Bölüm 41-BAŞ UCUN(FİNAL)

6.7K 183 93
                                    

Bu bölüm Mert'in bakışından...

1 ağustos...

Merve'nin ölümünün ardından tam bir yıl geçti.

Hayatım boyunca geçirdiğim en zor bir yıldı.

Merve'nin o videoyu izleyişi ve ardından kayalıklarda can verişi ne benim ne de Kaan'ın gözünden hiç gitmedi. Oracıkta ölmüştü...

Bir yıldır her gün Kaan, cuma günleri yani Merve'nin öldüğü gün elinde bir buket mor orkide demetiyle gidiyor mezarın başına.

Merve gelinlik buketinin mor orkide buketi olmasını dilemiş yıllar önce.

Bir yıldır toplayamadık Kaan'ı. Hırsla Salih'i de öldürdü. Belki milyonlarca kez intiharı denedi. Vera'yı koşul sayıp her defasında gerekirse döverek engelledim.

Bir yılda yaşlandı sanki bu adam. Saçları yer yer kırlaşmaya başladı, madde kullanmaya tekrar başladı. Zavallı Vera babasına sürekli eskisi gibi ol baba diye yalvarıyordu ama Kaan artık asla eskisi gibi olmayacaktı.

Konuşmuyordu da artık Kaan çok gerekli olmadıkça ağzını açmazdı. Yemeği içmeyi bırakıp kendini cezalandırıyordu.

Uyuyamıyordu. Her uyuduğu an gözünün Merve'nin kanlar içindeki hali geliyormuş.

Belki... Çok saçma gelecek ama belki Vera olmasa ölmesine izin vereceğim. Kavuşmalarına...

Merve'nin mezarı ailesinin yanına, Ankara'ya defnedilmişti. Bizde otomatik olarak Ankara'ya taşınmıştık.

Her mezarlığa gidilecek sabah gibi erkenden kalkmıştı Kaan. Ben salonda tabletle ilgileniyordum.

"Mezarlığa mı?" dedim. Bugün bir yıl olmuştu.

Konuşmadı başını salladı onaylar anlamda.

Banyoya girdi. Duş almış ve uzamış onu sokak serserisi gibi gösteren sakallarını kesmişti.

Ardından siyah bir takım elbise giymiş, tam bir damat gibi hazır karşımda duruyordu.

"Bende geleceğim." dedim beklemesi için. Bir intihara daha engel olacaktım belkide.

"Baba bende geleyim mi?" diye sordu Vera sevimli sesiyle.

Hayır anlamında başını salladı Kaan.

Bende Kaan gibi siyahları çektim.

Arabayla yirmi dakika sonra mezarlıktaydık. Yolda her zamanki gibi Merve'nin buletini aldık.

Arabadan inince Kaan zayıflığından üzerine pot duran takım elbisesiyle mezarın başına çöktü. Bende mezarın üzerindeki bitkiler için su bulmaya gittim.

Kaan'nın sesini duyuyordum. Belki uzun zaman sonra.

"Ben geldim." dedi inleyen sesi.

"Çiçeğinide getirdim." dedi. Sanki cevap alıyormuş gibi konuşuyordu toprağı okşayarak.

"Evet Mert sürekli engel oluyor yanına gelmeme."

"Beni affetdin değil mi? Cennette anne ve babanla olmak iyi gelir sana..."

"Bir yıldır nerdesin?"

"Yapamıyorum Merve..."

"Evet oda iyi ama Vera'yı hiç sorma. Çocuktan bi' haberim. Mert ilgileniyor Allah'tan."

"Özledim..."

Akşam geç saatlere kadar Kaan hiç susmadan konuştu Merve'yle. Toprakta dokumadığını zerre kalmadı.

"Kaan eve gidelim yeter." dedim.

"Bırak beni Mert. Beni onunla bırak."

"Kaan kalk hadi."

"Onu istiyorum!"

"Eve!"

"Yanına gitmek istiyorum." dedi kısık sesle.

"Siktirme isteklerini çocuk evde yalnız kalk."

"Merve..." diye inledi.

ZORBAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin