Bölüm 32

65 9 1
                                    

TUĞÇE ÇORU

      Her şey nasıl bu kadar berbat gidebilirdi ki? Hiç beklenmedik anda beklenmeyen olayların yaşanması,sevdiğim insanların üzülmesini izlemek beni çok fazla yoruyordu artık.Şuan bile benim yüzümden bir çok kişinin hem arası bozulmuştu hemde göz yaşı döküyorlardı.Parti gecesi güzel bir şekilde ilerlerken son anda çıkan kavga ve arkasından gelen durumlar herkesi şok etmiş ve bir anda her şey bitmişti sanki.Mısra hızla arkasını dönüp giderken Mert ve Bartu arkasından koşuyordu ama yetişememişlerdi ona.Ben elim ayağım titriyorken geride durmuş ifadesizce Eymen'e bakıyordum.Benim yüzümden Yekta ile böyle bir konuşma geçmişti aralarında.Bu kadar çok mu seviyordu beni? Tamam seviyordu bundan hiç bir zaman şüphe etmemiştim ama neden bana öyle şeyler yaşatmıştı peki? Zor zamanlarında yanında olmak istemiştim ki ilk başta  arkadaş edasıyla yaklaşmıştık birbirimize ama o geçen zaman zarfı boyunca bir çok şey paylaşmıştık.O bana ben ona dert yanmıştık.Birbirimizin gözyaşlarını silmiştik.Ama her şey o gece bitmişti.Bana tecavüz etmeye çalışmaya kalktığı zaman kafası yerinde değildi.Yüksek dozda uyuşturucu kullanmıştı ve alkolü her zaman olduğu gibi fazlasıyla kaçırmıştı.Eymen'den hoşlanmıyordum.Ben Eymen'e aşıktım.Hala da aşığım her ne kadar bunu kendi içimde yaşasam da ama bunu ona söylemeye yada belli etmeye o geceden sonra cesaretim olmamıştı.Çok canım yanıyordu ve psikolojim son derece de bozulmuştu.Sevdiğim çocuk zorla bana sahip olmak istemişti resmen.Her gece uykumdan ağlayarak uyanmak beni bitirmişti.Bunun tek sebebi Eymendi.Biliyorum bilerek yapmamıştı bunu hatta zamanı geri almak elinde olsa her şeyini vereceğini de biliyordum ama bu kadar kolay değildi işte benim içinde.

-Ulan orospu çocukları.Siz kimsiniz lan! Siz kimsiniz de Mısra'nın arkasından plan yapıp kızı deney tahtası gibi kullanıyorsunuz! Ulan ben sizin ebenizi si....

-Barın gidelim ne olur.

Kübra ağlayarak Barın'ı tutmaya çalışıyordu.Tabi Barın'ın gözü dönmüş şekilde Yekta'yı altına almış yumruklamaya başlamıştı bile.Mert ve Bartu da gelip bütün sinirlerini hem Eymen'den hemde Yektadan çıkarırcasına dövüyorlardı.Ve ikisi de kıllarını kıpırdatmıyordu.Hepsinin ağzından küfürler çıkarken Kübra bir köşeye geçmiş ağlıyordu.Eymen'e baktığım zaman ağzından gelen kanı görünce mideme kramp girmişti sanki.Durduğum yerden hareketlenerek onların yanına gittim.

-Yeter dedim güçsüz çıkan sesimle.

Ama beni kimse takmamış , duymamışlarıdı bile.Kübra da yanıma gelip onlara seslenirken acı dolu gözlerle bana baktı.O an yerin dibine girmek istedim çünkü bu olanların tek sorumlusu bendim.Eymen'i dinlemeyip her defasında onu terslemem yüzünden aklına böyle bir şey gelmişti.Derin bir iç çekip akan gözyaşlarımı sildim ve tüm gücümle bağırdım.

-Yeter! Allah kahretsin yeter! Durun artık ne olur durun dediğim zaman sanki zaman durmuş ve hepsi bana odaklanmıştı.Artık içimdekileri tutamıyordum.

-Kahretsin her şey benim yüzümden.Bir kez olsun Eymen'i dinlemedim.Her benle konuşma çabasına girdiğim zaman onu durdurdum.İstemedim.Benim yüzümden aklına böyle bir şey geldi ve bunu yapma gereği duydular.Ben özür dilerim....

Sesim sonlara doğru kesilirken Bartu hiddetle bağırdı:

-Lan bunlar çocuk mu amına koyayım.Benim ilk okula giden kuzenim bile böyle bir mantıkla yaklaşmaz hiç bir şeye.Bu ne lan! Bu şerefsiz Mısra'nın ne yaşadığını bilmiyor mu? Bilmiyor musun lan! diyerek tekrardan Yekta'ya yöneldi.

Yekta'nın ağzı gözü kan içinde donuk bir şekilde yere bakıyordu.Bartu'nun sarması onu etkilememiş olacak ki tepkisizliğine devam etti.Başka zaman olsa bırakın Yekta'ya dokunmayı karşısına geçip küfür edeni kum torbası gibi yumruklayan biriydi.Şuan bu kadar anormal olmasının iki sebebi vardı.Ya Mısra için üzülüyordu ve canı acıyordu,ya da haksız olduğunu bildiği için hiç bir tepki vermiyordu.Sadece donuk bir şekilde yere bakıyordu.

Gamzemin SahibiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin