15- Fırtına öncesi sessizlik

978 136 10
                                    

Odaya döndüğümüzde gurur yapmayışımız ve gururu aşkın yanına yakıştırmayışımız bizim için en iyisi olmuştu.
Düşündüm.
Chanyeol konuşmuyor, ben konuşmuyorum ve ikimiz de sadece hala seviyormuşçasına birbirimize sarılıyoruz. Chanyeol beni yatırarak gözlerimden öpüyor, ben üstüme örtülmüş örtüye sarılarak onun beni sevişinin tadını çıkarıyorum.

Chanyeol işte böyle güzel seviyordu. Yemin ederim ki o beni seviyordu.
Bazen soğuk da olsa, kalbimi de kırsa yine de seviyordu.

Saçlarımı okşadı, okşadı, okşadı, durdu, öptü, okşamaya devam etti.
Bekledim, konuşmadım, kıpırdamadım, sabrettim.
Zaman dedim; zaman her şeyi çözerdi. Kızgınlığımıza zaman vererek her şeyi çözerdik.

"Sana güveniyorum." ağzımdan çıktı bir kere.
Ben de, dedi. Ben de güveniyorum sana.
Alnımdan öptü, göğüsüme değdi ve başını yasladı hafifçe. "Kalbine sahipmişim gibi, sahiplenmiş gibi hissediyorum."
Ondan duymayı beklemediğim lafla ellerimi saçlarına attım ve ağırlığını vermeyen bedenin tüm ağırlığını vermesinde sorun olmayacağını belli ettim.
Başı göğüsümü okşayıp geçti, dudakları dudaklarımı sıyırdı.

"Baekhyun,"
Adımı söyleyişiyle ciddiyetinin farkına vararak gözlerimi gözlerine çevirdim.
"Ne olursa olsun bil ki benim için sadece sen varsın koskoca dünyada. Ay var güneş var; ama sen varsan hiçbir şeye ihtiyacım yok."
Dudaklarımı sıyıran dudaklarıyla beni hafifçe öperek gülümsedi.
Chanyeol'un gülümsediğini görmem bir dönüm noktasıydı belki de.
Çünkü o bana böyle gülümseyebiliyorsa,
Dediği her şeyin arkasında duracak demekti.

Gülüşünü ne kadar çok sevdiğimi düşündüm.
Bazen içten bir şekilde gülerdi, ellerim titrerdi. Neden böyle güzel güldüğünü merak ettim. Gülüşünü az görüyorum diye mi? Yoksa güzel güldüğü için mi?

Dediği cümle aklımda yankı yaptı sonra.

Ne olursa olsun demesini takmadım.
Bir şey olursa o zaman bakılırdı.
Bir şey olursa halledebilirdik.

"İsyanlar bitsin, seni bir yere götüreceğim."

Yüzüne baktım, alnımı öptü.
Güneşi izleyebileceğimiz bir yere, dedi. Ben sormadan söylemesine güldüm. Dudaklarım büzüldü, konuştum.
"Gün batımını mı?"
Evet, dedi.

Ben ona baktım, o bana baktı.
İçimi bir huzursuzluk kapladı.

"İsyanlar değil, savaş da bitince gidelim."

Kıpırdandı, gözlerini yüzümden çekti.
Elleri başımı göğsüne yasladığında üzülür gibi oldum.
Neden bu kadar inat ediyordu bilmiyordum.
İstese düşmanım olmazdı.
Vazgeçeceği şeyler vardı evet.
Ama o şeylere kendi isteğiyle sahip olmamıştı.
Babası için yapıyordu.

Chanyeol mantıklı birisiydi.

Bu savaşı mantıklı buluyor olamazdı.

Düşüncelerimi dile getirememek beni üzdü.

Sessizleştik.
Savaş öncesi sessizlik, dedim.
Güldü.

Tha Méli | ChanBaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin