Bölüm 18

94 14 0
                                    

      Multi-MISRA AKBULUT
   İki saat sonra dersimiz bittikten sonra hocalarımızdan izin almış ve şuan iki araba bir yerlere gidiyorduk.Ben,Kübra ve Tuğçe ile Yekta'nın arabasında giderken,Barın,Bartu Eymen'in arabasında gidiyorlardı.Mert eve gidip test çözmesi gerektiğini söyleyince ısrar etmek istesem de hala aramızda çözülemeyen bir sorundan dolayı umursamaz görünmeye devam ediyordum.Yarın onlara gittiğim zaman zor bir gece geçireceğimizi ikimizde iyi biliyorduk.

    Kızlar beni Yekta'nın yanına oturtturup ikisi arkaya oturunca buna pek tepki verecek halde değildim.Ben sessizce camdan dışarıyı izlerken Kübra ve Tuğçe arkada bir şeyler konuşuyordu.Arada Yekta da onlara katılıyordu ama ne konuştuklarını algılayamıyordum.Aklım bugün olanlara takılmıştı.Ege'nin bana "Mısra" demesinde ki tonu rahatsız etmişti.Neden bilmiyorum ama o an sanki midem ağzımdan gelecek gibi olmuştum.Yüzünü uzun zamandır görmüyordum.Bundan kaçıyordum çünkü.Aklıma sürekli o kızla olan hali gelince deliye dönüyor gibi oluyordum.Bana seni seviyorum demişti.Ama Alanya'ya geldiğimden beri aramız hiç bir zaman iyi olmaması bir kenara o gün kavga ettiğimiz zaman ona ne yapmak istiyorsan yap dediğim zaman bunu ciddi demediğimi bile bile bu hatayı yapmıştı.Sahi hangi mantıkla yapmıştı ki onu? Acaba bildiğimi biliyor muydu.Böyle bir şeyin yaşanmasından sonra olacakları akıl etmiştir diye düşünüyorum.Çünkü Ege salak bir çocuk değildi.Hatta yeterince zeki olması ona bunca zaman inanmamı sağlamıştı.Ben bu düşüncelerle boğuşurken arabanın durduğunun farkında değildim.Yekta koluma dokununca düşüncelerimden sıyrılıp arabada tek başımıza olduğumu fark ettim.Gözlerimi mavilere çevirdiğim zaman endişeyle bana baktığını gördüm.

-İyi misin?

Kafamı sallamakla yetindim.

-Eğer kendini kötü hissediyorsan geri dönebiliriz.Daha sonra çıkarız.

Aslında iyi fikirdi.Pek gezilecek havamda değildim.Ama camdan dışarıda ki arkadaşlarımın şakalaştığını gördüğüm zaman keyiflerini kaçırmamak için kafamı iki yana salladım yavaşça.

-Yok hayır.İyiyim.Kafamı dağıtmam lazım.Yoksa sonum pek hayır dediğim zaman Yekta sessiz kaldı.Gözlerimizi birbirinden ayırmadan bir kaç dakika öyle kaldık.İlk gözlerimi kaçıran ben olmuştum çünkü yanaklarımın kızardığına emindim.Yekta dünden beri bana bir farklı bakıyordu.İlk zaman ki soğukluğu yoktu sanki.Yada ben böyle düşünüyordum bilmiyorum.

Arkamı dönüp kapıyı açacağım sırada bana seslendi.

-Mısra!

-Efendim.

-Bugün olan için kusura bakma.Aylin her zaman böyle gereksiz konuşur.Yani takma kafana.

Aklıma o an gelince bir an kaşlarım çatıldı.Yektanın dediği gibi gereksizin tekiydi.Yekta bana gülerken:

-Ne gülüyorsun?

-Kaşların çatıldı gamzeli kız.

-Hıı.

Yekta gülmeye devam ederken aklıma Aylin konusundan sonra aldığım karar geldi.Bu sefer ben gülünce Yekta bana anlamaz gözlerle baktı.

-Sen neden gülüyorsun?

Ben cevap veremeden camım tıklanınca kafamı oraya çevirdim.Barın eliyle gelin işareti yapınca Yekta'ya dönüp göz kırptım.O bu halime şaşırırken ben arabadan inip arkadaşlarımın yanına gittim.

-Hele şükür kızım ya! Kaç saattir sizi bekliyoruz diyen Bartu'ya göz devirirken Yekta da arabadan inip yanıma gelmişti.

-Eee ne yapıyoruz?

Gamzemin SahibiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin