bölüm 20

48 0 0
                                    

KAYLANIN ANLATIMI:
Uyandığımda hava aydınlıktı ve kapım çalıyordu. Otelin kapısını açıp kapıya vuran görevliye baktım "iyi günler ben kaç gün kalacaksınız diye sormaya gelmiştim çünkü siz 1gun dediniz ve saatiniz doldu kalacaksanız ücreti ödemeniz lazım"dedi. "Tamam birazdan çıkıcam" dedim ve suratına kapıyı kapattım banyoya geçip kendime baktım o kadar yorgun gözüküyordum ki kendimden tiksindim elimi yüzümü yıkayıp yüzümü eski haline aldım ve yaşadıklarımı düşündüm o kadar anlamsız bir süreç geçirip hayatımı mahvettim sırf 1 erkek için kişiliğimi asıl beni unutup cici kız rolleri oynadım ama artık öyle birisi olmucam eski kayla geri dönücek eski karanlığın efendisi kayla derin geri döndü artık hayatımda meriç diye bir insan yok dedim kendi kendime ve odaya geçip sırt çantamı ve kaskımi aldım ve odadan çıktım. Otelden çıkınca motoruma o şekilde davrandigim geldi aklıma kendime o kadar küfürler ettim ki o benim yaşam koçumdu resmen koşa koşa motoru parçaladığım yere gittim ama motorum yoktu ama parçaları vardı. Hemen tamircileri arayıp sordum soruşturdum. Ve motorumun sanayide olduğunu öğrendim. Taksi durdurup bindim ve adresi söyledim. Sanayi dükkanına geldiğimde birsuru motor vardı. Iceriye girince herkes bana garip garip baktı tabi burda kız gormek biraz saçmalıktı ama neyse. Ordan çalışan eleman yanıma gelip "bisey mi lazimdı abla" diyip beni süzdü. Bende kendime bakınca altımda sort üstüme deri ceket icinde siyah tişört vardı. Biraz serseri tipli konuşmaya çalışıp "Ben buraya yol kenarında bulunan motor için gelmiştim" diyip cool olmaya çalıştım. İçerden müdür oolduğunu tahmin ettiğim adam gelip "hayırdır " dedi elemana "Abi yol kenarında bulunan motoru soruyo" dedi ve müdür bana baktı. "Motor çalışıyorsa alıp gidicem motorum nerde " diyip adama yaklaştım. Adam bisey demeden arkasını döndü ve biyere gitti ilerledikten sonra "benimle gel" dedi. Bende onun peşine gitmeye başladım. Biryerde durup bana baktı. Yanına gidip "hani nerde vaktim yok oyalama" dedim. "Iste orda" dedi. Hemen işaret ettiği yere bakıp motorumu gördüm ve yanına gidip üstüne bindim. Çalıştırmaya çalıştım ama çalışmadı "Niye çalışmıyo tamir niye etmediniz" dedim. "Tamir için para lazım güzel abla anlarsın ya" diyip ellerini sakallarına sürttü. "Paradan çok ne var 30dakikaya hallet paranı hakkinla al beni de o saate kadar odanda misafir olarak karşıla" dedim ve hemen "en iyi orjinal parçalarıyla yapın eğer bozulursa yeniden burayı şikayet ederim ve şunu unutma ben turkiyenin zenginlerinden biriyim" dedim . "Hayhay" diyip sırıttı ve odaya doğru yol aldı bende peşine gidip odasına girdik o kendi koltuğuna yerleşirken bende masanın önündeki koltuklara yayıla yayıla oturdum kaskımı önümdeki masaya koydum ve adama döndüm. "Ne kadar tutar" dedim. "1500 tutar ama size 1000 yaparım" dedi. Ardından "nakit mi kart mi" dedi. "Kart ödicem motorumu çabuk yapsınlar he bide burda magza varmı" dedim. "Evet var su ilerde baya pahalı mağazalar var o yüzden boşuna gitmeyin sizi aşar siz merkeze gidin" dedi. "Gerek yok" diyip odayı süzdüm. Adam cekmeceden bisey çıkardı telefonumdu "Bu sizin olmalı" diyip masaya koydu" hemen elime alıp "Evet benim nerden buldunuz" dedim. "Motorla beraber geldi" dedi. "Verdiğiniz için teşekkürler" diyip telefonu inceledim telefon baya sağlammış sadece kırılmaz cami kırılmış ve kablıgı ezilmiş kabligini çıkarıp telefonu açtım. Çalışıyordu. Adama bakıp "telefoncu varmı" dedim. "Evet sanayinin sonunda mağazaların on tarafında" dedi. "Teşekkürler ama ben çok susadım bi su veya çay alabilir miyim parası neyse veririm" dedim. "Tabi" dedi ve dışarı çıktı. Bi süre sonra elinde 2 çay vardı. Birisini bana uzatti bende alıp çayı içtim. Bi 35-40 dakikanın ardından odaya bi adam girdi. "Abi motor işi bitti canavar gibi çalışıyo" dedi. "Ben fiyatı odiyim o zmaan nereye ödüyoruz" dedim ayağa kalkarak. Adam elemanına işaret yaptıktan sonra eleman dışarı çıktı. " Borcunu farklı bir şekildede ödeyebilirsin" diyip ayağa kalktı ve yanıma geldi. "Biraz senle eğlenebiliriz para da ödemek zorunda kalmazsın" dedi. "Höst lan sen kimsin lan" diyip adama yumruğumu yapıştırdım ardından yakalarından tutup dizimle karnına kaç kere vurdum bilmiyorum ama adam bacağımı tutup beni koltuğa attı. Üstüme çıkıp beni öpmeye kalktı. Şamarı yüzüne yapıştırıp erkeklik yerine vurdum adam acıyla inlerken üstümden attım ve üstüne çıkıp vurmaya başladım. Ardından kapı sesi duydum. "NOLUYO LAN ORDA" diye birisi bağırdı. 'Allah kahretsin' dedim içimden ayağa kalkıp adama döndüm. Uff meteor abi taş lan uzun boyu siyah saçları simsiyah gözleri tişörtü dar olduğu için kaslarının her noktası çok belirgindi beyaz tenliydi. Siyah tişört giymiş siyah pantolon elinde ceket öbür elinde kask çok taştı tam benim ideal tipimdi. "Noluyo lan burda" dedi ve beni kendime getirdi. "Hayırdır napıcan" diyip tersledim çocuğu kesin benim yaşlarımdadır diye düşünmedim diğil. Yanıma gelip "sen bu adamı hangi güçle dövdün la" diyip güldü. Abi bi insan bu kadarmı güzel gülerdi bembeyaz dişlerini ortaya çıkarmıştı dibim düşmüştü çocuğa. Onun gülüşüyle adama baktım baygın yatıyordu sonra bana da gülme isteği geldi ve kahkaha atmaya başladım. Gülüşlerimin altından "emin ol ben bile bilmiyorum" dedim. Sonra çocuk ciddileşti ve "sana kötü birşey yapmadı dimi" dedi ve ardından "zaten yapsa..." diyip adama baktı ve geri güldü. "Yapmaya kalkıştı ama izin vermedim" diyip bende sırıttım. "He bu arada ben bora" dedi ve elini uzattı. Elimi uzatıp "Bende kayla" dedim. "Merak etme görmedim duymadım bilmiyorum hadi çıkalım burdan" dedi. "Tamam çıkalım zaten bende işimi bitirmiştim çıkacaktım" dedim ve sonra ikimizde kapıya yol aldık. Bora kapıyı açıp önden gecmemi istedi bende istediğini tam yapıcaktım "aaa dur eşyalarımı alıyım"dedim ve çantamla kaskımı aldım. Koşa koşa kapıdan ciktim borayla yürürken "sen odaya ne için girmiştin" dedim. "Motorumu bakıma getirmiştim o yüzden gelmiştim"dedi. "Anladım diyip motorumun yanına yol aldım bora hala benle yürüyordu. Motorumun yanına varınca boraya baktım sırt çantamı takıp motorun üstüne oturdum. "Hadi canım" dedi. "Hayırdır ne oldu" dedim. "Şuanda beni şaşırttın" dedi. "Niye kızlar motor süremezmi" dedim ve güldüm. Motorumun önüne yaslanıp "hiç öyle bir tipe benzemiyorsun" dedi. "Ama ben gördüğünden fazlasıyım emin ol" diyip göz kırptım. Tam kaskımı takacakken "dur dur dur dur" dedi ve elimden kaskı aldı. "Ne oldu" dedim. "Bana telefon numaranı verir misin senin gibi kızı bulmuşum kacirmak istemem" diyip sırıttı. Icimden kahkaha atarken dıştan gülümsüyordum "tabi" dedim. Bora cebinden telefonunu çıkarıp bana uzattı. Telefonu alıp telefon numaramı kaybettim. Bora telefonu alıp numaraya baktı "Ben bir şoka daha giricem izninle sen kayla derin misin" dedi. "Sen nerden tanıyon beni" dedim. "Senin babanla benim babam yakin arkadaş şirketleri birleştirdiği şirket benim babamın hatta senin baban tarık derin benim babamın ismi erkan öztürk" dedi. "Sen erkan amcanın oğlu musun" dedim gozlerimi büyülterek "evet hatta babalarımız is için amerikaya gitti" dedi. Gülüp "o zman tanıştığıma memnun oldum ama senin evin buraya çok uzak niye burdasın" dedim. "Senin evinde cok uzak ona bakarsan" dedi ve yanağımdan makas aldı. "Ilk ben sordum" dedim. "Burlarda