Multi -BARIN YÜCEL-
Sabah bana yabancı gelen bir melodiyle yatakta kıpırdandım. Mızmızlanıp dirseklerimi yatağa yaslayıp önüme gelen saçlarımı geriye atıp Kübra 'ya cırlamaya başladım.O uyumaya devam ederken sesimi daha çok yükselttim.-Kübraaaa! Kapat şu alarmı.
Kübra benim bağırmama uyanıp bir iki dakikalığına odaya ve bana baktı.Tabi yavrucum yeni uyanmış salak salak ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
-Bu ses ne be! Mısra kapat alarmını dedi geri yatarak.
Yatakta doğrulup yastığımı sert bir şekilde ona attım.Yerinden sıçrayınca garip bir çığlık attı.
-Tövbe bismillah.Mısra deprem oluyor.Çabuk kalk Murat hocalara haber verelim diye telaşla yataktan kalkınca o lanet alarm hala çalmaya devam ediyordu.Kübra'nın durumu kavraması biraz zaman alacağını bildiğim için kalkıp telefonunu elime aldım ve sessizlik.Kübra dolapların olduğu yere gitmiş valizini toplarken ne yaptığına bakıyordum.Ses durunca oda elindeki pantolonu bırakıp bana baktı.
-Şey...Yani uyku sersemliği oldu.Pardon dedi yavru kedi bakışı atarken.Ona umutsuz vakaymış gibi bakarken gözlerimle ona cevap veriyordum.Ben uykuya aşık bir kızdım ve sabahları kendi alarmıma içimden saydırmam yetmezmiş gibi birde 2 hafta boyunca Kübra'nın çirkin alarmıyla cebelleşicektim.
-Ne bakıyorsun be! Bende uykudan uyandım.Yani uyku sersemi saçmalamam normal değil mi? dedi kendini savunmaya çalışarak.
-Kızım hangi insan bak insan diyorum atılan yastıkla deprem oldu sanıp valizini toplar? He Kübracım.Zeki kızım benim dedim kendi valizimden havlu ve şampuan alarak.Duş almam lazımdı ve Kübra'nın aklına bir şeyler sokup ilk banyoya giden ben olmalıydım.Odanın kenarında dikilmiş beni izliyordu ama sorduğum soruyu düşündüğü belliydi.Eşyalarımı alıp banyoya girerken:
-Çok düşünme de ben duştan çıkana kadar yatakları topla dedim.Kübra ne yapmak istediğimi anlamış olacak ki ince kaşlarını çatıp koşarak yanıma gelmeye çalıştı ama ben çoktan banyoya girip kapıyı kitlemiştim.Bundan sonrası zaten Kübra'nın bana sitem ederek yataklarımızı toplaması oldu.Ben yarım saatte işimi halledip üzerimi giyerken Kübra yüzünü yıkamak için girmişti banyoya.Eğer o duş alsaydı geç kalırdık ve ben bunu ona hatırlatınca daha çok sinirlendi.Hava çok sıcak olduğu için sabah sabah ılık bir duş iyi gelmişti açıkcası.Valizimi açıp ne giysem diye düşünürken dün gece Kübra'nın beni uyandırıp Murat hocaların verdikleri tişörtler aklıma geldi.Sol göğüsümüzün üstünde okulumuzun ismi yazan beyaz sade tişörtler vardı.Okulumuzu temsilen giyilmesi gereken bir şeymiş.Ve bütün seminer zamanı boyunca bunları giymemiz gerekmiş.Allahtan ikişer tane vardı da terlediğimiz zaman değiştirme şansımız vardı.
Tişörtü üzerime geçirip altıma bilekten dar koyu kotumu giyindim.Tişörtün önünü pantolunumun içine sokup beyaz süperstarlarımı ayağıma geçirdim.Lacivert ince kordonlu saatimi,siyah ince bilekliklerimi ve ucunda küçük bir altın renkli kuş olan kolyemi boynuma geçirdim.Saçım zaten kendiliğinden düz olduğu için ona şekil vermek için uğraşmadım.Yanlardan birer tutam alıp yukarıdan küçük bir topuz yaptım. Kirpiklerime maskaramı sürüp şeftali kokulu parlatıcımı da dudaklarıma yedirdikten sonra hazırdım.Çantama bugün gerekli olan şeyleri koyarken Kübra banyodan hazır bir şekilde çıkmıştı.Oda üzerinde beyaz tişört ve kot pantolonuyla bana uyumluydu.Çantamı düzeltirken küçük gözde telefonumu gördüm.Dün gece çıkarmamıştım çantamdan.Ve sessizdeydi.Elime alıp tuş kilidini açtım.26 cevapsız arama ve 15 tane mesaj vardı.Bunun çoğu Ege'ydi.Çocuk üşenmemiş 22 kere aramış mıydı? Anlaşılan pişmandı ama pek umurumda değildi şuan.Bu sefer gerçekten kırılmıştım.Mesajları okumadan rehberde anneme mesaj attım."Dün uyumuşum annecim.Yorgundum baya aramışsınız ama duymadım kusura bakma.Birazdan okula gidicez.Ben seni akşam ararım.Beni merak etmeyin.İkizleri ve babamı benim yerime öp.Sizi seviyorum <3" diye durumu izah ettim.