Vampir Kızlar(Melez Çete)

24-)Yarış&Yolculuk

Rüya

Kızlar,yol boyunca beynimi zombi gibi kemirmişlerdi.
Eve vardığımızdada yemişlerdi.
Kızları zoraki odadan yolladığımda ilk işim bilgisayarın önüne geçmek oldu.
Ben daha bilgisayarıma dokunmadan,ekranda o hacker belirdi.
"Ne haber fıstık?"
Kötü bir kahkaha attı.
İfadesizce ona bakiyordum.
Kısık çıkan sesimle zoraki konuştum.
"Bozuk fıstık gibiyim."
Hacker'in elinde birden bıçak belirdi.
Diğer eliyle bıçağın ucunu tuttu.
"Bende iyiyim..."
Bir kaç saniye durdu.
"...Kesik nasıl? Uzay boşluğu mu demeliyim yoksa?"
Kahkaha atmaya basladi.
Öfkeyle ona baktım.
"Âdi herif!"diye tısladim.
"Herkese açıklama yapmam gerek. Ne yapacağım?"
Hacker bicakla oynamayi birakti ve bana bakti.
Maskenin altindaki inci siyah gözlerini görebiliyordum.
"Bunu sonlandırmak için benimle buluşacaksın."
Hacker dik dik bana baktı.
Ben saskinligimi gizleyemedim.
"Bu seferde böbreğimi deş diye mi?"
Hacker kahkaha attı.
"Hahha! Hayır tatlım,hayır..."
Devam etti.
"Sadece bir buluşma.Yarın."
Yarın olamazdı.
Ve ben bunla buluşursam,beni öldururdu.
Ama unutmayalim ben vampirim.
Fakat bu sirrimizi biliyor olmali.
Dosyalara eristigini soyluyorsa,biliyordur.
Hançer bile getirmiştir.
Sarmısak getiremez. Getirsede etki etmez. Ah,bu uydurma!

Pembe unicornlar aşkına...
Aklıma gelen ilk şeyle,hackera geri dondum.
"Yarın olmaz."
Yarış vardı.
Kamelya'ya söz vermiştik.
Bensiz olamazdı. Fakat bu bacakla koşamayacagimi soylemislerdi.
Hacker ellerini kavuşturdu.
"Vah vah,bende sana vakit sormuştum zaten. O yarışa gidemezsin. Bacagin iyi değil."
Tekrar o kotu kahkahasini atti.
Kaşlarımı çatıp,nefretle konuştum.
"Sen psikopatın tekisin,BüyükMermi!"
Hacker, kahkahalarına devam ediyordu.
Yarışıda ogrenmisti.
"Git...Gitmemem icin yaptirdin!Yavaşca kim olduğunu ele veriyorsun." Bacagimdaki bu iz,herşeyi engellemişti.
"Takımınız yinede kaybedemez. Öyle olsa başka bir görev verirdim."
Öfkeyle bakmaya devam ediyordum.
Fakat,öfkeyle bakışımın bile,yavru unicorn kadar mâsum olduğunu biliyordum.
Hacker,tekrar konuştu.
"Ve kim olduğumu ögreneceksin."
Maskesini süzmeye devam ediyordum.
Sadece sustum.
Kapım tıklatıldı.
Bir kapıya,bir kameraya dondugumde hacker ortada kaybolmuştu.
Kapım acildiginda,kapiya hızla geri dondum.

Aslı,kapıyı aralamış bana bakıyordu.
Gülümseyerek içeri girdi.
Bende zoraki bir tebessüm bıraktım.
Aslı'nın elinde tepsi vardı.
"Ben geldim,yyunicornum."diyip güldü.
Gülümsemeye devam ettim.
"Teşekkür ederim."
Aslı, ayakta durmuş tuhaf tuhaf bakıyordu.
"Neden oradasın?"
Bilgisayar sandalyemden kalkmaya calistim.
Aslı hızla,elindeki tepsiyi masama koydu ve bana destek verdi.
Yatagima beni oturttugunda,o da kenarina oturdu.
Tepsiyi kucagina aldı.
Bir bardak kan ve Isırgan ülkesi'nin bir numaralı çorbası Kanorik vardı.İçinde sadece kan yoktu. Sebzede vardı.
Kan dolu bardagi elime aldım.
Kafama dikerken,yarisında bıraktım.
Aslı Draculara gormus gibi bakiyordu.
"Bebeğim,anlatmak ister misin?"
Dediginde ona dondum.
Dudagimin kenarindaki kanları yaladım.
"Anlatacak bir şey yok ki."
Ağzım kan doluydu.
Gülümsedim.
Aslı da tebessum etti.
"Ama var gibi. Samet'le ilgili değil mi?"
Samet kelimesini duyunca dudaklarim buzuldu.
Aslı tekrar konustu.
"Ya tamam. Kıyamam sana."
Havada opucuklerini yolladı.
Gulumsedim.
Aslı,Çorbadan bir kasık alip agzima soktu.
Bogazima kadar giren kasikla birlikte oksurmeye basladim.
Asli telasla sirtima vurmaya baslayinca aciyla bagirdim.
Aslı vurmaya devam ediyordu.
Aslı vurmaya baslayinca,tepsi sarsıldı.
Tepsiyi tuttum.
"Dur!"diye bagirdim bagirislarimin arasindan.
Aslı son bir kez daha vurup durdu.
Derin bir mefes aldım.
Aslı'ya baktığımda tedirgin duruyordu.
"Rüya,çok özür dilerim cok. Sakar biriyim ve hep başıma iş açıyor böyle."
Aslı'nın bu sözüne sirittim.
Barda yere yapistigini hatirlayinca kahkaha atmaya başladım.
Aslıda kahkahalara boguldu.