Yekta Sönmez
Her şeye geç kalmak bu hayatta en yorucu durumların başında geliyor sanırım.Acımasız bir evrenin yanında adi insanlarıyla iletişimde bulunuyoruz.Ne kadar saçma değil mi? Bu siktiğimin hayatı o kadar saçma ki gitmesi gereken onca insan varken sevdiklerimizin gitmesi neye giriyor ulan.Nasıl bir hayat bu diye kendime sora sora kendimi deliler hastanesinde bulmam an meselesi oluştu.O günün ardından Mısra'nın kalbi tam iki defa durmuştu.Canım o kadar çok acımaya başlamıştı ki hayatım boyunca bu acıyı hiç tatmamıştım.Ama o gamzeli kız hayatıma yeni girmesine rağmen bana bir çok duyguyu tattırmıştı.Şimdi ise acının yanında zulüm de vardı.Onun her kalbi durduğu an benim kalbimde duruyordu.
-Bakın daha öncede söyledim.Mısra'nın kalbi artık dayanamaz bir krize daha.Şuan ona acı çektirmekten başka hiç bir şey yapmıyorsunuz.
Karşımda ki doktor bozuntusunun yüzüne sertçe yumruğu geçirdiğim zaman Eda teyzenin haykırışını ve kızların ağlayışını artık duymak istemiyordum.
-Onu iyileştireceksin anladın mı beni? Yoksa bu hastaneyi senin başına yıkarım!
-Yekta Bey.
-Duydun mu beni!
Doktor bu haykırışım sonucu kafasını aşağı yukarı sallarken Barın ve Bartu kollarımdan tutuyordu.Kendimi onlardan kurtarıp yere çöken Koray amcanın yanına gittim.Hiç bir tepki vermeden sadece yere çökmüş ve sessizce ağlıyordu.Koridorda sadece Eda teyze ve kızların ağlama sesleri vardı.Barın ile Bartu her ne kadar iyi olmasa da Eda teyzelerle ilgileniyorlardı.Eymen'le Mert doktorun konuşmasından sonra ortalıktan kaybolmuştu.Herkes bitik bir şekilde bir kenara çekilmişti.Camdan Mısra'yı izlemeye başladım.Onunla yeteri kadar vakit geçirememiştik ama hayatımda ki en özel insandı o.Gamzeli kızımdı.Her güldüğünde ve konuşurken gamzeleri çıkarken her defasında parmağımı o çukurlara sokmak istemiştim.Ama bunu yapmaya fırsatımız kalmadan aramız bozulmuştu.Bir an anda aklıma bana bağırırken kaşlarının çatılışı geldi.İster istemez gülümsediğim zaman arkadan biri gelip omzumu sıvazladı.
-Geçecek kardeşim.Tekrardan birlikte olacağız.Hepimiz.Mısra da aramızda olacak.
Eymen'e bakmadan kafamı sallarken tekrardan konuşmaya başladı.
-Hadi biraz hava al.
-Hayır.
-Yekta hadi.Biraz dolaş olum bu halin ne.Boka benziyorsun.Mısra uyandığı zaman seni böyle mi görsün istiyorsun?
Eymen ilk defa doğru bir şey demiş gibi ona baktığımı fark ettiğinde zoraki gülümsedi.
-Bir şey olursa...
-Tamam hemen arayacağım merak etme.Hadi biraz insana benze de gel.Sert bir kahve yardımcı olur sana.
Mısra'ya son kez bakıp hızlı adımlarla erkekler tuvaletine girip aynadaki yansımama baktım.Haftalardır hastanedeydim.Eymen'in getirdiği temiz kıyafetlerle ancak üstümü değiştirebilmiştim.Gözlerim kan çanağına dönmüş,altları halka halka olmuş ve morarmıştı.Sakallarım yavaş yavaş çıkmaya başlamıştı ve değişmiştim.Kendimi tanıyamıyordum aynaya baktıkça.Yüzüme sertçe soğuk su çırptıktan sonra kurulamadan kafeteryaya idim.Kendime sert bir kahve söyledikten sonra camdan baktığımda Mert'i gördüm.Tek başına oturuyordu.
-Kahve iki tane olsun dedim görevliye.
Bir tepsiye kahveleri koyarken bende parasını ödeyip bahçeye Mert'in yanına oturdum.Oda çok çökmüştü.Gözlerini tek bir noktaya dikmişti ve geldiğimi kahvesini uzattığım zaman fark etmişti. İlk başta bana sonra elimde ki kahveye baktıktan sonra uzanıp aldı ve hemen dudaklarına götürüp içmeye başladı.Uzun süre sessiz kaldık.Konuşmak için gelmemiştim zaten.Gecenin karanlığı ve etrafta koşuşan,ağlayan,bağıran insan topluluğunu izlerken birden Mert'in sesi kulaklarımı doldurdu.