Kahvaltıyı yapmıştık ve herkese birşey diyicem diyerek benim yani mericle benim odama çıkarmıştım. Şimdi de koltuklara oturmuş bütün dikkatler bende benim anlatmamı bekliyorlardı. Tam söze giricem sırada "offf amma uzattın he mugladakiler bilmez o yuzden onlara detayli anlatcaz aras da bilmez çünkü neyse ya bi ara biz sıkça buraya Gelmeye basladiydikta bi tane kızla bu kafes dövüşü yaptıydı adı zeynep o bu sabah buraya gelmiş kaylaya demiş ki yarım kalan dövüşü tamamlayalım demiş buda tamam diyip numarasını vermiş şimdi hiçbiriniz itiraz etmiceniz bu kız kavga edicek nokta" cansu cümlesini bitirince arasla göz göze geldik. Hışımla ayağa kalkıp yanıma geldi ve kolumu tuttu. "Neden buraya geldiğini bana hiç söylemedin" diyip kaana çağrıya kereme cana sıra sıra baktı "off aras istemedim çünkü bidaahki ayrılmamız cidden zor olurdu ve ben kaldıramazdım seni de enkaz altında bırakmak istemedim" diyip tekrar yerime oturdum sonra meriçe baktım. Sinirlenmişti ama belli etmemeye çalışıyodu. "Tamam abi abartma istersen şimdiki konumuza dönelim bu kız kimdir nerden bulaştın bu olaylara anlat" dedi efe sakin bi şekilde. Başladım konuşmaya. "Ya annemi yeni kaybetmiştim o aylar bende kafamı dağıtmak için sudeyle cansuyu alip buraya geldim dedim hazır dedem gilde burda diğil işte her gün barlara tenha iyi kopu olan yerlere dövüş spor salonlarına gidiyodum çünkü cidden böyle birseyi unutmak için birşeylerle uğraşmak rahatlatıyordu. Bigün kaan çağrı kerem ben sude cansu bara gittik bu kızda neymiş en iyi dövüşçü müymüs bilmiyom herneyse lavobaya giderken bi cocuk sarkıntılık ettiydi bende 2vurmayla hallettiydim zaten sarhoştu bide o aralar oyle baya iyi dövüş yapamıyordum bu kız alkışlayarak yanıma geldi dedi işte marifetlerini kafes dövüşünde de görmek isterim zaten ilk kafes dovusum bu olmuştu herneyse böyle tanıştık ben o zamana kadar hazırlandım ettim flaan geldi dövüş gününe kafese girdik dövüşüyoz ben altta kaldım dayak yerken kafes açılıp içeri sunucu giriyo sonra bizimkiler diyolar polisler geldi hadi hadi bizde o panikle kaçıp gidiyoz sonra da babam arıyor gelin diye hem cansuyu ailesi çağırıyo hemde sudenin koreye gitmesi lazım beni de tek bırakmadılar aldılar peşlerine götürdüler sonra nasıl buldysa beni bulmuş evimi bulmus bana yarım kalan dövüşü halledelim diyo kabul ettim falan fistan öyle ya canım sıkıldı napalım" diyip geriye yaslandım kafamı rahat bi şekilde ayarlayıp gözlerimi kapattım. "Eee gün belirlediniz mi" dedi kerem. "Yok abi kızı tanıyan varsa gitsin ayarlasın rastgele bi gün yapalım bitsin kavgayı" dedim. "Kerem tanıyo kızı ayarlasın bi gün" dedi çağrı. "Kanka is sende" diyip göz kırptım oda bana o iş bende der gibi kafasını oynattı. "Hadi dışarı çıkalım bunaldım ben biraz" diyip ayağa kalktı sude. "Aynen ya hadi bi hava alalım dışarda bi tatlı flaan yer geliriz hazırlanıp parti midir nedir ona gideriz" diyen cansuya döndüm. "E oturmaya mi geldik hadi gidelim" diyip bizi güldüren erene baktım. Erenle kaan çok uyuşuyorlardı ama birbirilerinden haberleri yoktu. Hepimiz aşağı inip montlarimizi giydik. "Kayla ilk sen üstünü degistir Öyle gel bekliyoruz" diyen meriçe goz devirdim ve aldirmadan önümü kapatıp dışarı çıktım. Garaja giderken yanıma şoför geldi hemen garajı açıp beni bekledi. Yanıma sude gelince peşine cansu" bence herkes arabasını alıp yanına manitini alsın oyle gidelim ordan beri de dağılır hazırlanıp partiye gideriz" diyen cansuya hak verdim. Defneyle rananın arabası olmadiği için burda boşta olan mersedes audi arabalarını onlara verme kararı aldık tabiki de range rover ama siyah rengi. Bide heryerde kar var. Defne gilde yanımıza gelince arabaların anahtarlarını teker teker soforden alıp tam koltuklara oturucakken erkekler önden davranıp şoför koltuklarına oturdular. Bizde el mahkum yanlarına ama bunlar bizim arabamızdı. Araslar 2arabaliydi kaan bana bilindik yerleri olduğu ve oraya gideceğimizi onları takip etmemizi uyaran bi mesaj atmıştı bizde dediğini yapıp konvoy gibi gidiyoduk. "Biz ne zmaan söylicez sevgili olduğumuzu" diyen meriçe döndüm. "Şeyy bilmiyorum ne zaman söylicemizi ama biraz zaman lazım gibi duruyo" "ya kızım adam sana yaklaştıkça sinirlerim nasıl artıyo görmüyon mü aa tabi ona bakmaktan bana sıra gelirse görürsün" "Ya sen ne demeye getiriyon be nasıl sana bakmıyormuşum meriç dediklerini kulağın duysun atlatma benim sinirlerimi cidden kötü olur bak" diyip kucağımda ellerimi birleştirdim. "Benim sinirlerimin atlaması sıkıntı diğil senin sinirlerinin atlaması çok önemli dimi kayla hanım yada prenses mi demeliydim" "Ya meriç çek kenara cidden daraldım cansu gilin arabasına binicem yoksa istemediğim sözcükler çıkıcak ağzımdan" "saçmalama kayla gidiyoruz işte" "saç malanmaz taranır" diyip cama döndüm. Meriç kahkahakhayı basınca ne dediğimi idrak ettim cidden demiş miydim. Bende gülemeye başlayınca "Ya yeter tamam ya sinirden ne dediğimi bilmiyorum artık" dedim. "Kayla" diyince meriç ona döndüm "efendim" "kıskanıyorum anlıyo musun o herifin senle ilgilenmesini sana prensesim diyişini kıskanıyorum" dedi ya ben seni yerim. Şuanda tek yapmak istediğim şey meriçe sarılıp öpmek. "Meriç sen sessiz bir yere sürsene arabayı biz geç gitsekte olur" dedim. Bana bakıp tekrar önüne döndü "iyi tamam sende şöyle efe gile bizi dıgil onları takip etsinler" diyince hemen telefonu çıkarıp cansuya mesaj attım. "Tamamdır sür başka bi yere" diyip sırıttım. Çocuk seni öpücem tipe bak ya kıskanmanı yerim senin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başımın Belası
Teen FictionHayal kırıkları ve parçalanmış bir kalp menfaati için yarışan erkekler. Sevip ve sevilmek artık bana çok uzak sevdim ve menfaati için kullanildim. Bu sever aşık oldum ve yine menfaati için beni kandıran başımın belası düşmanım beni seviyo bende büyü...