"CİHAN!"
Titreyen ellerimi ağzıma götürerek dizlerimin üstüne çöktüm. Biraz ileride Cihan yerde yatıyor bense ağlak gözlerle ona bakıyordum. Şokun etkisiyle kalkıp yanına gidememiştim ama kazayı gören herkes olay yerine toplanmış. İlk başına geçen kişi ise araçla çarpan adam olmuştu. İnsanlar çoğalınca görüş alanım gitmiş. Hemen kendime gelerek ayağa kalkıp insanların arasından geçmiştim. Cihan'ı kanlar içinde görünce elim ayağım boşaldığı için tekrar dizlerimin üstüne çöküp buz gibi elinden tuttum.
Soğuk elleri bana bir şeyleri anlatırken başımdaki uğultu her saniye daha çok artıyordu. İnsanların söylediklerine kulak asmamaya çalışsam da onu ittirdiğimi ve benim yüzümden ölüme doğru gittiğini söylüyor çoğu kişi de polisi ve ambulansı arayın diyordu. Kazaya sebebiyet veren bensem de çarpan adam oydu. Gözüm ona çarpan adama gidince Cihan'ı ilk yardım yapmaya çalıştığını fark ettim.
"Susun! Susun gidin başımızdan gidin" diyerek sonunda başımızda tan tan eden insanları kovdum. "Cihan, yalvarırım kendine gel. Lütfen gözünü aç ne olur. Söz veriyorum bir daha bir dediğini iki etmem yemin ederim. Yeter ki kendine gel."
Ben, nasıl yaptım bunu neden ittim onu... Neden direndim. Lanet olsun. Cihan'a bir şey olursa söylendiği gibi ölürse ben ne yapardım nasıl yaşardım. O benim hayatımı kurtarmıştı bense onu ölüme ittim. Nasıl yaparım bun nasıl? Elimin tersiyle gözyaşımı silerek etrafıma baktım bu ambulans nerde kalmıştı.
"Cihan, ne olur ses ver yalvarırım. Hem bak söz veriyorum bir daha sözünden çıkmam bir dediğini iki etmem. Lütfen, yeter ki iyi ol. Cihan!"
Afra... Afra duyarsa bittim ben. Beni asla affetmez ya Cihan'a bir şey olursa Afra dayanamaz ya bebekler onlara da zarar gelirse... Allah'ım bir değil pek çok hayat mahvettim. Sonunda hareketlenme olmuş başımıza üşüşen insanlar söylenerek açılırken ben olduğum yerde sabitlendiğim için kıpırdanamamıştım. "Açılın açılın... Hanımefendi geri çekilin müdahale edelim." dediğinde ayak kalmadan kendimi geriye doğru atıp çok uzaklaşmadan sordum.
"Çok kan kaybetti nabzı atıyor ama çok yavaş..." Derken çarpan adam da Cihan'ı bırakıp yanıma gelmişti. Eğilim kolumdan tutarak ayağa kaldırmış tam o sırada da Cihan kanlar içinde sedyeye yatırılmıştı. "Cevap verin iyi mi?" diye bir kez daha sordum.
"Lütfen mani olmayın işimizi yapalım..."
Cihan ambulansa kaldırılırken beni tutan adam ileri gitmeme engel oldu. "Yanında gitmene izin vermezler gel benim arabayla arkalarından takip edelim dediğinde beni tutan adama bakıp gözyaşlı başımı salladım. Tam o sırada Cihan'ın arabasını gözüme çarptı. Arabaya iki adımla ulaşarak beni zorla bindirmek istediği kapısını örtmüş sonra da tekrar açarak üstündeki anahtarı alıp ambulans hareket etmeden beni bekleyen araca binmiştim.
"Emniyet kemerini tak ikinci bir kaza yaşamak istemiyorum."dediğinde yutkunarak yanımdaki adama baktım. Benim ittiğimi kesinlikle görmüş olmalıydı. Emniyet kemerimi takarken araba kalabalığı yararak ambulansı takip etti. Bense yol boyunca sadece dua etmiş. Abimleri aramaya cesaret dahi edememiştim.
"Seni rahatsız mı ediyordu?" diye sorduğunda arabayı kullanan adama bir kez daha baktım. "Evet, sapık mı diye soruyorum eğer öyleyse boş yere vicdan azabı duymak istemiyorum."
"Hayır, değildi. Ben... Ben onu bir kadınla görüp kıskandım. O da ben, takip edip buralara kadar gelmiş. Benimle konuşmak isteyip arabaya bindirmeye çalışınca bir anlık refleks onu ittim."diyerek içimdekileri bir çırpıda anlattım.
"Bu kadar çok ağladığına göre onu çok seviyor olmalısın?" dediğinde gözlerimi devirdim. Sana ne be adam sana ne? "Ne kadar kaldı? Hastaneye ne kaldı?"
"İki dakikaya kalmaz hastanede oluruz merak etme..."dediğinde ağzımın içinde söylemesi kolay diye bir şeyler geveledim o da anlamış olmalı ki altta kalmayarak cevap verdi. "Sevgilinin durumu o kadar ciddi değil. Bu yüzden merak etme dedim."
"Sen çok biliyorsun?" demekten hiç çekinmedim. Ben burada neyin derdindeyim o neyin derdinde insan ben çarptım derde biraz üzülür bu ne soğukkanlılık bana bile acımı yaşatmama
"Doktor olmasam da hemşirim az çok bu tür vakaların ciddiyetini anlayabiliyordum."dedikten sonra tabi çarpanın etkisiyle iç kanama geçirmediyse diye eklemeyi es geçmedi. Bu defa cevap vermek yerine acımla baş başa kalmayı tercih edip elimi kalbime götürdüm. Hastaneye geldiğimizde araba durur durmaz araçtan fırlamıştım.
"Cihan... Cihan." Sesimi duyar umuduyla koşmuştum ama ne ses vardı ne de seda. Onu bir kez daha böyle görmemle istemsiz gözyaşlarım daha çok akmaya başladı. Acil kapısının önüne gelmemle kapı yüzüme kapanmış çok geçmeden o yabacı adamda yanıma gelmişti. Ben ne yapmam gerektiğini düşünürken yanımıza iki polis memuru gelerek olayın nasıl olduğun sormuş bizde o yabancı adamla birbirimize bakışmıştık.
Artık sona gelmiş gibi acil kapısına baktım. Şimdi ben yaptım dersem beni zorla götüreceklerdi. Ben yapmadım desem yanımda ki adam söyleyecekti. En iyisi olduğu gibi anlatmaktı. Bende yutkunarak olanları bütün çıplaklığı ile anlatmıştım. Anlattım anlatmasına da Cihan burada tek mi kalacaktı. Bu yüzden son çare abimi arayarak hastaneye gelmesini istemiş sonra da ifade vererek olacaklara boyun eğmiştim. Benim tek dileğim Cihan'ın iyi olmasıydı.
"Polis Bey bana biraz zaman tanısanız sadece iyi olduğunu bilsem yeterli..." desem de bundan kaçış yoktu. Şuan ki ruh halim o kadar saçmaydı ki duygularım alınmış hissiz gibiydim. Aklımda başımı ağrıtacak kadar düzinelerce soru vardı. Benim sorularımın cevabına ise bir tek Cihan sahipti.
'Lütfen iyi ol Cihan iyi ol..."
#HissizHisler
#
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CİHAN 🚬
Avventura© Tüm hakları saklıdır Bazen sadece onun sende bıraktığı izleri özlersin, her şarkıda ayrı bir hatıra saklıdır sanki; istesen de silemezsin...