Jungkook: Eğer dediğin gibi benden hoşlanıyorsan neden karşıma çıkmıyorsun?
Itsrealme: Çünkü sen uzaktan daha iyi bir insansın Jeon Jungkook.
Jungkook: Ne demek istiyorsun?
Itsrealme: Etrafındakilere nasıl davrandığını gördüm.
Karşındakini nasıl kü...
"Anne," dedim yalvararak. "Bugün gitmek istemiyorum, bak yalvarıyorum sana."
"On dakika içinde hazır olmazsan eğer, otobüsle gideceksin."
Yerden çantamı aldım, anneme bakıp göz devirdim. Tek kaşını kaldırdığında hızlıca evden çıktım.
Zaten kapının ağzındaydım.
Evden çıktığımda annem arabasının kapısını açtı. Derin bir nefes aldım, kalp atışım hızlanmıştı. Özel olarak bindiğim hiçbir araba bana iyi gelmiyordu.
"İyi misin?" dedi annem, haberi yoktu. Bu arabaya bindiğimde nasıl bir geçmişle boğuştuğumun haberi yoktu.
"Okula gitmek istemediğimi söylemiştim," dedim konuyu başka konuya bağlayarak, arabayı çalıştırdı. Dudağımı kemirmeye başladı.
Caddeden çıktık, kalp atışım hala aynıydı ve gittikçe yükseliyordu. Terleyen ellerimi eteğime sürttüm. Ayağımla ritim tutuyordum.
Sola döndük, bacaklarımı hissetmiyordum neredeyse, titriyordu. Dişlerimi sıkmaya başladım, ellerim yumruktu. Geçsin diye gözlerimi kapatmak istiyordum fakat zihnimde canlanır diye korkuyordum.
Sakin ol Hee Young, sakin ol.
Havanın soğuk olmasına aldırmadan camı açtım. Annem ise değişik bir şekilde bana bakıyordu, cama düşen yansımasını görmüştüm. Dudaklarım titriyordu.
"Üşüyor olman gerekmez miydi senin?"
"Arabanın içinde boğuluyor gibi oldum, kapatayım mı?"
"İstediğin gibi yap."
Ana yolda, ışıklara takılmıştık. Geçen her saniye benim için kabustu, şimdi veya sonra fark etmezdi. Bu arabayı terk etmek istiyordum.
Camdan giren soğuk hava beni etkilemiyordu.
Otobüse nazaran altı dakika önce okul kapısında olmuştum. Anneme öpücük atıp arabayı koşarak terk ettim. Ayaklarımın titremesi geçmemişti.
Okul kapısından girdiğim an Jungkook'u gördüm. Yanındaki kız arkadaşıyla çardakta oturmuş hararetli bir konuşma içerisindelerdi.
Sınıfa giderken de benim için tam bir işkenceydi. Sergiden sonra insanların bana olan bakışları değişmişti.
Yanıma uzun, kırmızı saçlı bir çocuk geldi. Değişik bir havası vardı, gereksiz.
"Selam," dedi yüzünde pek fazla bir mimik oynamıyordu. Bende dik dik bakmaya devam ettim. "Hee Young." diye devam etti. Yanından geçip gitmek istiyordum ama bu kabalık olurdu. Sessizce izlemeye devam ettim.
Sırama oturduğumda kağıdı açıp içine baktım, bir telefon numarası ve isim. Buruşturup cebime soktum. Eğer sapık gibi beni izliyorsa, umarım bunu görmüştür.
İlk dersimizin coğrafya olması, beni ölmeye teşvik eden en büyük etkendi. Cidden sevmiyordum. Coğrafya öğretmenimiz Bay Min, arkasını dönüp klasik bir şekilde ders anlatmaya başladığında sıranın altından telefonumu çıkardım.
Itsrealme: Jungkook yaşıyor musun?
Jungkook: Ders matematik, sence?
Itsrealme: Matematiği tercih ederim.
Jungkook: Bunu demen için, coğrafyada olman gerekiyor.