanmıştı ki, onun fotoğrafını çektiğimi anlamamıştı bile.
Aptalsın, Jungkookie.
*
15.00
Serginin açılışı üzerinden saatler geçmişti fakat biz hala gelenleri karşılıyorduk.
Sekiz okulun 'kardeş okuluz' diye açtığı sergide yedi tane emeğim vardı. Mutluydum.
Kafamı sağa çevirdiğimde gördüğüm ilk yüz, kavga ettiğimiz kızdı. En mutlu günümde neden karşımda yalı kazığı gibi dikilmişti ki?
"Ah, cidden..." dedim kıza bakarak. Nedensizce buradan defolup gitmesini istiyordum. Ya da, biraz daha burda durup Jungkook ile beni izlerken kafayı yedikten sonra da gidebilirdi. "...neden buraya gelmiş ki? Sinir bozucu."
Eliyle dürtükleyip dikkati kendinde toplayan Jungkook "Kimden bahsediyorsun?" diye sordu. Ben şimdi kızı göstersem, ertesi gün 'oppam benimle evlenecek' diye gezmez miydi bu kız?
"Anlaşamadığım sınıf arkadaşım."
Bay Park direk müdürün yanına, ki bu da Jungkook'un amcası oluyordu, gittiğinde bende kendi çizimlerimin önüne gittim. Öf, cidden ne güzel çizmişim.
Jungkook, kendi portresinin fotoğrafını çekince güldüm. "Beğendiysen bu kadar çok, sergi bitince çalmaya bak."
"Yardım edecek misin?"
Elimle Bay Park'ın yaptığı tabloyu gösterdim, kendi çalışmalarındandı. Fazla özeldi. "Ben onu çalacağım."
"Vazgeçtim, bende onu çalacağım."
Gülümsedim, eğleniyordum. Herkese karşı kükreyen Jungkook uysal birine benziyordu. Mesajlarda da böyleydi, sakindi ve ılımlıydı. Fakat sinirlendiği zaman, etrafına saldırıyor içindeki enerjiyi atıyordu. Bu özelliği iyi miydi yoksa kötü müydü bilmiyordum.
Ama tercih edeceğim yönü bu değildi.
"Kendine çalacak başka tablo bul," dedikten sonra saçımı savurup önünden geçtim.
Bay Park, yüzündeki tebessüm ile bizi izliyordu. Tanrım, çalma planları? Saç savurma aşamaları?
Eliyle yanına çağırdığında hızlıca yanına gittim. "Bay Jeon," diye seslendiğinde müdürümüz Bay Jeon dikkatini bize verdi. Beni direk tanımıştı, kavgadan.
"Sergide kullanılan resimlerde emeği olan bir öğrencimiz..." dediğinde başımla selamladım.
"Ve kavgacı bir öğrencimiz. Her neyse, yetenekli olduğu belli."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my rude boy | jungkook
FanfictionJungkook: Eğer dediğin gibi benden hoşlanıyorsan neden karşıma çıkmıyorsun? Itsrealme: Çünkü sen uzaktan daha iyi bir insansın Jeon Jungkook. Jungkook: Ne demek istiyorsun? Itsrealme: Etrafındakilere nasıl davrandığını gördüm. Karşındakini nasıl kü...