Kor gibi sıcak ya da sular gibi serin.
Ruhumda bir dalgalanma hissettim. Biliyordum fakat anlamakta güçlük çekiyordum. Yakıcı bakışlarında sürekli macera arayan, rahatsız ruhumu harekete geçiren bir şey vardı. Gözlerim, kısa bir süre önce gözden kaybolmuş hayalet siluetlerinde kaldı.
Adel onu gördüğümü fark edince Çağrı ile muhabbetini kesip beni yanlarına çekti.
"Bu riskli kalakalmaları tanıyorum ben, Riva." Çağrı, Alazların girdiği kapıya baktı. "İpsiz sapsız insanlardan uzak durun."
"Sadece onun sınav sınıfında, Çağrı," diye yalan söyledi Adel.
Fazlası.
Çağrı, ifadesiz suratını yere odakladı. Kelebek sisteminden nefret ediyordu. Bu sistemle ilk defa karşılaştığı için alışamamıştı. Yarım dönemdir burada olmanın dezavantajlarını yaşayan grubun içindeydi.
Aslında bana daha uzun olmuş gibi geliyordu. Kendi kendime onun buraya ne kadar çabuk ayak uydurduğunu düşünerek şaşırdım.
Arka bahçeden okul binasına girmeyip ön tarafa geçtiğimizi fark ettiğimde bizi Adel'in yönlendirdiğini anladım. Yolu uzatmıştı. Büyük adımlar atarken "İlk sınav ne?" diye sordu. Bir yandan da Çağrı ile aynı renk olan gözleriyle bahçeyi tarıyordu. Aradığı kişiyi ağaçların arasındaki binaya dönük banklarda bulunca yüzü değişti. Her seferinde buraya grup olarak tünemekten vazgeçemiyorlardı.
Adel'in uzun zamandır aynı koridorda okuduğumuz Alpay'a karşı ilgisi vardı. Kaşlarımı çattım, aslına bakılırsa onlarınki ilginç bir ilişkiydi. Her daim kaçma ve kovalamacadan ibaret olmaktan bir adım öteye gidemiyordu. Çıkmaz sokak.
"Fizik," dedim benim de gözlerim onların oturduğu yere kayarken. Bazen yalnızca gelen geçeni izler, bazen de aralarında heyecanlı konuşmalar yaparlardı. Aralarından Alpay'ın en yakın arkadaşı olan Demir elini kaldırıp hafifçe selam verdi bu tarafa doğru. Öne eğilirken dudaklarında ufak bir tebessüm vardı.
Adel'in gözleri "Ne oluyor?" der gibi bana çevrildi fakat bir şey söylemedi. Ben de ne olduğunu anlamamıştım.
Tiyatromda oyuncu olabilirdi fakat aramızda kesinlikle durduk yere selam verecek bir ilişki yoktu.
Hayret edip üzerime alınmamayı tercih ederken Çağrı'ya döndüm. Aklının başka bir şeyde olmasına sevindim. Aramızda gizli saklı bir şey pek olmazdı ama bu tür gereksiz detaylarla oyalanmasına lüzum yoktu. Çok cana yakın bir kişiliği olmasına rağmen belli başlı kişileri gördüğünde anlamadığım bir şekilde tüm alıcıları açılıyor, kendini savunmaya alıyordu.
"Bu sefer de Adel'le çakacağız desene..."
Adel onu onayladı. Artık içerinin sessiz havasına girmiş, ikinci kat için merdivenleri tırmanmaya başlamıştık. "Bir şey soracağım," dedi. Merdivenleri daha hızlı tırmanmamak için kendimi zorladım.
Bu bir şey isteme ses tonuydu.
"Sen yine zümre toplantısına kulak misafiri olmadın değil mi yanlışlıkla?"
Sanki birden birini arama ihtiyacı duymuşum gibi etrafa bakınmaya başlayınca durum anlaşıldı. Adel iki merdiven birden tırmanıp koluma yapıştı. "Fısıldasana bana da Allah aşkına... Sınıfta kalıyorum yoksa!"
Onu kolumdan silkmeye çalışıyordum. Çağrı halimize gülerken fizik sınavı pek umurunda değilmiş gibiydi.
"Olmaz. Etik değil." Ayıplar gibi gözlerimi büyüttüm. "Ve abartma, sınıfta falan kalmıyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuğu: YOL
Teen Fiction#4 Yalnızlık^^ Yalnızlığı en iyi anlatan hikaye! "Evrende bin bir yanlışlık var. Fakat ben en olmazı yaşıyorum. Okulda normal bir öğrenci sandığın narkotik polisinin gizli görevini ortaya çıkarmaktan daha kötü olan bir şey varsa o da, o polise aşık...