Bölüm 30 / "Nefes Gelecek!"

3.2K 170 132
                                    

Hani demiştim ya, insan bazen ikilemde kalır diye. Aklı ile kalbi farklı şeyler söyler diye. Aynı şey yalan söylerken de geçerli sanırım. Akıl çoğunlukla doğruları ister. Hem doğru söylemek hem doğru duymak... Kalp ise yalan da olsa hem mutlu olmak ister, hem mutlu etmek... Peki insan hangisini tercih edecek? Yalandan da olsa mutlu olup mutlu etmeyi mi, yoksa ne kadar acı da olsa doğru duyup doğru söylemeyi mi?..

× × ×

"Kalk gidiyoruz." Uygar başımda dikilmeye başlayınca oflayarak gözlerimi devirdim.

"Uygar Allah aşkına nereye gidiyoruz? Ben sana burada yoruldum diyorum, sen bir yerlere gitmekten bahsediyorsun."

"Hastahaneye gidiyoruz ve sen de itiraz etmiyorsun."

"Yav he he Uygar. Ben bir babam-" Ayağa kalkıp konuşarak ilerliyordum ki çığlığım konuşmamın önüne geçti.

"Uygar n'apıyorsun! İndir beni!" Uygar kıkırdayarak kapıya doğru ilerlemeye başladı.

"Tepinme. Zaten çok kilo almışsın taşıyamıyorum." Uygar'ın sözlerini umursamadan sırtında tepinmeye devam ettim.

"Belini felç ederim bak, indir beni yere! Gitmeyeceğim! Yoruldum diyorum sana! Daha da yoruyorsun beni!" Uygar kapının girişinde durmuştu ben ise tepinmeye ve bağırmaya devam ediyordum.

"Uygar bak bir daha gelm-" Uygar arkasını döndüğü zaman benim yüzüm kapının olduğu tarafa dönünce gördüğüm kişiler ile sustum.

"Merhaba Nefes." Gülümseyerek Uygar'ın omzunu cimcikledim. Beni bırak demek istercesine.

"M-merhaba." Uygar beni yere indirerek yanımda dikilmeye başladı.

"Sen bizim yanımıza gelmeyince biz gelelim demiştik." Feyza konuşunca gülümsemem biraz daha arttı.

"Siz?" Anlamlı bir şekilde Sefa'ya bakınca Sefa omzunu silkerek Feyza'ya tek kol ile sarıldı.

"Sana gerek kalmadı."

"Ya! Çok sevindim." Uygar yanımda olanları anlamaya çalışırken ben sevinçle ikisine birden sarıldım.

"Kız hani sen sevgili yapmayacaktın?"

"Kuzum ben nereden bileyim senin bizim aramızı yapmaya çalıştığını?"

"Ha bilseydin öyle bir şey demeyecek miydin?"

"Yo, derdim." Başım dönse de umursamadım ve gülümseyerek Uygar'a baktım. İçe girmeleri için bir nevi izin istiyordum.

"Bu arada size de merhaba. Feyza ben." Feyza Uygar'a elini uzatınca Uygar başını hafif hareket ettirerek Feyza'nın eline uzandı ancak Sefa Feyza'nın koluna bastırarak geri çekti. Uygar ise duruşunu bozmadan elini ensesine atarak gülümsedi.

"Uygar ben de. Sizi içeri davet etmek isterdim ancak biz de tam çıkıyorduk."

"Yoo, çıkmıyorduk."

"Güzelim, zorlama çıkıyoruz."

"Uygar. Lütfen."

"Biz zaten içeri girmeyecektik. Belki dışarıda bir şeyler içeriz diyecektim. Ama işiniz varsa-"

"Hemen geliyorum." Gülümseyerek arkamı döndüm ve koşar adım kaldığım odaya ilerledim. Uygar ise onlara bir şey söyleyerek peşimden geldi.

"Nefes hastahaneye gideceğiz." Uygar kapıda dikilirken ben dolaptan çıkardığım elbiseyi koymak için poşet aramakla meşguldüm.

"Uygar poşet versene."

KALPSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin