Sabah yine Kübra'nın paha biçilmez alarmıyla uykum açılırken Kübra'nın uykusundan kalkıp da alarmı kapatmasını söylemekle vakit harcamadan kendi yatağımdan kalkıp alarmı kapattım.Geri yatağıma gidip oturunca gözlerim kapalıydı.Saçlarımı saçma bir topuz yapıp odanın içine baktım.Dün ben bu odayı yerinden oynatmıştım.Kim düzeltmişti?Kübra'ya baktığımda hala uyuyordu.
-Kübra.
-Hı.
-Hadi kalk.
-Tamam.
Dolabımın önüne gelip temiz bir tişört ve bilekten koyu renk cinimi alıp banyoya geçtim.Kıyafetlerimi kenara bırakıp yüzümü soğuk suyla yıkadım.Aynadan kendime baktığımda kumral ten rengim biraz açıktı.Göz altlarım mor halkalar olurken saçım kendi halinde cansız duruyordu.Üzerimi değiştirip kirliye attım.Dün geceki olaydan sonra üstümü değiştirme fırsatım olmamıştı.Saçımı tarayıp yandan mısır örgüsü ördüm.Yüzümün rengi yerinde olmadığı için rahatsız olmuştum.Banyonun kapısını açıp Kübra'ya seslendim.
-Kübra?
-Efendim gamzeli.
-Kapatıcı nerede?
-Sağ alt çekmecede olması lazım.
Çekmeceyi açıp makyaj çantasından kapatıcı bulup göz altlarıma yedirdim.Rimel de sürdüğüm zaman daha iyi görünüyordum.Banyodan çıkıp odaya dönünce Kübra'nın da hazırlanmış olduğunu gördüm.Bana baktığını hissediyordum ama ben ona bakmak istemiyordum.Dün olanlardan sonra kimseyle konuşma taraftarı değildim.En azından kendime gelene kadar.
-Ben aşağı iniyorum deyip sırt çantamı takarken odadan çıktım.Lobiye indiğimde Bartu ve Volkan hocanın kahve içtiklerini gördüm.
-Günaydın hocam.
-Günaydın Mısra'cım.On beş dakikamız kaldı istersen bir şeyler atıştır.
-Olur.Hemen gelirim.
-Dur bende senle geleyim Mısra.
Bartu arkamdan gelirken ben restauranta girmiş büfeye ilerliyordum.
-Nasıl oldun?
-İyiyim.
Saklama kaplarında duran yeni çıkmış tost ekmeklerinden bir tane alıp yanına da çay alıp boş masalara yöneldim.Bartu da beni takip ediyor ama oda Kübra gibi benimle konuşmaya çekiniyor gibiydi.Oysa ki onların bir hatası yoktu.Tek sorun Barındı ama onuda kimse çözememişti.Derdi neydi benimle?Bir anda ne olmuştu ki?
-Dün öyle bir şey yapacağını bilseydim izin vermezdim.
Bir şey demeden tostumu yemeye başladım.
-Bende bilmiyorum neden öyle bir tepki verdi.Ya da ne oldu iki gündür garip cidden bir fikrim yok.Ama inat çocuk söylemiyor.Kaç kez sordum cevap vermedi.
Ben susmaya devam ederken derin bir iç çekip yüzünü sıvazladı.
-Mısra konuşmayacak mısın?
Çayımdan bir yudum alıp ona baktım.
-Diyecek bir şey yok ki Bartu.O gün çardakta bir telefon gelmişti hatırlıyor musun?
-Evet.
-O günden beri bana bir soğuk davranıyor.Sanki bir kötülük yapmışım da ona yüzüme bile bakmıyor.Konuşmuyor da gerekmedikçe.Dünde olanı biliyorsun zaten dedim kısık çıkan sesimle.
-Yakında çıkar kokusu.Sen nasıl oldun? Dün biraz zor gece olmuş sanırım.
-Anlamadım?
-Odayı falan dağıtmışsın.Kübra odaya girince korkmuş beni çağırdı sana bakmam için.Ama sen uyumuştun.Biz de odayı topladık sessizce.Sonra ikimizde uyuduk.