Chanyeol, elindeki dosyayla heyecanlı bir şekilde evin önünde bekliyordu.
Baekhyun'a olanları anlatması gerekiyordu.
Olanları anlatmalı, ne düşünüp ne yapacağı merakından kurtulmalıydı.Ama evden çıkmadan önce aralarında olan ufak gerginlik eve girmesini engelliyordu.
Dosyayı sıkıca kavrayarak büyük kapının önündeki merdivene adımladı, oturarak düşünmeye başladı.
Geldiğimde konuşuruz, demişti.
Baekhyun onu bekliyor olmalıydı. O beklerken Chanyeol bu konuşmayı es geçip ona babasının olayını anlatamazdı. O konu çok az bekleyebilirdi, kaçmıyordu.
O yüzden Baekhyun'u kırmadan ona kendini anlatmak için bir şeyler düşündü.O haklı, dedi. Kıskandım.
Chanyeol, kısa olana kapıyı tutarak gülümseyen adamı fazlasıyla sinir bozucu bulmuştu.
Kıskandığını biliyordu.
Baekhyun'un da gülümseyerek onunla bir sohbete girmiş olması Chanyeol'ü gerçekten sinirlendirmişti.
Elbette buna karışamayacağını biliyordu. Baekhyun'un hayatına ve arkadaşlarına engel olmazdı. Ama onları o şekilde görmek onu kıskandırmak için yeterliydi. Ona göre kısa olan tekti. Bir başkasına bakıp narin gülüşünü gösterdiğinde uzun olan doğal olarak kıskanmıştı.Kafasını iki yana sallayarak düşüncelerini savuşturdu.
Demesi gerekenleri seçmişti, şimdi işin sadece gönül alma kısmı kalmıştı.İçeri girdi, kalın montunu çıkararak astı, ardından hızla odalarına gitti.
Baekhyun orada değildi.
Dosyayı yatağa bıraktı, banyoya gidip elini yüzünü yıkadı.
Ev fazlasıyla sessizdi.
Yüzünü sildiği havluyu da yatağa bırakarak balkona gitmeye karar verdi. Baekhyun orada olmalıydı.
Yürüdü, bakındı, buldu.Hava aslında güzeldi.
İnsanı, neyin ne olduğunu karıştırmasına neden olacak bir huzura boğuyordu. Öyle hafif esiyordu ki soğuk üşütmüyordu.
Ve Baekhyun balkonda oturmuş sıcak çayını içiyordu.
"Balım, ben geldim."
Chanyeol yavaş ve temkinli adımlarla kısa bedenin yanına oturdu.
Yüzü ona dönmeyen beden çok mutlu görünmüyordu.
Zaten nasıl mutlu olabilirdi ki bu hisle?
Uzun beden onu izlemeye devam ederken Baekhyun rahatsız oldu. Onun bakmasını ya da bir şeyler söyleyerek kendini affettirmeye çalışmasını istemiyordu. Affetmesi için cümlelere değil zamana ihtiyacı vardı.Biraz trip atmak istiyorum, diye düşünmüştü.
"Balım, neden bana bakmıyorsun?"
Chanyeol çaresiz bakışlarını Baekhyun'dan çekmedi.
Bir ihtimal ona bakıp affedilmeyi bekledi.
Kıskançlığını belli edip onu üzdüğünün farkındaydı.
Gelmeden önce kendini affettirmek için bir şeyler düşünmüştü ama karşılaştığı manzara bunu imkansız kılıyordu.
O yüzden susup önüne döndü.
Yeni bir şeyler düşünmesi gerekiyordu.
İllaki bir şey söylemesi gerekiyorsa bunun aralarındaki mevzu olmamasını tercih etti.Baekhyun'un bunu konuşmak istemediği belliydi.
O yüzden babasının evinde olanları anlatarak başlayabilirdi.
Chanyeol konuşup anlatmaya başlamadan önce sakince düşündü.
'Bazen her şey planlandığı gibi gitmez.
Çünkü insanların yaptığımız şeyler karşısında ne tepki vereceklerini tahmin edemeyebiliriz. Onların tepkilerini tahmin edip planı ona göre hazırlamak da aynı kumar oynamak gibidir.
Doğru tahmin edebiliriz.
Ama yanlış olma olasılığı da doğru olma olasılığından farklı olmaz.
Yüzde yüz gerçekçi düşünülse bile, insan faktörü işin içindeyse plan hiçbir zaman yüzde yüz planlandığı gibi gerçekleşmez.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tha Méli | ChanBaek
Fanfic"Ona kim olduğumu, üzerinde ne hakkım olduğunu, nereden geldiğimi ve ne olduğumu sordular. Balım, dedi." Baekhyun vatanı için her şeyi yapabilecek bir genç, Chanyeol ise düşman. -Mortalsoo, savaş döneminde geçen bir hikaye. Çok güzel okumalar..