17- İlk gecemizi hatırladım

350 63 3
                                    

Aklıma Baekhyun ile nasıl tanıştığım geldi birden.

Zindanı hatırladım, kendi için değil vatanı için çıkmak istemesini hatırladım, istediğim şeyi yapacağını...
Benim oluşunu hatırladım.
Gece yatağımda uyurken kokusunu en derinime çekerek ağladığımı hatırladım.

Sahi o gece nasıldı?

Hani güzel kıyafetleri, parlak saçlarıyla kapımın önünde durup istediğim şeyi vermeye geldiği akşam...
Benim olmasını istemem ve kabul etmesi...

Birkaç ay önceydi, biz tanışalı da o kadar olmuştu zaten.
Dudaklarının kenarındaki dudaklarım bal tadını dokunmasa da alıyordu. Ellerim çıplak belini okşuyor, olabileceğini bilmediğim kadar yumuşak olan teni hissediyordu. Kaşları çatıktı ama istememezlik yapmıyordu, sanki o da istiyordu.
Sonra bana verdiği tatlı gülüşü hatırladım.
Parmaklarım belini sıyırdığında gıdıklanıp gülmüştü.

Gözlerim doldu bunu hatırlayınca.
Neden bu kadar çok seviyordum yine anladım.

Güldükten sonra hemen kendini toplayıp çatık kaşlarıyla bana bakmaya devam etmişti.
Ona sahip oluyordum; sanki o da istemiyor değildi.
Vücudunun her detayını öptüğüm o gece benimle konuştuğu tek şeyi de hatırladım.

"Bu kadar nazik olmanı beklemiyordum."

Bunu söylediğindeki yüz ifadesi hala aklımdaydı. Çatık kaşları, hafif dolu gözleri, büzük dudakları... Sonra gözlerinin altını öpmüştüm. "Nazik davranılmayı hak ediyorsun."
O cümleler içimden gelmişti, belki de balım bu cümleyle bana aşık olmuştu.

Bana o gece neden güvendiğini merak ettim.
Bana yorgun olup gitmek istediğini söylediğindeki tavrım kafama takıldı.

"Bu gece düşman değiliz."

Kollarımda kıvrılan, gözleri kapanmak üzere olan bedenin huzurlu olmasını diliyordum.

"Bu gece seni öldürmem."

O uyudu, ben uyumadım.
Sabah olup gözleri açılana kadar saçlarını okşadım.
Kokusu en içime işledi, aşık olmam bir gün sürmedi.

O bal gibiydi.

Ne zaman şu zamanki gibi aşık olduğumu bilmiyordum ama gecikmemişti.

İşte Baekhyun beni böyle kendine aşık etmişti.
Bana baktığı saniye, tenine dokunduğum saniye ve tanıdığım saniye.
Güzel, açık sözlü, dürüst, güvenilir biriydi.
Gerçek olamayacak kadar güzeldi ve zaman zaman ona sahip olduğum için şaşırdım.

Tabii sabah tek kelime etmeden gitmişti.
Şaşırmamıştım, isteğimi gözden geçirmiştim ama.

O sabahtan sonra, ikinci karşılaşmamıza kadar, hep onu düşledim.

O düşlenilmeyecek biri değildi.
Öyle bir etkisi altına alıyordu ki...

Düşüncelerim bir öksürük sesiyle bölündü.

Yine onun uyuduğu, benim saçlarını okşadığım bir geceydi.
Babasını görmeye gideceğimizi söylediğimde uyumuştu.
Hasta mıydı bilmiyordum ama öksürüyordu.
İçimde kötü bir his vardı, sanki bir şeye kızmıştı.
Yalnız bıraktığım için miydi onu?
On beş dakikalığına gidip üşümesine sebep olduğum için miydi?

Bunları sorabilecek kadar konuşkan olmak istedim o an.
Ona anlatamadığım her şeyi anlatmak,
üzüntülerini geçirmek istedim.
Ama ne ben hazırdım buna ne de o...
Tek yapabileceğim yanında durup saçlarını okşamaktı.

Baekhyun için, onu sevmekten başka bir şey gelmiyordu elimden.

"Chanyeol?"

Saçlarını okşayan ellerim durdu, uyanmasına şaşırdım.
Daldıktan hemen sonra uyanmazdı normalde.
"Balım.." Mırıldandım ve yüzüne baktım.
Gözleri kısıktı, gözlerim yandı.
Onu alıp içime sokmak istedim,
sevimliliğine bir çare bulmak istedim.

"Uykunu kaçıran ne bilmiyorum."

Cümlesine devam etmeden önce daha çok göğsüme yaklaşarak belimi okşadı. Saçlarını öptüm.
"Sadece bir gece de olsa huzurla uyuduğunu görmek istiyorum."
Göğsümü öptüğünü hissettiğimde hafifçe aşağı kayıp yüzlerimizi aynı hizaya getirdim.
Hafifçe doğrularak sırt üstü uzanmasını sağladım, ardından üstüne eğildim.
Dudaklarım dudaklarına yanaştı, orada bekledi.

Balım, dedim.
Chanyeol, dedi.
Dudaklarım dudaklarına kondu, onun oldu.

Birkaç kez dudaklarımı bastırıp çektim. Dudaklarının kenarını, çenesini, dudağını öptüm.
Doymak imkansızdı.
Elleri yanağımı okşadığında bir daha öptüm.
Çenesini okşarken dudaklarımı dudaklarına sürttüm, sessizce konuştum.

"Huzurlu olmadığımı nereden çıkardın balım?"
Hemen kafasının yanındaki koluma tutundu ve konuştu.
"Seni hissediyorum sadece."
Şaşırdım, ne demek istediğini tam anlamasam da fazla yormadım.
"Seninleyken dünyanın en huzurlu insanı oluyorum."
Dudaklarını okşayıp gözlerine baktım.
Biliyorsun değil mi, dedim ve bekledim.
Güler gibi oldu bir an.

Şaşırtmıyorsun Chanyeol, dedi.

Biraz öpüştük.

Sonra o uyudu.
Ben onu izledim.

Tha Méli | ChanBaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin