Gerçekler

24.1K 1.3K 53
                                    

  Son durumu öğrenmek için güvenlik şefini tekrar aradım. Bana haber beklediklerini adamların ise hazır olduğunu söylemişti. Bende "Saniyesinde beni de bilgilendiriyorsun.."diyerek telefonumu kapatıp tekrardan Ahmet'i aradım.

Ahmet olumsuz konuşunca daha fazla dinlemeden telefonu kapatmıştım. Sedef'i hemen bulmalıydım. Eğer amaçları fidye vs olsaydı şimdiye kadar kesin aramışlardı. Geriye tek bir olasılık kalıyordu. İntikam!

Mert önden ben arkadan gittiğim için benden önce eve girmiş beni de kapı da Ayşin bekliyordu. Telefonu kapatınca kuzenimi daha fazla bekletmemek adına yanına giderek sarıldım. Ben onu dertten kederden korumaya çalışırken kendini nedense her seferinde kederin içinde buluyordu. Ayşin'den benden ayrılınca "Son durum ne haber var mı?"diye sordu.

"Arıyoruz canım arıyoruz. Sen kendini daha fazla harap etme her şekilde onu bulacağım. Başka yol yok."dedikten sonra aklıma Sedef'in söyledikleri düştü. "Ayşin şuan ne bunu söylemek ne kadar doğru bilmiyorum ama Sedef bana gelip bir şeyler söyledi."

"Evet, bu sabah yanıma gelip bütün olanları anlattı. Bende ona cesaret verip senin yanına gönderdim. Cihan, böyle olacağını bilseydim yemin ederim tek göndermezdim. Bende onunla birlikte gelir..."derken gözleri dolmuş bende kollarımın arasına alarak sakinleştirmeye çalıştım.

"Olacakla..." Ölecek kısmını söylemeye dilim gitmeyince durup cümleyi değiştirdim." Bu senin suçun değil. Ben Sedef'i bulup getireceğim." Ayşin benden ayrılınca eliyle gözyaşını silip burnunu çekti. Kapı görünen Mesut ise "Bir orun mu var neden gelmiyorsunuz?" diye sorduğunuzda "Biz geliyoruz sen içeriye geç." Diyerek onu göndermiştim.

"Peki, Sedef'in aşka dair söylediği sözler doğru muydu? Sırf onu bağışlamam için mi bu sözleri sarf etti." Benim gerçeği bir an önce öğrenmem gerekiyordu yoksa üstüme ağır gelen duygular beni boğup öldürecekti.

"Hayır, tam aksine Sedef seni çok seviyor öyle ki kaza olayı bile kıskançlıktan olmuş..."diyerek bütün olanları baştan sona kadar anlatmıştım. Şu aşçı kız... Demek onu görüp yanlış anladığı için benden kurtulmak istemişti. Aman Allah'ım beni kıskandığını nasıl olur da anlamam. Duyduklarımı sindirmek için iki elimi de enseme götürerek arkamı Ayşin'e dönüp ondan iki adım uzaklaştım.

"Cihan, söylediklerine inanmalısın Sedef seni gerçekten çok seviyor. Bir düşün yoksa..."derken telefonum çalmış anında telefonu açarak " Konuş!" dedim.

"Buldum Cihan buldum. Az önce adamımız iletişime geçip adres attı. Ben hemen yola koyuldum sana da konum atıyorum hemen gel."

"Şükürler olsun. Tamam, sen çok dikkatli ol ve Sedef'i sağ salim istiyorum. Kılına dahi zarar gelmesin..." Ben telefonla konuşurken çok hararetli konuşmuş olmalıyım ki kapı da ilk Mert görünmüş hemen ardından koşan Fatih ve Onur da dibimde bitince "Bulduk bir an önce gidelim."

Mert gözü dönmüş şekilde evine doğru koşarak bir hışımla kapıyı açmaya çalışmış tekrar içeriye Fatih gidince Onur da Mesut'a kızların yanında durmasını söylemişti. Fatih saniyeler içinde tekrar yanımıza gelince Mert de elinde iki silahla görününce kızlar çok korkmuştu. Ben bir şey diyemeden mesaj gelmiş "Gidiyoruz." Diyerek arkama dahi bakmadan merdivenlerden aşağıya koşmaya başlamıştım. Arkamdan kızların sesiyle birlikte birden fazla ayak sesi duyulmuştu.

"Siz sakın buradan ayrılmayın birinizde yukarıya çıkıp kapıda beklesin." Kapıda gördüğüm adamlarıma emir verirken Mert yanımda bitince "Bana da konum at. Hemen!" demişti.

Araya giren Fatih ise "Onur sen Mert ile git bu halde araba kullanmaz bende Cihan ile gideceğim."derken duracak zamanım olmadığı için diğerlerinin ne söylediğine kulak asmayarak hızla arabama binip çalıştırdım. Fatih birkaç saniye içinde binmeseydi onu da burada bırakıp gidecektim.

"Konum atmanı istediler Cihan..." Dikiz aynasından hareket eden araca bakıp telefonumu cebimden çıkarıp parmağımı okuttum. Telefonu uzatınca "Sen at araba kullanıyorum."demiştim. Karşılık vermeden telefonumu elimden almıştı fakat ben epey ilerleme telefonu vereli dakikalar olmasın rağmen telefonumu geri bana vermemişti. Fatih'e göz ucuyla bakınca öfkeden gözüm dönmüştü. Araba sağ sola giderken bir hışımla telefonumu alarak arkaya attım.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun?"

"Afra söylemişti de inanmamıştım. Sen gerçekten Sedef'i seviyorsun? Bir saniye sen Sedef'e sevdiğini söyledin mi? Tabi ya o kaza günü siz kavga ettiniz. Ben Afra'ya onlarca kez söyledim. Bunun arkasında başka bir sebep vardır kızı boş yere suçlama diye."

"Evet, Sedef'i seviyorum ona aşığım ama bu aşk karşılıksız değil Sedef de beni seviyor. Onu o delikten kurtarınca evleneceğiz..." Kendi kendine gelin güvey olmak bu olsa gerek. Hem evlilik de nerden çıktı?

"Sen evleneceksin de Mert sana kız kardeşini verecek mi?"

"Göreceksin bunu cümle âlem görüp şahit olacak. Sedef benim!"



#benim









CİHAN  🚬 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin