Yerime zımbalanmış gibiydim. Ben az önce bir erkeğin arkadaşlık teklifini kabul etmiştim. İlk...
Yerimden zar zor kalktım. Arka bahçe ağaçlık bir alandı ve hava soğuk olduğu için şuan kimse yoktu. Tabi ağaçların içindeki bankta oturan şu çocuk dışında. Gözlerini kapatmış başını banka yaslamış gök yüzüne doğru çevirmişti.
Şaşkın bir şekilde yerimden kalkıp Beyza ve Rabia'nın yanına gittim. Bahçenin dönüşünde hemen beni bekliyorlardı. Aynı ağızdan konuşuyorlarmış gibi "Ne oldu? Anlatsana. Ne dedi?" gibi soru yağmuruna tuttular. Ben ağır ağır yürüyüp bir yandanda onlara cevap veriyordum. Ağaçlık bahçeyi arkamızda bırakıp okula doğru daha uzun ve büyük olan bahçede yürüdük. Her şeyi noktasına virgülüne kadar anlattığımda Rabia önümüze geçip ellerini bir birine vurarak "Yaşasın! Tebrik ederim tatlım." dedi. Ne diyosun sen kızım ya?
"Neyi tebrik ediyorsun acaba?" dedim bir yandan yürümeye devam edeken. Rabia'da bize doğru dönmüş ters bir şekilde yürüyordu.
"Sevgilini tatlım yeni ilişkini." dedi gayet sevimli bir şekilde.
"Biz sevgili olmadık seni beyinsiz! Arkadaşız." dedim. Sinirlenmiş miydim? Bu sinir değildi ilk defa yaşadığım bir duyguydu. Evet, sevgili olmamıştık. Arkadaştık. Ailem şu ana kadar erkek kuzenlerimle bile aramın öyle sıkı fıkı olmasına karşı çıkmıştı. Oysa şuan telefonumda mesajları olan bir erkekle buluşmuş ve arkadaş olalım teklifine "Evet." demiştim. Ne yapıyordum ben? Tecrübesizliğime kurban mı gidiyordum? Hoşuma gitmiş miydi peki?
İşte bu sorunun cevabı tereddütsüz 'Evet!' olacak. Bir erkeğin beni hoş bulması, bana ulaşmaya çalışması kesinlikle hoştu.
Ben bunları düşünürken Rabia aynı konumunda yürüyüp benim verdiğim cevaba karşılık "Bakiciiz." dedi garip bir şekilde. Dudaklarını büzüp göz kapaklarını hızlı hızlı kaldırıp indirerek. Sonrada Beyza'yla gülmeye başladılar. Onların bu şebek haline bende gülmüştüm ki okula gelip merdiverenleri tırmanmaya başladık.
Öğle arasından sonra iki ders vardı. Öğretmen rahatsız olduğu ve gelemediği için biz film izlemeye karar vermiştik. Korku filmi açacaklarmış. Ah! Cinli periliymiş! Bana akşam yine uyku yok. Ne kadar izlememek için çaba versemde milletin çığlık attığı sahnelerde istemsizce bakıyordum işte.
Çantamı sıranın üzerine koyup başımı yasladım. İzlemek istemiyordum çok korkuyordum. Aksine Beyza filmin içine girecek kadar seviyordu bu şeyleri. Filmin başladığını seslerden anladım. Allah'tan yabancıydı ve alt yazılı izliyorlardı. Türkçe olsada ben birde konuşmaları duysam yandık!
Sıkıntıdan gebermemek için öğleden sonra elime almadığım telefonumu alıp oyun oynamaya karar verdim. Öğle arasından beri elime almıyordum çünkü şaşkınlığımla elime alınca o anları bir daha yaşayacağım geliyordu aklıma. Derimin altında ki o yanma hissini, kalbimin o aşırı hızlı atışını, dilimim bana ihanet edip kabul edişini... Ah!
Telefonu elime alınca mesaj olduğunu gördüm. Bir saat önce atılmıştı. İki mesaj;
'Yakından daha güzelmişsin.'
'Beni kırmayıp arkadaş olmayı kabul ettiğin için teşekkür ederim.'
Şimdi ben seninle arkadaş olmayı kabul etmedim heyecanla öyle söyledim dersem heralde kafama bir huni takar beni deli ilan ederdi. Napalım Merve artık bir erkek arkadaşın var bozma. Seninde hoşuna gidiyor hem. Saklayacağız artık babacığından...'Teşekkürler.' yazdım ilk mesajdaki iltifatına karşılık. İkincisi için cevap vermemeyi tercih ettim.
'Ne yapıyorsun?' diye anında mesaj geldi. İşin gücün yok mu senin?
Derken Beyza ve sınıftakilerin çığlığıyla ekrana baktım ve ah! Gördüğüm o sahne! Adamın ağzından çıkanlar! Başımı anında tekrar çantama gömdüm.
'Sınıfta korku filmi izleniyor bende bakmamak için seninle konuşuyorum.' dedim. Yolladıktan hemen sonra pişman oldum orası ayrı. O ne demek ben seni kullanıyorum der gibi. Ve yine anında mesaj.
'Beraber korku filmi izlemeliyiz mutlaka.' yazmış. Deli mi bu? Ben korkudan izleyemiyorum diyorum bana dediğine bak.
'O nedenmiş?' yazdım. Kaşlarımı çattığımı farkettim sanki görecekte.
'Filmden korkup ekrana bakmamak için verdiğin mücadeleyi görmeden ölemem :)' yazmış. Salak bir sırıtış oluştu yüzümde ve istemsizce göz devirdim. Salak şey... Ne yazacaktım? Hep böyle oluyor. Ne yazmam gerektiğini bilmiyorum. Ah Merve! Bir erkekle konuşmadığını bu kadar belli edersen yandın sen. Hep annemle babamın suçu. Turşumu kurun evde benim!
Ben mesaj için ne yazacağım konusunda can çekişirken o tekrar yazdı.
'Merve ben Rabia'yla konuştum. Sende kabul edersen hafta sonu Rabia seni evden alsın biraz gezelim olur mu?' yazmış. Birinin beni evden alması gerekli kesinlikle. Rabia sen her haltı öttün mü bu çocuğa!
Ben Rabia'ya sinirlenmiş kaşlarımı çatmış bir şekilde telefona bakarken arka sıramızda ki Sevda "Bö!" diye üzerimize eğilip bir korku nidası attı. Beyza korku filmininde etkisiyle anında çığlığı basarken ben kaşlarımı iyice çatmıştım.
Evet dersem buluşacaktık. Hoşta olacaktır eminim. Ama çekiniyor insan işte. Beyza'yı dürttüm. Zar zor filmden ayrıldı bana döndü. Durumu anlattım. Bir gözü bende bir gözü filmdeydi ve bu beni çok sinir etmişti. Sonuna kadar dinleyip telefonu eline aldı ve mesajı yazıp tekrar filmine döndü. Hızla ne yazdığına baktım
'Evet.' yazmış. Ah! Salak kız korku filminde kaybol sen!
'Sevindim. Pazar birda Yakamoz'da buluşup istersen ordan başka bir yere gideriz.' diye cevap geldi.
Ben yazmadım onu desem? Hah sen yazmadım kuzenin yazdı Merve! Kesin bu duruma düşerdim. Sessizce kabullenip
'Tamam.' yazdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZORBA
Teen FictionEğer sol tarafımda atan şeye engel olabilseydim, senden uzak dururdum.