Jungkook: Eğer dediğin gibi benden hoşlanıyorsan neden karşıma çıkmıyorsun?
Itsrealme: Çünkü sen uzaktan daha iyi bir insansın Jeon Jungkook.
Jungkook: Ne demek istiyorsun?
Itsrealme: Etrafındakilere nasıl davrandığını gördüm.
Karşındakini nasıl kü...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Itsrealme: Hyung beni rahat bırak ㅋㅋ @kimtaehyung
72 beğeni
Jungkook fotoğrafı beğendiğine bacağımı sallamaya devam ettim. Mesaj atmalı mıydım? Yani, genel olarak sohbeti ben kurar, onu eleştirirdim. Şimdi ne yapacaktım?
Önüme kahveyi bırakan Taehyung'a baktım. Saatini kontrol ederken mesaj geldi. Bu sefer, Jae Hwaydı.
Jae Hwa: "Hastayım, gelemem, uyumalıyım"
Bunlar sana bir şey çağrıştırıyor mu Hee Young?
Hee Young: İki saate yakın bir süre önce, benim repliklerim.
Ama bugün pazar ve ben eğlenmek istiyorum, hyungumla.
Jae Hwa: Yazıklar olsun sana.
Hastanede üç saatin sonunda uyuyan hyungundu, ben değil.
Çorba istiyorum dediğinde ben getirdim.
Uykum var dediğinde ışığı ben söndürdüm.
Hee Young: Ama ışık kumandalıydı.
Jae Hwa: Ne fark eder? Hyungun uyumasaymış da o söndürseymiş o zaman.
Hee Young: Özür dilerim aşkım, senin için yapabileceğim bir şey var mı?
Jae Hwa: Var, sen fotoğraf attıktan sonra Dae-Hyun bana mesaj attı.
Seninle randevuya çıkmak istiyor.
Kabul etsen iyi olur, yoksa kafanı dişlerimin arasında ezeceğim.
Bu fotoğrafı paylaştıktan sonra nasıl benle hala konuşmak isteyebilirdi ki?
Hee Young: Ona, kaza geçirip öldüğümü söyle.
Jae Hwa: Perşembe günü hazır olsan iyi olacak, tatlım.
Hee Young: JAE HWA!
"Ne oldu?" diye soran Taehyung'a verdim dikkatimi, o sıra bana aldığı kahveden biraz içmiştim. Sadeydi, en sevdiğim.
"Klasik Jae Hwa işte, ne olacak?" güldüğünde bende güldüm ama endişeliydik ikimizde. Bir an her şeyden sıyrılıp kahve bardağına bakan Taehyung'un fotoğrafını çektim, hikayeye atarken konumu da ekledim. "Sence nasıl geçer?"
Dudak büktüm, Taehyungdan emindim. Bu zamana kadar aklına ne koyduysa yapmıştı. Alt tarafı bir iş görüşmesiydi. Omuz silkerek "Sakin ol," dedim.
"Ah, sağol." Dalga geçtiğinde göz devirip devam ettim. "Yani, bir tane işin var. Bunun şartları daha iyi olduğu-" dediğim sırada konuşmamı kesti. "Yemek saati ve kafeteryası olduğu için istiyorum," dedi.
