Bölüm 35 / "Ona Kitap Okur Musun?"

3K 153 120
                                    

Hani insan bazen ya ne yaptığının bilincinde olmadan ya da kendine karşı koyamadan bir şeyler yapar. Bunlar insanın başına çok büyük dertler açar bazen. Özellikle kendine karşı koyamayan yapılan şeyler. Nefsine, isteklerine ve ya kalbine karşı koyamadan yapılan şeyler... Yapılanlar ne kadar büyük olmasa da... Ya yara almana sebep olur ya da kısa yoldan ölmene. Normal ölmekten daha beter bir şekilde ölmene...

× × ×

Araf'ı izlemeyi kesip, gözümü kapatıp başımı önüme eğdim. Sol elimle ağrıyan başımı ovarken nefesimi verdim yavaşça. Oturduğum merdivende biraz daha geriye kayarak başımı duvara yasladım. Birkaç dakika bu şekilde kaldıktan sonra bacaklarımın üzerindeki kitapları yan tarafıma bıraktım. Ellerimi başımın iki yanına koyarak kafamı biraz sıkıştırdım. Belki aklımdaki saçma şeyler kaçıp gider diye.

Burnumu çekerek kitapları aldım ve ayağa kalkarak salonda çizim yapan Araf'tan biraz uzağa oturarak derse çalışmaya devam ettim. Araf bana baktıktan sonra elindeki kalemi ve cetveli masaya bırakarak arkasına yaslandı ve beni izlemeye başladı. Sanki aklındaki düşünceleri benim üzerimde tartıyor gibi...

"Ne oldu?" Kaşlarımı çatarak ona baktım. Onun ise zaten çatılı olan kaşlarında bir değişiklik olmadı.

Cevap vermeyince öksürerek çalışmaya devam ettim. Ancak hâlâ üzerimde olan bakışları yerimde rahatsızca kıpırdanmama sebep oldu.  

"Annenin ismi ney?" Gözümü kapatıp açtıktan sonra Araf'a baktım.

"Nefes." Araf kafasını salladıktan sonra nefesini verdi.

"Nerede peki?"

"Bilmiyorum. Beni doğurur doğurmaz bizi bırakıp gitmiş."

"Bulmamı ister misin? Baban gece gündüz Nefes diye sayıklıyormuş." Kafamı olumsuz anlamda salladım.

"Gerek yok. Başka bir anlaşma falan yapmak istemiyorum. Mümkün olduğunca buradan gitmek istiyorum."

"Peki."

"Ya, babamın tedavisinin masrafları ne kadar tuttu?"

"Ne yapacaksın? Ödeyecek misin?"

"Evet. Babamın tedavisi şu anda devam etsin. Beni bırak. Bir yerde kalır, işe girer öderim onu sana."

"O kadar kolay olmaz işte. Üstelik işe girebileceğini sanmıyorum. Baksana şu haline. Bir hastahaneye gitmeni öneririm." Alayla gülümsedim.

"Ölüp de başına kalmamı istemiyorsun."

"Hayır. Seni düşünüyorum. Yoksa cidden öleceksin yakında. Git artık ne hastasıysan tedavi ol, nefes almayı filan tekrar öğren, sonra bir işe girer ödersin bana borcunu. Yoksa bana borçlu öleceksin. Diğer tarafta bırakmam yakanı." Yutkunarak yüzüne baktım. Alay eder gibi bir hali vardı ama haklıydı. Kimseye borçlu ölmek istemiyordum. Özellikle o kişi Araf ise...

"Kitaplarını ödünç alabilir miyim?" Araf çizimine döndüğünde bana bakmadan cevap verdi.

"Neden?"

"Çalışmak için neden olacak? Hastahane işlerim hallolana kadar işe giremem. O sırada çalışırım."

"Burada çalışıyorsun ya." Gözümü kapatarak nefesimi verdim.

"Evden ayrılmak istiyorum. Lütfen." Araf bana baktıktan sonra gülerek başıyla merdivenleri gösterdi.

"Git evin reisine sor. Kararları o verir." Kaşlarımı çatarak Araf'a baktım.

"Konuşmama izin verecek misin ki?"

"Seni eve getirirken de demiştim. Neden geldiğini kendin sor diye. Demek konuşmana izin veriyorum ki öyle bir şey dedim."

KALPSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin