Bölüm 24-GEZİ PART-1

4.9K 181 5
                                    

Ağrıdan başım çatlıyor. Dün gece Kaan beni eve bıraktığından beri düşünmekten uykuya dalamadım. Mustafa Bey çok güçlü, eli sağlam bir iş adamıydı, tehtitleri beni ciddi anlamda korkuttu açıkçası.

İki kişilik büyük, sadece beyaz ve bulunabilecek en yumuşak ürünlerle oluşturulmuş olan yatağımda iyice gerilip güne başlamak için hazırlandım. Yatağın içinde bir süre mayıştıktan sonra yatağın kenarında, ayaklarımı sarkıttım.

Terlik giymeyi oldum olası sevmemişimdir zaten, yalın ayak pencereye yürüyüp stor perdenin güneşliğini, ardından da tül kısmını açtım. Penceremide açınca ağaç manzaralı penceremden yatak odama çam kokuları dolmaya başladı.

Yavaş adımlarla büyük, sürgülü kapısı olan dolabımın kapağını açtım ve bugün ne giyeceğim diye düşünmeye başladım.

Ben kıyafetler arasında kaybolmuşken yatağımın başındaki küçük komodinde duran telefonum çalmaya başladı.

Hızlı adımlarla telefonumu alıp mahmur bir sesle "Efendim." dedim.

"Hadi çabuk hazırlan." dedi telaşlı bir ses. Ya ben uykuluyken bana dokunmayın!

"Kimsin sen be?" diye bağırdım.

"Hı?" dedi şaşkınca telefondaki ses... Telefondaki ses Kaan'ın sesi!

"Aa! Şey... Kaan?" dedim şaşkınca.

"Evet. Hadi on beş dakikaya alıyorum seni." dedi.

"Ne? Neden?" dedim.

"Ben Kayseri'de fazla kalamam iş için döneceğim, bir haftamız var ve bana tüm Kayseri'yi gezdir." dedi tatlılık serpiştirdiği sesiyle.

"Peki..." dedim ve şaşkınca telefonu kapattım.

Hemen telefonun not al kısmını açarak gezilecek yerleri not etmeye başladım.

Yer altı şehri.

Şelale.

Erciyes.

Gesi Bağları (dırırım...)

Darsıyas Köyü.

Aklıma gelen bu kadardı. Daha da ilave ederdim zamanla.

Dolabın başına geçip, gideceğimi çoğu yerde su olduğu için ve ben suyun içine girmekten büyük bir haz duyduğum için koyu kot şortumu, üzerinede lacivert ve kottan oluşan gömleğimi giydim. Siyah spor ayakkabılarımıda giyince hazırdım.

Ben daha üzerimi yeni değişmiş, odamı toplayamamışken kapı çaldı.

Odamı bile toplayamadan acelece kapıyı açtım.

Kaan siyah dar kotu, siyah spor ayakkabıları ve mavi tenk polo yaka tshirtüyle karşımda duran Kaan...

"Hoşgeldin." dedim.

"Hoşbulduk. Hazır mısın?" dedi gülümseyerek.

"Sayılır. İçeri geç." dedim gülümsemesine eşlik ederek.

İçeri geçtikten sonra büyük salona davet ettim, koyu gri L koltuklara oturdu. "Aç mısın?" dedim.

"Evet ama gideceğimiz yerde yeriz işte." dedi.

"Tamam... Ben saçımı felan yapayım çıkalım." dedim.

Salondan çıkıp koridordaki büyük aynanın karşınına geçtim, mor ve mavi küçük çiçekleri olan bandanamla ve güneş gözlüğümle.

Saçlarımı tararken Kaan içerden "Oo... Çok yavaşsın Merve." dedi gülerek ve tarağı elimden aldı.

Hızlı ama zerre kadar incitmeden saçlarını güzelce taradıntan sonra bandanayı aldı ve kibarca bağladı.

ZORBAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin