Mısra Akbulut
Çaldığın o kalbi yerine koy lütfen
Eğer hislerinden pek emin değilsen
Aradığın aşksa en güzelinden
O zaman başka açarım kapıları hazırım dünden
O sen olsan bari sen olsan bari
O sen olsan bari sen olsan bari
Hazırım diyorum dünden düşmüyorsun dilimden
Olan olmuş zaten o sen olsan bari
Kübra ve ben arka koltukta oturmuş radyoda çalan Aleyna Tilki'nin şarkısını bağıra bağıra söylerken ortamızda oturan Mert baygınca önde oturan Barın'la Bartu'ya bakıyordu.Ailelerimiz Kübra'lara ait olan büyük arabayla gitmemize yalvar yakar sonucu izin vermişlerdi.Tabi yola çıktığımızdan beri hepimizin annesi yarım saatte bir arıyordu.Sabah erkenden yola çıkmıştık ve şuan bir iki saatlik yolumuz kalmıştı.Barın arabayı sürmek isteyince Mert ve Bartu'da yorulduğu zaman kendileri süreceğini söyleyerek anlaşma yapmışlardı.Şimdi ise şarkıyı söylüyoruz diye bize baygın baygın bakmayı tercih ediyorlardı.Açıkçası bizde sırf onlara inat söylüyorduk.
-Sevgilim.Bak sana ne diyeceğim derken radyoyu kapattı Barın.
-Ya niye kapattın! Ne güzel söylüyorduk demi Mısra?
Ben kaşlarımı havaya kaldırınca Kübra aldırmadan bakışlarını tekrardan sevgilisine döndürdü.
-Bende onu diyecektim.Mısra gayet güzel gidiyor da,sanki bu şarkı söylemek sana göre değil aşkım ha? Ne dersin.
Barın böyle söyleyince Mert kıkırdamaya başladı ama hemen dirseğimle dürtükleyince sustu.Kübra gözlerini kısıp:
-Ne demek istiyorsun sen?
-Yani şimdi şöyle...
-Kanka direkt diyor ki sesin bok gibi sevgilim bırak şarkıyı Aleyna ve Mısra söylesin diye sözünü kesti Barın'ın Bartu.
Artık Mert'i tutamamıştım.Yanımda kıkırdarken Kübra görmesin diye kafasını boynuma gömdüm.Bende görünmeyeyim diye kafamı cama çevirdim.Kısa süre sonra bir şamar sesi gelince gözlerim tokat yiyen Bartu'ya gitti.
-Ulan ne vuruyorsun it!
-Lan kafanı kırmadığıma dua et gerizekalı.Sen sevgilimle benim arama ne diye giriyorsun!
-Baktım sen lafı uzatıyorsun bende dedim kankamı kurtarayım.
-Ulan Bartu,ben şu arabadan bir ineyim de göstereceğim kurtarmayı sana.
Bu hallerine Mert ile çaktırmadan gülerken Kübra somurtarak camdan bakıyordu.Bu hali o kadar tatlıydı ki gidip yanaklarını sıkasım geldi ama ikizimi bıraktığım zaman güleceğini biliyordum ve bu tehlikeyi göze alamazdım.
-Ee şey Barın yakında bir dinlenme şeysi varsa oraya şey edelim dedim durumu kurtarmak için ama çok salak bir cümle kurmuştum.
Buna Mert kahkaha atarken bir an nasıl ağzını bıraktığımı düşünürken Barın'a bunu söylemek için yakınlaştığımı fark ettim.Tabi Mert'e dolaylı yoldan kaçmıştı.Ona gözlerimi kısıp bakarken arabanın içinde bir tek onun sesi duyuluyordu.Kübra sinirle koluna sertçe vurunca gözlerimi kapattım.Büyük ihtimal çıkan ses o kolunu morartacaktı.
Barın beş dakika sonra bir yere sapınca ineceğimizi anladım.Araba durunca ilk inen ben olmuştum hemen arkamdan da Mert...Kübra...Barın ve Bartu.