"O kitabı bitirdiğini sanıyordum." Elimdeki romanın sayfasını çevirirken yanımdan gelen ses yüzümün gülmesine neden olmuştu.
"Sevdiğim bazı yerlerin altını çizmiştim, onlara tekrar göz gezdiriyorum." Güldü. Elimdeki kitaba uzanarak elleri arasına aldı ve başından itibaren sayfalarını çevirmeye başladı.
".. hiç akılla aşk olur mu?
Aşık dediğin kararsız olmalı."Gülümsemesi büyüdü.
"Güzel sözmüş." Derin bir nefes verdim dışarıya, ayaklarımı sarkıttığım bahçe kanepesinde bir ileri bir geri sallarken.
"Sen de mi okuyacaksın kitap?" Başımla Araf'ın yanına bıraktığı kitabı işaret ettim.
"Burada oturarak öyle bir okuyorsun ki kitapları, sana hafiften özenmedim değil."
"Yaa! Özenti." Hafifce kahkaha atarken ben de onun yanına koyduğu kitabına uzandım.
"Yav he Nefes."
"Ah, polisiye. Tabii."
"İlgi alanım aşk romanları değil." Kafamı anladığımı belirtircesine salladım.
"Neyse, bana okusana bir sayfasını." Araf benim okuduğum romanı kapatarak bacağımın üzerine bıraktı. Elimdeki kendi kitabını alarak sayfalarını çevirdi.
"Bir sayı söyle."
"Neden?"
"Söylediğin sayfayı okuyayım. Aklına ilk gelen sayıyı söyle."
"Hmm, yüz altmış üç."
"Pekala." Araf, söylediğim sayfayı bulmak için sayfaları çevirmeye başladı. Sonunda bularak sayfanın başından okumaya başladı.
"Hiçbir şey anlamadım."
"Başından okusan bile zor anlayacağın bir polisiye kitabın orta sayfalarından birkaç tane okumakla anlayamaman normal değil mi sence de?"
"Ne kadar uzun bir cümle kurdun ya." Kıkırdarken başımı yaslandığım koltuktan kaldırdım. O da aynı şekilde gülerek kitabın ilk sayfalarını açtı.
"Neyse ne, hadi sen kitabını okumaya devam et, rahatsız etme beni." Gülerek kafamı olumlu anlamda salladım ve o, benim yanımda kendi kitabını okurken ben de kendi romanımdaki altı çizili cümlelerimi bulmaya devam ettim...
× × ×
"Feyza, inanmıyorum!" Feyza, elindeki gelin çiçeğinin tüllerini düzenlerken sıcacık gülümsedi.
"Kalbim yerinden fırlayacakmış gibi hissediyorum Nefes. Güzel olmuş muyum?"
"Feyza gördüğüm en güzel gelin olmuş olabilirsin." Yanımdaki, Feyza'nın kuzeni de aynı, hayran olmuş bir şekilde Feyza'ya bakarken söylediği şeyi onaylamak ister gibi kafamı olumlu anlamda salladım.
"Ayy, terliyorum."
"Hayır ya sakın!" Kahkaha atarak kenarda bulduğum bir kitabı aldım ve Feyza'nın yüzüne doğru sallamaya başladım.
"Heyecanlandırmayın beni ya, terliyorum. Ve ağlayacağım şimdi."
"Kuzen, mahvetme bu günü ya. O yüzündeki makyaj için ne kadar para saydı Sefa, kuaföre haberin var mı? Bak şu an bozulursa düzeltebilecek bir kuaför de yok." Berna, Feyza'ya laf yetiştirmeye çalışırken bir taraftan da tıklatılmış olan kapıya doğru ilerliyordu.
"Kimsiniz?"
"Damat."
"Açma!" Feyza bağırarak konuştuktan sonra kahkaha atmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALPSİZ
RomanceHiçbir şey göründüğü gibi değildir. Ne iyiler göründüğü kadar iyi, ne kötüler göründüğü kadar kötü... × × × "Neden bu kadar sakinsin?" Gözlerime gelmeyen gözyaşlarıma teşekkür ederken omzumu silktim. "Ne yapmamı bekliyorsun? Sana bağırıp çağırmamı...