Kızların yanından ayrılıp evden çıkınca direkt Fatih'i aramıştım. Ben bütün yaşananları bütün açıklığı ile anlatırken Fatih Bey bana inanamayarak Ayşin'e sorup beni tekrar arayacağını söylemişti. Bende arabaya ulaşınca gelecek cevaba göre harekete geçmek için bekleyiş içine girdim.
"Cihan..." İşittiğim o güzel sesle birlikte arkamı dönerek Sedef'e baktım. Nefes nefese bana doğru gelerek tam önümde durdu. Sol kaşımı yukarıya kaldırarak yüzüne baktım.
"Sedef, bir sorun mu var? Neden koşarak geldin?" diye sordum. Ben bir şey olursa arayın demiştim o ise koşarak yanıma gelmişti. Sedef nefesini düzene sokunca karşımda dik şekilde durdu
"Ben... Ben şey diyecektim. Az önce içerde söylediklerim yani hal ve hareketlerim sen bunları hak etmedin. Ben sana bir özürü borç bildiğim için geldim."
"Ne yani bunun için mi bunca yolu koşarak geldin. Ben zaten yanınıza tekrar dönecektim." dediğimde telefon çaldı.
Arayan kişi Fatih olduğu için hiç bekletmeden araya evet dinliyorum dedim. Fatih de kabul ettiğini ve işi biter bitmez eve geleceğini söylemişti. Bende tamam diyerek telefonu kapatıp beni bekleyen kıza baktım.
"Sen şimdi git biz sonra da konuşuruz..." dediğinde onu bırakıp gitmek istesem de gitmek zorundaydım. Üstelik Sedef Hanım doğrudan değil dolaylı yoldan özür dilemişti.
"Peki, şimdi gidiyorum ama sonra mutlaka konuşalım." diyerek istemeyerek yanından ayrılıp arabama bindim. Sedef hemen gitmeyince gözden kaybolana kadar dikiz aynasından baktım.
Yolda aklıma düşen şeyle hemen Mesut'u aramıştım. Mesut, kampüste olduğunu söyleyince rotamı o yöne sürmüştüm. Trafikle birlikte yol epey uzun sürmüştü. Kampüsün önüne geldiğimde beni bekleyen Mesut'u gördüm. O da beni görünce arabaya binmiş o sırada aklıma gelen şeyle sinirlenmiştim.
"Senin araban nerede?" diye sorduğumda yüzüne benden kaçırarak emniyet kemerini takmaya çalıştı.
"Ahmet abi söylemedi mi arabam tabire verildi..." dediğine "Yine mi?" diye sordum.
"Bilirsin Cihan Abi yeni çıkan spor arabalar fazla dayanaklı olmuyor..." dediğinde kaşımı çatmamla cevabını aldı. "Cihan Abi lütfen Anneme söyleme sonra başımın etini yiyor."
"Tamam, bir kez daha görmezlikten geleceğim." dedim. Normalde asla görmezden gelmezdim de konumuz başkaydı. Arabayı kenara çekerek park ettim. "Tabi bunun cezası olacak bu hafta sonu Ahmet Abine çıraklık yapacaksın..."
"Çınar Abi ya bu adaletsiz olmayacak mı?"
"Pardon ceza az mı geldi?" diye sorduğumda ağzının ucuyla kabul etmişti. Asıl konu ise ben olanları nasıl anlatacaktım. En az teyzem kadar Mesut da ablasını merak ediyor. Bir kez dahi olsun sarılmak istiyordu.
"Evet, Cihan abi seni dinliyorum."
"Mesut, birazdan anlatacak olduğum şeyleri sözümü kesmeden dinlemeni istiyorum." dediğimde kabul demişti.
"Bizim yıllarca arayıp bulamadığımız Ayşin bizi buldu." diyerek özet geçmiştim.
"Ablam... Ablam bulundu mu?" diye sorduğunda gözleri dolmuş. Bende gerçekleri bütün çıplaklığıyla anlatmıştım.
"Ablam hamile mi? Hem de bu şehirde... Aman Allah'ım yıllarca aradığımız ablam bize bu denli yakınmıymış hemen annemi aramalıyım sevinçte çığlıklara boğulacak..."
Mesut bir hamle yapınca hemen elinden tutarak diğer gerçekleri de anlattım. Mesut gözlerini elinin tersiyle silerek burnunu çekti. Ben bir şey demeden biraz da onu zihnen yalnız bırakmak istediğim için Ayşin'in evine doğru arabayı sürdüm. Uzun süren yoluculuk sonunda arabayı park ederek sessizliği böldüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CİHAN 🚬
Abenteuer© Tüm hakları saklıdır Bazen sadece onun sende bıraktığı izleri özlersin, her şarkıda ayrı bir hatıra saklıdır sanki; istesen de silemezsin...