5.0

8.4K 395 95
                                    

Saat on ikiye gelirken, elimdeki çakmakla pastadaki mumları yakmaya çalışıyordum. Bugün, yirmi dokuz aralıktı ve dakikalar sonra Tae'nin doğum günüydü.

Okuldan dönerken pastaneden küçük boylarda pasta almıştım, bu işin basit tarafıydı. İşin zor yönü, pastayı Tae'den saklayabilmekti.

Dudağımı yalarken telefonuma mesaj gelmişti. Hemen elime alıp baktım, Jungkook.

Kookie: Uyudun mu?

Youngie: Uyumasam bile seninle konuşmayacağım Jungkook-ah.

Saatin dolmasını bekliyorum, Tae'nin doğum günü.

Kookie: :) konuşmamak için iyi bir sebebin var en azından.

Tae, duyunca mutlu olur mu bilmem ama, umarım iyi bir yıl geçirir.

Youngie: O zaman, bunu iletirim.

İyi geceler, Jungkook-ah.

Ah, birde bu var.

Telefonundan kendime attım, haberin olsun :)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Telefonundan kendime attım, haberin olsun :)

Kookie: Milyar tane mükemmel fotoğrafım vardı, neden bu diye kendime soruyorum.

İyi geceler, saat geliyor.

Saate baktım ve erken yaktığım için nerdeyse yarısı eriyen mumlarla odamdan çıktım. Annemle beraber onun odasının önünde karşılaştığımızda "Anne, git ya." dedim.

Hediye falan almamıştı, pastamı onunla paylaşamazdım.

"Beraber kutlarız." demesiyle kaşımı yukarı kaldırdım. "Olmaz öyle bebeğim, ben tek kutlamak istiyorum. Sen zaten doğumda fırlattın onu, bizi yalnız bırak."

"Hee Young, çarparım ağzına."

"Çarparsan, pasta elimden düşer ve toplamam. Bir daha düşün anne."dememle saate tekrar baktım. On iki olmasına kırk saniye falan vardı.

"Anne, git ya. İlk ben kutlamak istiyorum, sen sonra gel."

Bana yandan baktıktan sonra kendi odasına gitmeye başladı. Saat öttüğünde, ayağımla kapıyı ittirdim ve işte çok çalıştığı için eve gelince direk uyuyan Tae'nin yatağının kenarına oturdum.

Pastayı komidine koyduktan sonra "Hyung." demiştim. Bende üç tane yastıkla yatıyordum ama, bacağımın arasına aldığım yastığı kanıma işlemek istermiş gibi sarılmıyordum.

"Hyung, uyan." dedim parmaklarımı yüzünde dolaştırıp gülümserken. Komik gözüküyordu, sevimliydi. Aklıma gelen fikirle odayı aydınlatmak için abajuru yaktım ve arka cebimden telefonumu çıkardım.

Yakınlaştırdım.

Uyanırken çektiğim kısa video, tüm hayatım boyunca hiç kaybetmek istemeyeceğim bir videoydu. Telefonu direk arka cebine tıkmıştım.

my rude boy | jungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin