44- Sevgimi küçümsüyordu

198 33 42
                                    

Sinirle kapıyı çarptım.

Anlamıyordu!

Hayır, anlatmaya çalışıyordum. Söyleyip duysun diye elimden geleni yapıyordum ama Chanyeol bir türlü anlamıyordu.
Kafam karışıktı.
Sadece bana yaklaşmamasını rica etmiştim, bu kadar. Ne fazla ne az!
Düşünmek istiyorum, dedim. Düşünmeme izin ver.
Ama bu isteğim o kadar önemsizdi ki onun için..
Daha bir saat olmadan gelip bir sürü kez özür dilemişti.

Ama o an ne yapsa gücüme gidecekti zaten.
Çünkü aklımdaki tek şey sevgimi bu denli küçümsüyor oluşuydu.

Onu görmeyi istemiyordum.

Kendi sevgisi o kadar büyüktü ki onun gözünde, bu ilişkide en çok seven oydu.
Ben bir düşman olmasına rağmen onu kabul etmemişim gibi, düşman olmasına rağmen gözlerinin içine bakıp hiç ağlamamışım gibi benim sevgimi küçük görüyordu.
Chanyeol belki hala farkında değildi ama ben farkındaydım.
Minho ile olan olaya tavrı, bana olan davranışı ve bana zerre güvenmeyişi bunu kanıtlıyordu.

Yaptığı her hareket gözüme batmaya başlamıştı.

Bu hissi sevmediğim için onu görmek istemedim ben de.
İkimiz için de daha iyi bir karardı.

Sadece bir süre...

Chanyeol ile bu konuyu konuşmak istemiyordum.
Söylersem inkar edecekti çünkü.
'Hayır, senin beni sevdiğini biliyorum.'
İnkar edip bana yanlış düşündüğümü söyleyecekti.
Ama o kadar kolay değildi ki bu.
Chanyeol'e benim anlatmam yeterli değildi.
Sadece zaman gerekliydi.

Kapı tıklandı.

"Chanyeol beni rahat bırakır mısın artık?"

Sinirle konuştum, yorganın içine girerek gözlerimi kapadım.
Bir süre sessizlik oldu, gittiğini sanıp rahatça yorgana sarıldım.
Ama kapı sertçe açıldığında istemsizce sıçramıştım.
N'apıyorsun, diye sordum.
Sinirli sesim sert bakışını etkilemedi.
Chanyeol elindeki dosyayı havaya kaldırıp salladı.
Dosyayı götüreceğim, dedi. Gelecek misin?

Kafamı iki yana salladım.
Git, dedim.

Bunu dememle dosya aşağı indi.
Sinirli yüzünü görüyordum, gerçekten sinirliydi ve bu belliydi. O kadar kızmıştı ki korkmama engel olamadım.
Ne oldu, diye sordum.
Sert adımlarıyla yanıma gelip üstüme eğildi.
"Ne mi var?"
Keskin sesi kulaklarıma çarptığında yutkundum.
"Beni görmek istemiyorsun. Bir de neden bu halde olduğumu mu soruyorsun Baekhyun?"

Adımı duyunca gerildim.

Bir cevap vermeden sırtımı döndüm, gözlerimi üstünden çektim.
İşte o anda kalbim çok acımıştı.
Sanki Chanyeol ile aramdaki ipi kesmiş onu kırıp geride bırakmışım gibi hissetmiştim. Kötüydü, canımı yakmıştı.

"Geldiğimde bana neyi düşündüğünü, neden böyle davrandığını söyleyeceksin Baek."

Kapıya doğru ilerledi.

"Yoksa gerçekten kırılmış bir adam olacağım."

Dediği şeyle dudaklarımı ısırdım.
Odadan çıktı, beni düşüncelerimle yalnız bıraktı.

Ne düşüneceğimi bilmiyordum.
Kafam karışıktı.
Acaba fazla mı tepki veriyorum, dedim.
Sonuçta beni seviyordu. Beni çok fazla seviyordu.
Ne istersem yapacak kadar seviyordu.
Onu sevmediğimi düşünmesi önemli değil, dedim.
Ama önemliydi.
Sevgimi küçümsediğini biliyordum artık.
Kendisinin daha çok sevdiğinden çok emindi.
Bu da sinrimi bozmak için yeterliydi.

Tha Méli | ChanBaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin