MULTI-EYMEN ÖZER
EYMEN ÖZER-Eymen düş önüme!
Tuğçe bu cümleyi kurunca ilk başta şaşırsam da fazla belli etmeden hemen arkasından mağazaya girdim.O önden ilerleyip şampuan reyonuna giderken sessizce ilerliyordum yanında.Bir süre ikimizde susarken Tuğçe raflarda ki kokuları kokluyordu.Bazen kaşlarını çatıp hemen şişenin kapağını kapatıyor,bazen de uzunca içine çekip gözlerini kapatıyordu.Bu haline gülerken güzel gözlerini bana çevirdi.Bir kaç saniye birbirimize baktıktan sonra tekrardan bakışlarını kaçırıp bir şeyler bakmaya başladı.En sonunda dayanamayıp sessizliğimi bozdum.
-Tuğçe.
Bırakın cevap vermeyi yüzüme bile bakmamıştı.Tamam kolay olmayacağını zaten biliyordum ama Tuğçe zorlamayı seviyordu.
-Konuşmayacak mısın?
Yine cevap vermemişti.Derin bir iç çekip kolundan tutup kendime çevirdim.Gözlerinde bir an korku görsem de bunu görmemezliğe verdim.
-Konuşmanın zamanı gelmedi mi?
-Konuşulacak bir şey yok demiştim değil mi?
-Olduğunu adın gibi iyi biliyorsun!
-Eymen kolumu bırak!
Kolunu biraz hafifletip aramıza mesafe koydum.
-Lütfen inat etme artık.Bak aylardır peşinde dolanıyorum.Sadece bir kere Tuğçe.Söz eğer artık istemezsen karşına bile çıkmayacağım.
Sesimin çaresiz çıkması artık elimde olan bir şey değildi ve Tuğçe'nin en sonunda dikkatini çekebilmiştim.Gözlerini bana çevirip yavaşça kafasını salladı.
-Peki.
Peki demişti.O an elim ayağım birbirine dolaşsa da belli etmedim.Gülümseyip:
-Gel çıkalım.Sanırım pek uygun değil burası.
Dediğime bir tepki vermeden önümden geçip çıkışa doğru ilerledi.Bende ona yetişip yanına gittim.
-Nereye gitmek istersin?
-Eymen alt tarafı konuşucağız.Aşağıda ki kafeye gidelim işte diye beni tersledi.
-Romantik bir yer olur diye düşünmüştüm derken göz kırptım.
-Bak böyle yapacaksan gidiyorum ben deyip arkasını döndü.
Hemen kolunu tutup kendime çevirdim.
-Tamam tamam.Yürü hadi gidelim inatçı.Bu fırsatı bulmuşum kaçırır mıyım hiç?
Tuğçe cevap vermeden ilerlerken aşağı inip alışveriş merkezinin en köşesinde ki kafeye girdik.Fazla kişi yoktu iyi ki.Biz cam kenarında ki masaya otururken garson yanımıza gelip ne içersiniz diye sorunca Tuğçeye baktım.
-Soğuk bir kola olabilir dedi.
-İki tane kola dedim garsona.Oda kafasını sallayıp arkasını döndü.Tuğçe bana bakarken ben ellerimi birbirine kenetleyip bakışlarına karşılık verdim.Uzun zamandır bu anı bekliyordum.Büyük ihtimal Mısra'nın gününü bozmak istemediği için kabul etmişti.Düşünceli kızım benim.
-Evet seni dinliyorum.
Tuğçe'nin sesiyle kendime gelip elimi saçlarıma geçirip boğazımı temizledim.
-Bak bu dediklerim senin için ne ifade edecek ya da edecek mi bilmiyorum ama ben uzun zamandır seninle konuşmak istiyorum.Şimdi şunu söylemek istiyorum ilk başta.Kendimi haklı çıkarmaya asla çalışmıyorum bundan emin ol.Ama...