motor yarışı var ona geldim motoru kontrol ettirmek içinde buraya uğradım" dedi. Hemen "Bende gelmek istiyorum lütfen" diyip konuştum. Güldü ve gülüşünün altından "tabi gel ama çok erken saat daha" dedi. "Zaten benimde işlerim vardı işin yoksa baraber gidelim sonra motor yarışının olacağı yere gideriz " dedim. "Olur süper olur hatta" dedi. "Tamam ama kaskımı alabilir miyim gidicez ya" dedim. Güldü ve kaskı nazikçe kendisi taktı. Sonra koşa kosa biraz uzaklıktaki motorun yanına gidip üstüne oturdu ve kaskını takıp bana baktı. Bende motoru çalıştırıp gideceğimiz yere sürdüm oda peşimden geldi. Mağzının önüne geldiğimizde kenara parkedip motoru durdurdum. Borada yanima geldip durdu. Kaskımı çıkarıp indim. Oda inip kaskını çıkardı. "Az isim var istersen girmeyebilirsin" dedim. "Hayır sorun digil senle gelmek istiyorum" dedi ve önden gitmeye başladı. Bende onun yanına varıp mağazaya girdik. 1 görevli yanımıza gelip" hoşgeldiniz efendim neye bakmıştınız yardımcı olalım" dedi. Ve boraya baktı. Biraz olsun kıskanmıştim kızın dikkatini çekmek için "Bana siyah olarak ne varsa gösterebilirsin ama elbise olmasın şort pantolon tulum" dedim. "Tabi efendim siz şöyle geçin ben bütün kıyafetleri getirip geliyorum" dedi. Bizde gösterdiği yere gidip oturduk baska görevli gelip bişey alırmısınız efendim" dedi. Boraya bakıp "2 kahve alalım ve" diyip borayı inceledim "ikisi de az şekerli olsun" dedim. Bora bana gülüp "nerden anladın" dedi. 'Meriç de öyle içerdi' dedim içimden. "Hiç tahmin ettim" dedim. 5 dakikanın ardından kıyafetler geldi önümüze ben daha ne giyicegimi bilmiyodum 2 sık arasında kalmıştım birisi yırtık şortlu tulum diyeri şortu yırtık üstüne siyah göbek üstüydu "Bence tulumu alma üstünde zaten tulum var şimdi giyicen belli ki şortu al üstüne de o yarımlı şeyi al" dedi. Aslında güzel fikirdi. "Tamam öyle yapalım ben kabinde giyiniyim sende bana deri ceket seç " dedim ve ayağa kalktım. Görevli elindeki kıyafetlerle yanımda ilerlerken "lütfen müşterilerinizi dikizlemeyiniz" dedim. "Öz-özür dilerim ben" dedi. Kabine girip kıyafetleri giydim. Çıktığımda bora elinde ceket öbür elinde ayakkabı tutuyordu ayakkabı dediğime bakmayın bildiğiniz bottu yazlık botlardan. "Al ikisi de yakışır sana ayakkabı numaran 37sanıyorum" dedi ve ikisini bana uzattı. Dilimi saklatıp "36canım benim" dedim. Bora elindeki botu görevliye uzatıp 36sını istedi. Ceketi alıp giydim ve aynadan kendime baktım cidden güzel seçimleri vardı beğenmiştim seçimini saçlarımı elimle tarayıp saçlarıma çeki düzen verdim o siyahın arasında saçlarım cok dikkat cekiyodu ama sarı saçlarımı seviyodum. Botlar gelince onları da giydim. Ardından ne olur ne olmaz diye yedekte siyah boy firend yırtık pantolon üstüne siyah tisrot aldım kendi kıyafetlerimi de posetlettim. Ücreti ödemek için giderken "Ben ödedim kayla hadi gidelim" dedi. "Ben öderdim niye zahmet ettin sana borcum olsun" dedim ve elimde posetlerle dışarı çıktık. Poşetleri motorun koltuğunun altına koyup kapattım. Boraya dönüp "saat daha varsa yemek yiyelim mi dünden beri ağzıma bisey sokmadım" dedim. "1saatimiz var burlara yakın biryer yok 15 dakikalık yol gidersek bildiğim yer var oraya gidebiliriz" dedi. "Kabul acım nere olsa razıyım" dedim ve motora bindim. Kaskı takip yola çıktık. Geldiğimizde burası bizim okulun takıldığı yerdi. Bu saatte kimse olmaz diyip fazla takmadım. Iceri geçtiğimizde bi masaya oturduk. Anında aklıma annem ve cansu geldi benim için meraktan ölmüşlerdir diye düşündüm. "Bora sen rastgele istediğini şöyle ben birisini arayıp gelcem" dedim. Tuvalete girip telefonu açtım. Cansunun numarayı bulup aradım. 2.calista açıldı
"Alo" dedi cansu.
"Benle konuştuğunu çaktırma ve tek diğilsen tek olacağın biryere geç" dedim
"Kayla sensin dimi şükür iyisin herkes seni öldü veya bisey oldu sanıyo bende dahil meraktan ölecektim hele annen anlatamam meriç daha kötü onun yüzünden sana bişey ol..."
"Cansu onla ilgili konuşma ben iyiyim bu aralar yokum annem yanında mi" dedim
"Evet veriyim mi" dedi
"Ver"dedim.
"Alo kızım iyi misin" dedi.
"Anne ben iyiyim sadece biraz depresyona girdim bu aralar yokum söz gelicem ve hiçbir yaram yok motoru ben o hale getirdim" dedim.
"Tamam kizim beni fazla bekletme"
"Tamam anne cansya ver" dedim
"Alo kanka"dedi
"Cansu beni sorarlarsa kimseye birşey deme belki dedemle beraber olabilirim" dedim. "Sımdi kapatıyorum acil olmadığı sürece arama" diyip kapattım. Tuvaletten çıkıp boranın yanına gittim. Masa donatilmış beni bekliyordu. "Tuvalete kök saldin sandım" diyip güldü. Masaya oturup ağzıma ne var ne yok tıktım. Ağzım doluyken " no kok solmosu conom goldom hom bono soldo yomok yoyom" dedim. Aniden bi kahkaha allah çocuk çok güzel gülüyordu. Ulan bora boğulcam senin yüzünden diye geçirdim içimden. Yemeğimi yedikten sonra bora hesabı ödemek için kalktı ordan da tuvalete gitcekmis öyle dedi. Ben onu beklerken etrafa bakınıyordum kafeye bir tayfa girdi aha önde efe vardı. Arkasında o ela gözler meriçti. Gözlerimiz kesişince olduğu yerde çakıldı gözlerini ufaladı. Sonra savaşa bisey dedi ve yanima gelmeye başladı büyük ihtimalle o kayla mi diye sormuştur ya. "Kayla" diyip bana sarıldı. Sandalyeden kalktım hala bana sarılıyordu. Çekilmeyince kolunu tutup arkaya kıvırdım. Ardından diz kapağına vurup yere düşürdüm. "Birdaha asla asla bana sarilma ismimi ağzında gezdirme asla karşıma çık..."derken meriç ani hareketiyle beni altına aldı. "Şunada bunlar benim icin onemli digil onemli olan senin o gözlerini güzel yüzünü saçlarını kokunu ozlemem" dedi ve kollarını iki yanıma koydu ardından yüzüme doğru eğildi beni kendine hapsediyordu hiçbirşey yapamadım sanki donup kalmıştım meriç iyice yaklaştı burnunu burnuma değdirdi dudaklarıma eğilirken "seni çok özledim senin için meraktan öldüm" dedi. Dudaklarını tam değdirecekken meriç aniden üzerimden kalktı. Ne oluyo diye baktığımda bora meriçe yumruk attı. Hemen ayağa kalkıp "Bora" dedim. Meriç uzerimize doğru gelip beni arkasına aldı. Ardından boraya yumruk attı. Hemen araya girip meriçi savrudum ve
Boranin yanına gidip "iyimisin bişeyin yok dimi "diyip boranın yüzünü kendime çevirdim. Sadece dudağı kanıyordu. Meriçe baktığımda kaşı yarılmış efe gil onu zor tutuyordu. "Bora hadi gidelim" diyip borayı çekiştirdim. Kafeden borayı çıkarınca arkama bakıp meriçe baktım. O kadar masum o kadar kırılmış şekilde bakıyordu ki kalbim acıdı. Önüme dönüp motora bindim kaskı takıp borayla beraber gazı kökledik.

Başımın BelasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin