itiraf | bxb

on

Fakehsp000: Ne oldu neden yazmıyorsun?

mkaalitiraf: Ne yazmam gerekiyor ki?

Fakehsp000: Biseksüel olmam konusunda.

mkaalitiraf: Ehh, peki?

Fakehsp000: Bak ne diyeceğim

Fakehsp000: Bunu bir itiraf olarak yayınlamanı istiyorum.

mkaalitiraf: Hayır tabi ki de

Fakehsp000: Nedenmiş?

Fakehsp000: Kimliğim anonim kalacak zaten?

mkaalitiraf: Ben kimliğini bilmiyorum da ondan

Fakehsp000: Neden tüm okul bilmiyorsa senin bilmen gerekiyor?

mkaalitiraf: Sence mantıklı mı bu?

mkaalitiraf: Özellikle gelen son itiraf hatta itiraflardan sonra?

–

Yüzümü buruşturarak telefonu kapattım. Bir kere kimliğini benim bilmem gerekiyor çünkü dedikodu yapacağım, değil mi?

İkincisi ben bunu araştırırım, işsizim yani. Öyle afedersiniz ama götten uydurulma itirafları yayınlamam, üstelik sayfa bu kadar popülerken.

Ama yine de şu anonim beni eğlendiriyordu. Üstelik okulda gizli itirafımdan sonra bir lezbiyen ve bir biseksüel olduğunu öğrenmiştim. Eh, bu bana göre baya eğlenceliydi yani.

"Aşkım eve mi gidiyorsun?" Dilara'nın aniden koluma girmesiyle dikkatimi ona verdim.

"N'oldu senin baht açma operasyonun?" Sırıtarak ona baktım.

"Senden ayrı duramıyorum..." Uzanıp yanağıma bir öpücük kondurmaya çalışınca elimle onu ittim. O ise hala direniyordu. Dudağındaki elimi daha da bastırdım ancak kızdaki öküz gücüne engel olamıyordum.

Yanlış anlaşılmasın, şu öpücük işlerini sevmediğimden değil de Dilara her zaman sulu sulu öperdi. Kesinlikle 'Dilara öpücüğü' istemiyordum. Beni sinir etmek için özellikle daha da sulu yapıyordu onları.

"Ya ne bu vıcık vıcık, bırak!" Hâlâ itmeye devam ederken kafasını iki yana salladı. Elinin altındaki dudağının kıvrıldığını anlayabiliyordum.

Güldüm, elimi burnuna doğru kaydırdım ve hem ağzını hem de burnunu kapatmaya başladım. Kaşları çatıldı, hareketleri yavaşladı ve elimi savuşturmak için kafasını salladı.

Gülerek onu nefessiz bırakmaya devam ettim. En sonunda elleriyle ellerimi itmeye çalıştı ancak izin vermiyordum. Kocaman gözleri açılmaya ve kollarının arasında çırpınmaya devam ettikçe gülüşüm kahkahalara dönüşüyordu.

"Taha!" Arkamdan bana seslenen birini duyunca Dilara'yı bırakmadan arkama döndüm.

İlerideki okul çantasını tek omzuna atmış ve dalgalı saçları her zamanki gibi önüne dökülen Savaş'ı görünce gülümsedim. O ise ellerimde çırpınan Dilara'ya bakıyordu.

Hassiktir, kızı boğuyordum.

Hemen elimi bıraktım. O ise öksürerek yere doğru eğildi.

"Şerefsiz!" Öksürüklerinin arasından ateş saçan gözlerle baktı. Hâli o kadar komikti ki gülmeyi durduramıyordum.

"Bir de gülüyor bak ya! Piç çocuğu!" Cırtlak sesiyle çığırınca bir an gülmemek istedim ancak ağzımdan kaçan kahkahalara engel olamamıştım.

Bu sırada tamamen yanımıza gelen Savaş da gülmeye başlamıştı. Ateş saçan gözlerin yeni hedefi Savaş olmuştu.

"Bak çocuk, seni..." Hafifçe boğazını temizledi ve duruşunu dikleştirdi. "severim."