Yerde etrafa kitapları saçmış ve Araf'ın bana verdiği deftere ekrandaki dersi anlatan kadının dediklerini not alırken kapıdan bir ses geldi. Kumanda ile televizyonun ekranını karartıp kitapları masanın üstüne koydum. Koltuğa oturup kitaplardan birini elime düzgünce aldım. Şehnaz Hanım kapıdan girince ona doğru baktım. Beni görünce ilk şaşırdı sonra gülümseyerek yanıma doğru gelmeye başladı.
"Nefes'ti değil mi?" Gülümseyerek kafamı salladım.
"Ay güzel kızım nasılsın?" Şehnaz Hanım yanıma oturunca elimdeki kitabı diğerlerinin üstüne bırakıp oturuşumu düzelttim.
"İyiyim, teşekkürler Şehnaz Hanım. Siz nasılsınız?"
"Aynı işte. Ay bana Hanım deme. Hiç sevmem. Abla de mesela. En iyisi." Kaşlarım kalkarken gülümsedim. Zaten ilk gördüğüm gün anlamıştım Mavi Gözlü Dev'in, annesine çekmemiş olduğu.
"Siz ö-"
"Siz de yok." Bu sefer hafif sesle kısa bir kahkaha attım.
"Peki." Şehnaz Abla da gülümsedi ancak aklına bir şey gelmiş gibi önce merdivenlerin olduğu tarafa baktı. Sonra kaşları hafif çatılırken bana baktı ve ayağa kalktı.
"Neyse kızım ben bir yukarı çıkayım." Merdivenlere doğru ilerlerken aklıma gelen şey ile konuşmaya başladım.
"Şehnaz Abla." Bana bakarken gülümsedi ve efendim dercesine kafasını salladı.
"Şey... benim telefonum şu an arızalı da, senin telefonunu bir kullanabilir miyim?"
"Tabii. Çantamın içinde." Koltuğa bıraktığı çantasını gösterince gülümsedim.
"Ya teşekkür ederim." Şehnaz Abla tekrar merdivenlere yöneliyor çantasını fazla karıştırmamaya dikkat ederek telefonu buldum ve kaldığım odaya doğru ilerledim.
Merdivenlerin sonuna gelince Şehnaz Ablanın benim kaldığım odanın çaprazındaki odaya girip kapıyı yavaşça kapattığını gördüm. Umursamadan odama girdim ve hızla ezberlediğim numarayı çevirdim.
"Buyrun?" Duyduğum ses ile gülümseyerek derin bir nefes verdim ve yatağa oturdum.
"Uygar?" Karşıdan bir süre ses gelmedi.
"Nefes? Nefes sen misin? İyi misin? Nerd-"
"Uygar sakin. Çok iyiyim ben. Sadece beni merak etme diye arad-"
"Merak etmeyeyim mi? Tam bir haftadır polislerle deli gibi seni arıyorum. Bir şey oldu mu sana? Kim kaçırdı seni? Bir şey yaptılar mı?" Oflayarak Uygar'ın sözlerini bitirmesini bekledim.
"Uygar tekrar diyorum. Ben. İyiyim. Beni arama olur mu?"
"Ne?"
"Duydun işte. Polislere söyle beni aramayı bıraksınlar." Ve bir süre daha ses yok.
"Nefes sen iyi değilsin. Ne oldu sana?" Bir umudum oldu.
"Uygar bak dediğimi yapman gerek. Yoksa her şey mahvolur." Ağabeyimin katilini bulmam artık imkansız olur.
"Hayır Nefes! Dediğini yapmayacağım! Bu dediğinin hiç bir mantıklı açıklaması yok! Hatta şimdi bu telefonun sinyalinin bulunması için polise gidiyorum!" Uygar'ın sesi yükselirken ben de ona uydum.
"Uygar dediğimi yap! Senin düşündüğünün aksine bu dediğimin mantıklı bir açıklaması var! Her şeyi mahvetme! Lütfen Uy-"
"Nefes sen kaçırıldın! Bunun farkındasın değil mi!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALPSİZ
RomanceHiçbir şey göründüğü gibi değildir. Ne iyiler göründüğü kadar iyi, ne kötüler göründüğü kadar kötü... × × × "Neden bu kadar sakinsin?" Gözlerime gelmeyen gözyaşlarıma teşekkür ederken omzumu silktim. "Ne yapmamı bekliyorsun? Sana bağırıp çağırmamı...