25- Bir silah çektim

279 50 11
                                    

Chanyeol, General Yeolhan ve Baekhyun'un babası, çalışma odasında oturmuş Baekhyun'un nerede olabileceğini bulmaya çalışıyorlardı.
Chanyeol'ün aklına gelen yerlerden bir şey çıkmamıştı.
Byun Woosan ise arkadaşları ile olabileceğini söylemişti. General Yeolhan askerelerine komut vererek Baekhyun'u bulmalarını emretmişti.
Jeongin ve Hyunjin'in resmini vermiş, bir mekan söyleyerek oraya gitmelerini emretmişti.

Çalışma odasında, oturmuş gelecek haberi beklerlerken kapı çaldı.

Gelen askerler Hyunjin'i bulduklarını ama laf alamadıklarını söylediler.
Kaçtığını da söylediklerinde Chanyeol olayı anladı.
Baekhyun onlarla birlikteydi.

Sakince düşünmeye çalıştı.
Baekhyun'u zorla getiremezdi.
Onu zorlarsa Baekhyun gelmezdi, daha çok kaçardı.
Zaten Chanyeol onu zorlayamazdı da.

Askerler gitti, üç adam aşağı indi.
Salona geçtiler, Chanyeol onlara işi olduğunu söyledi.
Kapıya ilerledi, tam açacaktı ki başkası açtı.

"Baek?"

İkisi de şaşırdı.
Ama Baekhyun yemezdi.

Elleri silahı kavradı, bir adım ileri gitti ve Chanyeol'ü görmezden geldi.
Chanyeol neye uğradığını şaşırmıştı.
Şaşkınlıktan hareket edemedi, Baekhyun'un içeri gidişini izledi.

Baekhyun ise babasına silah doğrultacak kadar, yeterince, kızgındı.
Babasıyla iki hafta sonraki ilk karşılaşmasında ona bir silah doğrultuyordu.

General Yeolhan oğluna baktı, buraya gelmesi için birkaç işaret yaptı.
Ama Chanyeol olanları kavrayamıyordu.
Elinde silahla yanından geçen beden, şaşırtmakla kalmamış donmasına neden olmuştu.
Biraz bekledi.
Hızla kendine gelip içeri gitti.

"Baek, n'apıyorsun?"

Baekhyun duymuyordu.
Silahı babasına doğrultmuş soğukça gözlerinin içine bakıyordu.
Byun Woosan kılını bile kıpırdatmıyordu, düşünceliydi.

"Sen artık hiçbir şeyim değilsin."

Babasına sertçe söylediği cümle Chanyeol'ü gerdi, daha ağır bir cümle duymaktan korktu.

Baekhyun güldü.
"Vatan haini olmanı sindiremesem de bir şey demedim.
Seni görmek istemedim ki elimden bir kaza çıkmasın.
Ama sen beni aramaya devam ettin.
Yetmezmiş gibi mekanımızı ifşalayıp arkadaşımın yaralanmasına neden oldun."

Byun Woosan ayağa kalktığında Baekhyun silahtaki ellerini sıkılaştırdı, duruşunu bozmadan ona bakmaya devam etti.
"Ben senden öğrenmiştim her şeyi.
Yaşadığımız toprakların her şehrini, her kahramanını, her kitabını..."

Gözleri doldu sonra.
Neden babasına böyle kırıldığını kendine yeni itiraf edebilmişti.
Elleri gevşedi, kolları aşağı inerken kafasını iki yana salladı.

"Senden beklemezdim."

Baekhyun son sözünü söyleyip babasına baktığında içten içe bir cevap, bir özür bekliyordu. Yapayalnız kalacağından korktu.
Bekledi, bekledi, bekledi...
Babasının gözlerinin içine bakıyordu.
Konuşsana, dedi.
Susanlardan nefret ediyordu.

Susmak zayıflıktı.

Baekhyun başını aşağı eğdi.
Beni rahat bırak, dedi. Beni arama, beni sorma, arkadaşlarıma zarar verme.
Chanyeol ise arkadaşlarına zarar verdiklerini öğrendiğinde şaşırmıştı.
Bakışları özlemekten öldüğü bedeni taradı, titrediğini fark etti.
İstedi, yine de yanına gidecek yüzü o an bulamadı.

Ama ne zaman Baekhyun arkasını dönüp kapıdan çıktı, Chanyeol o zaman peşinden gitmeye cesaret edebildi.

"Baekhyun!"

Baekhyun durdu.
Gözleri doluydu, bir ağacın gölgesine sokuldu.
Arkasını dönmek istemiyordu.
Bakmak, özlem duymak ya da sinrini ondan çıkartmak istemiyordu.
Gerildi, gerildi, silahı sıkıca kavrayarak arkasını döndü.

Chanyeol'ün dibinde olmasını beklemiyordu.

"Ne var?"

Gözlerinin tam içine baktığında Chanyeol titreyip geri adım attı.
Bu sert bakış onu germişti.
Nereye gidiyorsun, diye sordu Chanyeol.
Baekhyun ise bu soruyla sinirlendi.
Aklına babasının asılacağı gün Chanyeol'un söylediği şey geldi.
Bırak babam işini yapsın, demişti.

"Seni ilgilendirmez. Sen işinle ilgilen."

Chanyeol'ün kaşları çatıldı, Baekhyun'un hırçınlığı ona dokunmuştu.
Baekhyun'a dokunmaya kalktı, Baekhyun izin vermedi.
"Ne yapıyorsun?" Kızdı ve kaşlarını çattı.
Chanyeol diyeceklerini unutmuştu. Ağzını açıp tek cümle bile söyleyemiyordu.
Durdu, durdu...

Gitme, dedi.

Baekhyun ise kafasını iki yana salladı.
Uzunun hafif dolu gözleri onu şaşırttı.

Babası Baekhyun'un yanında değildi, kimse yanında değildi.
Baekhyun yapayalnız hissediyordu.
Buraya geldiği için pişman olmaya başlamıştı bile.

Önceki günlerde de düşündüğü şeyi söylerken geri geri gitmeye başladı.

Karşısında güçlükle duran adamı belki de son kez görecekti söylediği şeyden sonra.
Ama yine de söyledi.
Adımları bir süre durdu, dikkatlice uzunu inceledi.

"Ne zaman bir düşman olarak durmazsan karşımda, seni sadece o zaman affederim."

Sonra gitti.

Tha Méli | ChanBaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin