Sabah üstümde ağırlık hissederek uyanmak çok kötü bisey olsa gerek ezilme çağına gelmiştim. Gözlerimi açıp neyin ağırlığı diye bakıcaktım mi gözümün önüne saçlarım geldi elimi kaldırıp saçlarımı çektim sonra üstümdeki ağırlığa meriçin yarısı üstümde yarısi yataktaydı. Deli bu çocuk ya kafamı sağa çevirip yuzune baktım yüz üstü yatmış ama yüzü bana dönüktü saçları yüzüne karışmış hafif aralik olan dudaklariyla çok tatlı gelmişti gözüme iyiki sadece ben görüyodum yoksa katliam çıkarabilirdim. Meriçe doğru zorda olsa dönüp göğsüne yavru kedi gibi girdim. Bi yandan da üstüme yorganı çekiyordum. Ellerimi biraz daha yapmış olduğu kaslarına koyup tişörtünden açıkta kalan yeri öptüm. Huylanmış olmali ki biraz haraket etti. Kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Biraz uzaklaşıp çenesinden başlayıp yüzündeki her bir noktayı öptüm dudakları hariç orayı sona bırakmıştım. Dudaklarına eğilip tam öpecekken aklıma hainlik geldi. Biraz kudurtiyim dimi şunu yüzünün herbir yerini tekrar öptüm sonra kulak arkalarına doğru yavaş yavaş öptüm daha çok kımıldamaya başlamıştı sanırım uyanmış olmali ki ağzından ufak bi ses çıktı ama ne dedi anlamadım. Yüzünde dudaklarına yakın yerleri öpüp dudaklarımı hafiften dudaklarına değdirdim ve evet istediğim oldu hemen kendisi öpmeye başlayınca alt dudağını ısırdım. Dudaklarını çekmeye çalışırken üstüne bide inliyordu. Dudağını bırakıp kahkaha atarak yataktan kaçıcaktım ki kolumdan tutup altına bi hamlede aldı. "Yanlış sularda yüzüyorsun güzelim" diyip iyice üstüme çıktı. "Ohh iyikide yapmışım sen yapiyodun ya tosunum benim" diyip elimi yüzüne koydum biraz yağlara zam gelse fena olmaz. "Dişi tosunum hala yanlış sulardasin yapma yerim yoksa seni" diyip hırlayarak boynuma daldı bende gülerek uzaklaşmaya çalıştım ama başarılı digildim çünkü gülmekten yariliyodum. "Ya tamam ye-yeter ya" diyodum ama hala devam ediyodu. En sonunda gülerek ayrılınca yüzüme baktı gülüşümden öpüp "Sen hep gül" diyip sıkı sıkı sarıldı bende ona aynı şekilde. "Seni seviyorum" dedim büyük bi gelişme yaparak. "Seni hep sevicem" diyerek devam ettim. "Ömür boyu" sözüm bitince sıkı sıkı sarıldım meriçe bu halime tebessüm etti. "Seni seviyorum... seni hep sevicem.... hemde ömür boyu" deyince kıkırdadım. "Tosunum açıktım ben diyorum ki kahvaltıya insek artık hem akşam kavgam var güç almam lazım" diyip kocaman sırıttım. "Kalk dişi tosun kalk doyuralım evladimizi" diyip ayaklandı. "Ha" diye bi şaşırma efekti koydum. Bu halime kahkaha atarken kendini zar zor durdurup "Şaka yaptım güzelim hadi kalk giyin bende dışarda elimi yüzümü yıkayıp geliyim" diyip yataktan kalktı. Aslında hiç geleceğimizi düşünmemiştim ve aniden böyle birşey demesi tuhafıma gitti. Düşüncelerimi bi kenara atıp hemen dolabima uçtum. Dolaptan rastgele siyah pantolon bordo bir kazak alıp çabuk cabuk giydim. Saçlarımı da topuz yapıp Yatağı düzenlemeye başladım. O sırada odaya meriç geldi sessiz sakin kendine kıyafet seçip yanımda giyindi tabiki bakmadım sapıklasmayin. Yatağı düzelttikten sonra yerdeki ayakkabılarımı ayağıma geçirip meriçe baktım. Çıkardığı kıyafetleri katılıyordu sonra benim çıkardığım kiyafetlere baktım yatağın yanındaki oturscaga sallamışım duruyo. Duzeltsemmi diye düşünürken amann boşverleyip meriçin yanına gittim benim ona doğru gittigimi görünce elindekini koltuğa koyup bana odaklandı. Üstüne siyah tişört kırmızı siyah kareli gömlek altına da siyah pantolon giymişti. Yanına vardığımda gömleğin yakalarından tutup "sevgilim" dedim. "Güzelim" diyerek belimden tuttu ve aramizdaki mesafeyi kapattı. "Akşam şimdi ben kavga etcem ya hani" diyerek cevap vermesini bekledim. "Hımmm" diyince devam ettim. "Simdi dayak yersem büyük bi ihtimal ağzım yüzüm kaycak ya böyle dudağım falan patlıcak gözüm şişecek ya" dedim. Hala gözlerine bakmamıştım yakalarıyla oynuyodum. "Sen bana kıyamazsın ya" diyip başımı kaldırdım belki diyeceğime pişman olacaktım ama olsun be ne olcak. " canım yanmasın diye öpemezsin ya beni şimdi izin veriyorum öpebilirsin ama bende sana doya doya bakmak isiyorum anlaşmalı sen beni öpebilirsin ama gün boyu bakışlarıma maruz kalıcaksın kabul mü tosunum" diyip ellerimi boynunun arkasına getirdim. Hafifçe tebessüm edip "Ben sana dokunmaya bile kıyamıyorum yaran olunca napıcam ben. yaralanma tamam mı güzelim özellikle dudaklarına dikkat et bide gözlerine öbür yerlerin önemli diğil" diyip anlını anlima yasladı. "Ama varlığın daha çok onemli tabi yanimda olman nefesini solumam" diyip kafasını anlımdan ayırdı suanda ne yapiyo fikrim yoktu çünkü oyle büyüsüne kapılmıştım ki gözlerimi açacak cesaretim yoktu. Dudaklarıma sıcak dudakları değince birden ürperdim. Ya yine ne oluyo bana. Ayrılınca nefesi daha yakınıma yaklasti. "Açım ben dişi tosun hadi kahvaltıya gidelim" diyip kafasını geri çekti. Bende sonunda gözlerimi açıp meriçe baktım. "Çok acıktım ya" diyerek koşarak odadan çıktım. Tovbe kalbim dur lan ilk kez digil ya allah. Meldivenleri koşarak inip kahvaltı masasına vardım babannem gil vardı sadece. "Gunaydinlarrr" diye bağırarak önce dedemi sonra babannemi öptüm. Diğerleri de sıra sıra geliyodu heralde çünkü merdivenlerden sesleri geliyodu. "Dede şey biz arkadaşlarla akşam dışarı çıksak nasıl olur güzel olur dimi teşekkür ederim ay çok acıkmıştım" diyerek yerime oturdum ve dıkınmaya başladım. Babannemle dedem de bu halime gülüyorlardı. Bizimkiler sıra sıra gelip gelip yerlerine oturunca masada gülüşmeler kahkahalar muabbetler ordan oraya geziyordu. En sonunda doydugumu farkedince geriye yaslandım. "Kızım göbek yaptın az ye kimse begenmicek seni sonra ha" diyen ranaya kısa bir bakış attım. Sonra kocaman gülümseyip "Benim kilom sana niye bu kadar dokundu acaba canım bitanem" diyip ağzıma peynir attım. "Hiç sonra seni kimse almıcak başımıza kalcan diye dedim"diyip defneyle beşlik çaktılar sonra masada gülüşmeler koptu. Neden benle uğraşıyorlar ki. Hepsine teker teker ters bakışlar atıp ayağa kalktım ve odama doğru yol aldım hii hepsine tirip atıcam görürler. Odama girince kapıyı umursamadan sert bi şekilde kapattım sonra televizyonu açıp izlemeye başladım. Hiçbirşey bulamayinca telefondan meriçin hesaba girdim. Fotoğrafımıza bakmamıştım ve merak ediyodum kimler görmüş diye. Hemen güzel fotoğrafımızın üstüne tıklayıp beğeniye baktım. 604 baya beğeni vardı. Kim beğenmiş diye bakıcaktım ama kapı açıldı. Kafamı geriye atıp kim olduğuna baktım. Hadi ama bu tosuna nasıl tirip atiyim bide sırıtıyo. "Güzelim napiyon" diyerek yanıma geldi ve benim sırtımı koltuktan uzaklaştırıp arkama oturdu bacaklarını siğdirabildigi kadar kendine çekip sığdırdı sonra beni çekip göğsüne yaslandırdı. Kolumu sigdirmaya çalıştığı tek bacağını kavradım sonra kafamı arkaya yatırıp tek elimle çektiğim fotoğrafa baktım "resmimize bakıyodum sen bunu gördün mü" dedim. "Heralde yani çok güzel olmuş" dedi. Bi süre öylece sessiz sessiz dururken kapı açıldı. Sonra teker teker bizimkiler gitmeye başladı. "Selam aşıklar nasılsınız iyi mısınız bende iyiyim hadi oturak" diyip lap diye karşıya oturdu cansu. Sonra hepsi sohbet ede ede oturdu. Bi süre sonra "hadi film izleyelim" diye laf attı eren. Herkes onaylarken ne filmi izliceklerini seçiyolardi. Onlar seçerken telefonum çalmaya başlayınca kalkıp yatağın yanındaki komidine doğru yol aldım. Varınca ekrana baktım aras arıyodu. Şaşırarak açtım kulağıma götürüp "alo" dedim. "Prensesim napıyorsun" "hiç bizimkilerle film izlicektik noldu" "öylesine aradım müsaitsen bizimkilerle gelelim dicektim akşamda beraber çıkardık olur mu" diyince meriçe kısa bi bakış attım reddedemessem kıskanma olayı başlıcakti reddedersem ayıp edecektim. "Olur gelin farketmez neyse kapatıyorum baybayy" diyip cevap beklemeden kapattım. Sonra bizimkilerin yanına geçip "aras gil buraya gelecekmiş" dedim sonra meriçin yanına gidip koltuk dayanağı ile bos bıraktığı yere oturup bacaklarımı meriçin üstüne attım. Kolunu belimden geçirip beni kendine çekti ve yanagimdan öptü. "Eğer burdan kalkarsan seni çok fena ederim haberin olsun güzelim" diyip bu sefer yanağımi hafif bi şekilde ısırdı. "Tamam ama laf dalaşı kavga istemiyorum ben konuşurum" diyip kafamı göğsüne koydum kollarımı da beline sardım. "Okey" diyince pek guvenmesemde içim rahatladı. He bu arada filmi seçmiş romantik komedi izliyorduk.
1saat sonra
Kapının aniden açılmasıyla birden sıçradım kapı bide tam arkamda dedem gil olsa allah dedim. Önden kaan gelince tam ayaklanıcaktım ki meriç tuttu. Göz göze gelince bakışlarıyla otur oturduğun yere dedi. Hemen gözlerimi gelenlere çevirdim. Kaan çoktan geçmiş oturmuştu. Kapıdan ses gelince arkama döndüm. Çağrı gelince birbirimize güldük pesine aras gelince yutkunma ihtiyacı duydum. Gülümseyen yüzü bizi görünce birden düştü. Şok içinde bize bakarken sessizliği bozmam gerektiğini hissettim. "Naber aras gecsene niye duruyon orda" diyip gülümsedim. Kendine gelmeye çalışırmış gibi gülümsemeye çalıştı sonra hareket edip bizim oturduğumuz koltuğun öbür ucuna yerleşti. "Sen niye o şekilde oturuyon" diyen kaana döndüm. Sinirli bakıyordu bari nispet yapmayın dermiş gibi bi havası vardı. Tam ağzımı açacaktım ki meriç konuşmaya başladı. "Normalde yan yana oturuyorduk bu defne ayağına bastı bu malın buda ayaklarını geldi üstüme koydu sonra televizyonu daha iyi görmek için bu şekle büründü bence sakınca olacak bi şekil değil" diyip kolunun altına çekti beni. "Biz iyiyiz kardeşimle dimi" diyip kocaman gülümsedi ama gulusunun altında çok büyük sinir vardı. "Tamam o zaman artık film izlenmedigine göre eski şeklinizi alabilirsiniz" diyince bakışlarım meriçe gitti yüz kasları kasıliyodu. "Gerek oldgunu sanmıyorum böyle rahatız" dedi meriç. "Ben bilmem wallaha birazdan dede babanne gelirse çok kızarlar" dedi aras. "Meriç ben bi ortaya abur cubur getiriyim hep beraber yiyelim" diyip kalktım. Sonra bizim kızlara kaş göz yaptım. Hepsi anlayıp ayaklandılar. "Bizde gidiyoz geliriz birazdan" dedi sude. "Ben gelmiyom kankalar siz takılın" diyen defneye döndü bakışlarımız. Biz ona anlamsiz bakarken o ağzıyla burdaki olayı ileten ben olucam dedi sonra "sevgilimin yanında durucam" diyip savaşın koynuna girdi. Bizde pes peşe odadan çıkmaya başladık kapıyı kapatıp hepimiz merdivenlere yönelmiştik ki benim odanin kapı sesi geldi hepimiz oraya döndük. "Noldu aras" deyince sude. Kısa bi anlığına bakışlarım sudeye gitmişti ama şimdi yine arasa bakıyordum. Aras yanıma gelip elimi tuttu. "Biz az bişey konuşucaz kayla sonra gelir yanınıza" diyip beni koridora soktu. Yavaş bi şekilde beni duvara doğru itip karşıma geçti. "Meriç denen o heriften uzak dur" dedi. "Niyeymis o be hem sanane" diyip sinirle kollarımı birbirine sardım. "İstemiyorum hemde sanane digil tamam diyeceksin hem ben eskisi gibi olmak istiyorum" lan yavaş gel of bunu bildiğim halde şoka girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başımın Belası
Novela JuvenilHayal kırıkları ve parçalanmış bir kalp menfaati için yarışan erkekler. Sevip ve sevilmek artık bana çok uzak sevdim ve menfaati için kullanildim. Bu sever aşık oldum ve yine menfaati için beni kandıran başımın belası düşmanım beni seviyo bende büyü...