Kübra Doğan
Mısra sinirle sınıftan çıkarken bizde arkasından şaşkın şaşkın bakıyorduk Barın ile.Daha demin kendimi Galatasaray-Fenerbahçe derbisin de gibi hissetmiştim.Mısra ve Yekta kendi aralarında laf dalaşına girince Barın ve ben pür dikkat izlemek dışında bir şey yapamamıştık.Ne olmuştu bunlara acaba? Sonradan sormayı kafama not edip Barın'ın konuşmasını dinledim.
-Yekta hayırdır?
-Hayırdır derken.
-Mısrayla laf dalaşına falan girmeler?
Yekta'nın dudaklarını kıvrılınca ne diyeceğini bekledim.
-Sadece Mısra zor bir kız ve sinirlenince savunmasız oluyor.
-Savunmasız derken?
-Yani ağzından çıktığının farkında olmuyor.
-Sadete gel kardeşim.
Şimdi de Barın ve Yekta arasında gözlerim mekik dokurken Barın'ın yavaş yavaş sinirlendiğini hissedebiliyordum.Ama Yekta gayet normalmiş gibi etrafa gülücük saçıyordu.Acaba bilmediğimiz bir şey mi yaşamışlardı Mısra ile.Yekta tam ağzını açıp bir şey diyecekti ki sınıfın kapısı açıldı.Öğrenciler teker teker sınıfa girince Barın ve Yekta sustular.Bir süre sonra öğrenciler yerine oturup sessizliği bozuk az denilecek kadar bir seste uğultu oluştu.Yekta da kendi yerine doğru giderken bizde Barın ile öğretmenler masasına doğru ilerledik.
-Dertleri ne bunların diye kısık ama sert sesle konuştu Barın.
-Bilmem.
-Ne demek bilmem.Sana bir şeyler anlatmıyor mu Mısra.
-Yani.Bir şey olsaydı anlatırdı Barın.Hem sen niye bana patladın şimdi.Ben nereden bileyim ya.Allah Allah.
Ben böyle aniden çıkışınca Barın'ın çatılan kaşları aniden düzelince gülmemek için yanaklarımın içini ısırdım.İşe yaramıştı işte.Her zaman kullandığım taklit bu seferde Barın üzerinde gerçekleşmiştir.Haklı ya da haksız olduğum konularda sürekli üste çıkmak için ya karşımdakinin bir hatasını gün yüzüne çıkarırım ya da yavru kedi bakışımla bir şeyler mırıldanıp konuyu kapatmaya çalışırdım.Bu her zaman işe yaramıştır.Eh tabi Kübra olmak zor iş canım!
-Sana patladığım yok canım.Sadece merak ettim.
-Merak ettiysen Mısra'ya sor.
-Üzerine gitmek istemiyorum.Zaten şerefsizin teki yüzünden zor zamanlar geçiriyor.Bir de ben üzerine gitmeyim.Yoksa yapacağımı bilirdim ben!
Barında böyleydi işte.Mısra onun için çok önemliydi.Kız kardeşi olsa eminim ki Mısra gibi bir kızın olmasını isterdi.Acaba beni de mi öyle görüyordu.Belki de bunca zaman beni bütün erkeklerden uzak tutma çabası,sırf kardeşini korumak amacıyla düşündüğü ve gerçekleştirdiği bir şeydi bu.Daha önde bunu bir çok kez düşünmeme rağmen bir sonuca varamamıştım.İçten içe bu üzülmeme sebep olurken,olumlu yönünü düşünmeden de edemiyordum.Beni kıskanmasını çok seviyordum mesela.Her gece uyumadan önce mutlaka "İyi Geceler" mesajı atmasıyla üşenmesem kalkıp sevinç dansı yapacak konuma geliyordum.Neden olmasın? diye düşünmeden de edemiyordum.Biz güzel olurduk Barın'la...
Sınıfın kapısı açılınca bakışlarımızı sınıfa giren Volkan hocaya ve Murat hocaya çevirdik.Ama bir saniye.Arkasından gelen kişi? Ege... Ben gözlerimi sonuna kadar açmış şok olmuş vaziyetle Ege'ye bakarken Barın çoktan küfür etmeye başlamıştı.
-Siktir siktir siktir.Ulan bu piçin burada ne işi var?
-Ba..Barın sakin ol!
Barın sanki her an saldıracakmış gibi Ege'ye bakarken en sonunda bakışlarımızı fark etmiş olacak ki oda bize baktı.Hocalarımız gülümseyerek bize gelirken sınıfa dönüp selam verdi.Onlara oturun dedikten sonra tekrar bize döndü.Bütün sınıf daha deminki uğultuyu kesip Ege'ye bakmaya başladılar.Yekta bir sorun olduğunu anlamış olacak ki,bir kaç dakika önce yüzünde olan gülümseme silinip gitmişti.