Sırtıma dokunuldu.
"Efendim, hallettik. Beş dakikadır çıkmadı ve bundan sonra da çıkmaz."
Yanmaya başlamış binaya baktım, iç çekip kafamı iki yana salladım.
Son görevim, dedim. Bırak sonuna kadar izleyip gece kahrımdan öleyim.
Durdum, etrafı izlemeye devam ettim.
Burayı yaktığımı öğrense Baekhyun, beni affetmezdi.
Onun düşüncelerini paylaşan bir yazarı öldürdüğümü öğrense beni belki farklı birisi olarak görürdü.
Ama karşısına çıkmadan önce son görevimi yapmalıydım.Durdum ve koşarak uzaklaşan insanları izledim.
Keşke yapmasaydım diye düşündüm birkaç saniye. Ama sonra son olduğunu söyleyip gözlerimi kapadım, kendimi rahatlatmaya çalıştım.
Eserini izle Chanyeol, eserini izle ve yaptığın şeyin kötülüğünü fark et.
Bunu fark ettiğinde Baekhyun'un tarafına geçerken tek bir pişmanlık bile hissetmeyeceksin.Gözlerimi kıstım, bağırarak koşan insanlara bakamadım.
Yanan iki katlı kütüphaneyi izlerken başım döndü.
En başında düşünmem saçmaydı.
Baekhyun'u en başında yalnız bırakmamalıydım.
Her şey öyle zordu ki...Durdum, neredeyse gidecektim.
Sonra iki gencin bağırarak yanan kütüphaneye koştuğunu gördüm.
Durun, diye bağırdım. Ama dinlemediler.
Belki de o an beni fark etmemişlerdi.
Kısa olan yanındakine bağırıyordu.
Uzun boylu çocuksa hızlıca etrafı tarıyordu.
Bir kişiyi aradıklarına emindim.Yazarın arkadaşları olmalıydılar.
Üzgünüm, dedim sessizce. Yapabileceğim bir şey yok."Ne yapacağız? Burada yok!"
Etrafa baktı, baktı, baktı. Aradığı kişi kimse onu bulamadıkları belliydi.
"İçeride kalmış olmalı. Hyunjin bir şey yapmamız lazım!"
Kısa olan bağırıp eliyle yanan kütüphaneyi işaret ettiğinde gerildim.
İçeri girmeyi düşünmüyorlardır, dedim.
Böyle yanan bir binaya gireceklerini sanmıyordum.
Bekledim, titreyen bedenin yere düşmesini izledim.Deli gibi ağlamaya başladığında uzun boylu olan hala etrafa bakıyordu.
Bina yanıyordu, yapabilecekleri bir şey yoktu.
İçeri girmeleri çok riskliydi, içeri girmeleri aptallık olurdu.Hareketlerini izlerken uzun boylu çocukla göz göze geldim.
Kaşları çatıldı, güldü. Yerdeki bedenin kalkmasına yardım edip bana döndü. Gözüme tanıdık geldiler.
Kim olduklarını, onları nereden tanıdığımı düşünmeye başladım.
Düşündüm, düşündüm, düşündüm...Byun Woosan'ın gösterdiği resim aklıma geldiğinde gözlerim karardı.
İkisi koşar adımlarla yanıma geldiklerinde tam olarak onları tanıdım.
Baekhyun'un arkadaşları, dedim.Uzun boylu olan hızla beni itti.
"Şerefsiz!"
Bağırdı, yine üzerime yürüdü.
Sendeledim, düşmek üzereyken dengemi toplayabildim.
Düşünmeye çalıştım, kim için bu sinirleniş bulmayı denedim.
Her şey öyle hızlı oldu ki düşünemedim.
Gerçekten düşünememiş miydim?
Düşünsem de düşünmek istemedim.
Çünkü düşündüğüm şey gerçekse kendimi affetmezdim.Yüzüme bir yumruk yediğimde askerler koşarak buraya geliyordu.
Elimi kaldırıp durmalarını söyledim.
Uzun çocuk sinirle bağırdı."O senin gelmeni bekliyordu!"
Sözlerini söylemeye başladığında ellerim titremeye başlamıştı.
Sakin olmaya çalıştım.
"Onu öldürecek kadar şerefsiz olduğunu bilmiyormuş.
Bilse senden önce davranırdı.
Senden önce o seni öldürürdü."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tha Méli | ChanBaek
Hayran Kurgu"Ona kim olduğumu, üzerinde ne hakkım olduğunu, nereden geldiğimi ve ne olduğumu sordular. Balım, dedi." Baekhyun vatanı için her şeyi yapabilecek bir genç, Chanyeol ise düşman. -Mortalsoo, savaş döneminde geçen bir hikaye. Çok güzel okumalar..