KÜBRA DOĞAN
Mutlu olmayalı uzun zaman olmuştu sanki.İçten kahkaha atıp sonunu düşünmeden gülmeyeli,sebepsiz yere gülmek yerine bir sebep arayıp istediğim voltta gülmeyeli gerçekten uzun zaman olmuştu.Ve ben bunu farkına Barın hayatıma girdiğinde anlamıştım.Aslında hep hayatımdaydı o.Her yerinde,her köşesinde,her adımında.Ama arkadaşım olarak vardı.Şuan ise dizime yatmış saçlarını okşuyordum sevgilimin.Evet sevgilimin.Sonunda sevgilim kelimesini ona çekinmeden yada bir şeylerden korkarak değil de,hevesle ve engelsiz bir şekilde diyebiliyordum.
-Nereye daldı benim kızım?
Barın güzel bakışlarıyla bana bakarken bende saçını okşamayı bırakıp yüzünü mıncırdım.Yüzünü buruştursa da görmemezlikten geldim.
-Hiç.Öyle düşünceler sarmış dedim gülümseyerek.
Barın yattığı yerden kalkıp karşıma oturdu.Saçı iyicene dağılmıştı.Sabahın köründe aramış ve buluşmak istemişti.Nedeni ise Alanya'dan geldiğimizden beri kendimizi derse kaptırmıştık ve okul dışında görüşmemiz biraz zorlaşmıştı.
-Özlüyorum seni dedi.
-Bende özlüyorum.
-Seni böyle görmek beni üzüyor bitanem dedi hüzünlü gözlerle.
Huzursuzca kıpırdanırken gülümsemeye çalışıyordum.Karşımda sevdiğim çocuk bana böyle kıyımsız bakarken uzanıp dudaklarından öptüm.Kısa bir öpücüktü ama ikimizinde ihtiyacı vardı buna.Dudaklarımızı ayırdım ama uzaklaşmadım.Nefeslerimiz birbirine değerken öylece duruyorduk.En sonunda ikimizde gülümseyip birbirimize sarıldık.Çok seviyordum onu.O geceden sonra uzun yıllardır içimizdeki aşkı dile getirmiştik.Ve eğer bilseydim onunda bana karşı aynı duyguları hissettiğini daha önceden bir şeyler yapardım bizim için.Barın çok fazlasıyla değişmişti.Sanki kırılacak bir eşyaymışım gibi el üstünde titizlikle tutuyordu beni.Yüzüm asık olunca direkt kaşlarını çatıp neyim olduğunu soruyordu.Üzerime titremesini seviyordum.
-Beni hiç bırakma olur mu dedi.
Bu sefer ben kaşlarımı çattım.Ondan ayrılıp yüzüne baktım.
-O ne demek şimdi ya?
-Bir şey demek değil.Yıllarca bu aşkı içimde yaşadım.Sürekli kendimi engelledim.Hayır Barın.Sus Barın.Sana ne Barın.Ama şimdi öyle değil.Sen benim sevgilimsin.Benim meleğimsin.Dokunmaya kıyamadığım kızımsın sen benim.Ve hayatımdan gitmene asla izin vermem.Ne olursa olsun bırakmam seni,bırakamam.
Barın'ın bu sevgi sözcüklerini teker teker hafızama kazımaya çalışıyordum.O kadar güzel konuşuyordu ki karşısında eriyip bitmiştim adeta.Derin bir iç çekip gözlerimden yaşların akmasına izin verdim.O hayatıma girdiğinden beri çok fazla duygusallaşmıştım.Beni öyle görünce bu sefer o gelip dudaklarıma öpücükler kondurmaya başlamıştı.Kısa ama yoğun öpüyordu.
-O göz yaşlar mutluluktan bile akmasın dedi fısıltıyla.
Zoraki gülümseyip kafamı boyun girintisine yasladım.Enfes orman kokusu içimi canlandırıyordu resmen.Uzun bir süre o benim saçlarımı bir yandan okşayıp bir yandan aralıklarla öpücükler kondururken bende kenetlenmiş ellerimize bakıyordum.Saatlerce böyle kalabilirdim onunla ama son saat boş olduğu için erkenden çıkıp bir kafeye gelmiştik.Kafenin bahçesinde kimsenin olmadığı yere gidip çimenlerde oturuyorduk.Bileğimde ki saate baktığımda 6 olduğunu gördüm.
-Gitme vakti dedim istemeyerek ondan ayrılırken.
-İyiydik böyle dedi oda.
Gülerek ayağa kalkmasını izledim.Sonra elini bana uzatınca tereddüt etmeden tuttum ve beni kaldırmasına izin verdim.