Bölüm 16-SARIŞIN

6.7K 240 16
                                    

Ertesi gün biraz daha iyiyidim. Bunu hissediyorum. Bilmiyorum Kaan beni kurtarabilcek mi? Ama güven vermesi hoştu.

Rutin bir şekilde servise bindim. Ömer'den hâla ses çıkmıyordu. Bu bir anlamda tedirgin etsede bir yandan kötü değildi sanırım

En köşeye oturdum serviste be düşünmeye başladım.

Beyza Kaan'a karşı ne hissettiğimi sordu. Ben Kaan'a bir şey hissedemezdim ki. Daha Ömer'den kurtulamamamıştım. Hem kendi tecrübemle sabitleyip görmüştüm ki ailem beni erkeklerden uzak tutarken bir bildikleri vardı. Erkek yanında belayıda getirmişti. Hem her şeyden önce bir madde bağımlısına karşı bir şey hissetmemem gerekirdi değil mi? Tabikide hayır.

Ah! İçim karardı. Kaan'ı bulsamda içinr biraz su serpse o yeşil gözleriyle olmaz mıydı?

Saçmalıyorum yine.

Servisten inip merdivenlere doğru yürümeye başladım. Rabia arkamdan adımıla seslendi. İkinci veya üçüncü merdivendeyken arkama döndüm ve siyah kısmen paslanmış korkuluklara elimi koyup "Efendim." diye seslendim Rabia'ya.

Ne kadar dalgınlaştım ben. Çantasını serviste unutan bir öğrenci gördünüz mü hiç?

Arkamı döndüğümde Rabia elindeki koyu yeşil omzuma asmak için oldukça kullanışlı olan çantamı sallayarak gösterdi. Hafifti içinde birkaç kitap dışında bir şey yoktu. Ömer'in beni soktuğu ruh hastası halden sonra ben ki ders dinlemeyi seven Merve, kitap dahi getirmiyordum.

Serviste düşüncelerimle içimi karartıp suratımı astığım için düştüğüm hali düşünüp şapşal bir tebessüm kondurdum dudaklarıma. Ben merdivende dururken Rabia çantamla beraber bana doğru geliyordu.

Birden kapıdaki bir araba dikkatimi çekti. Oldukça lüks görünüyordu.

Ben şoför tarafını değil yolcu kısmını görebiliyordum arabanın.

Birden kapı açıldı ve...

Kaan arabanın şoför koltuğundan inip asıl benim gördüğüm kısma gelip kibarca kapıyı açtı.

İçinden zarif ve bu soğuğa rağmen oldukça cürretkar bir şekilde açılmış bacaklar göründü ilk önce. Kırmıı stiletto ayakkabılar soğuk zemine deydi.

Ardından Kaan elini arabanın içine uzattı ve kısa, hatta kısa az kalır süper mini, mor elbisesiyle soğuğa tepki olarak bir kız indi.

Çakma olduğuna emin olduğum sarı uzun saçları oldukça düz bir şekilde sırtında uzanıyordu. Yüzünde kocaman bir gülümsemeyle duruyordu işte orda. Ve elinden Kaan tutuyordu.

Bir adım atıp Kaan'a yanaştı ve dudaklarını Kaan'ın dudaklarına bastırdı. Birkaç saniye dudak dudağa öyle karşımda kaldılar. Kız geri çekildiğinde yüzünde mümkün olabilecek en büyük gülümsemeyi gördüm.

Kaan elindeki siyah anahtarı kıza uzattı ve o sarışın kız anahtarı alıp arabanın sürücü koltuğuna yöneldi. Kız lüks arabasının gaz pedalına tahminimce çok yüklenmemişti ama araç yinede hızlı bir şekilde asfaltta kayarak uzaklaştı. Kaan birkaç saniye arkasından baktı ve sonra saçlarını karıştırıp okula girdi.

Elimin altındaki siyah korkuluğu o kadar sıkmıştım ki demirin paslı ve soğuk hissi parmaklarımdan geçip damarlarıma kadar ulaşmıştı.

O sırada farkettim ki Rabia'da yanıma ulaşmıştı. Muhtemelen beni birkaç defa dürtüp kitlendiğim yere bakmıştı. Oda aynı şekilde kapıya odaklanmıştı çünkü şuan.

Yüzümdeki gülümseme soğuk havada, havaya saçılan birkaç damla su gibi donmuş ve yavaşça yere düşüyordu.

Kaan bize doğru yürüyüp geldi. Merdivenlerden çıkmaya başladı. Bende ona bakmıyordum. Az önceki olayın gerçekleştiği kapıya kitlenip gözlerim donuk bir şekilde bakıyordum.

ZORBAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin