itiraf | bxb

kırk üç

İnsan dertlerini dertleşeceği birini bulduğu zaman bile anlatmayıp içine atarsa bu derdin büyüklüğünden mi, karşıdakini sıkmak istememesinden mi yoksa derdinden utandığı için mi oluyordu emin değildim.

Eşcinsel olduğumu ilk fark ettiğim zamanları tam kestiremiyordum çünkü sanki hep oradaydı da büyüyünce bazı olguları bilmemin verdiği etkiyle ben bunu anlayabilmiştim.

Bu konuda pek bir sıkıntım olmadı. Arkadaş çevremin kızlarla kurduğu düşler ben de olmadığı için bir eksiklik veya farklılık hissetmedim. Veya dışlanırım korkusuyla özellikle gizlediğim zamanlar da pek olmadı. Bir kere ortaokulda bir arkadaşım okulun seksi, ki ne kadar seksi olabilir ki, kızıyla hayal ettiği şeyleri anlatırken benim umrumda olmaması sebebiyle bana gay misin diye sormuştu. Onu onayladığımda bir şey dememişti. Düşündüğüm gibi okula da yaymamıştı aslında. Bir tek onun yakın arkadaşı olan bir kıza, Dilara.

Evet, Dilara dershaneden tanışıklığım olan bir kızdı. Daha sonra bizim okula nakil aldırmıştı. Semih'in ona söylediği şeyle yanıma gelip bana ben nasıl öğrenebilirim demişti. Evet, maldı.

Şüphelendiği şeyi nasıl teyit etti bilmiyorum, sormadım da.

Şimdi ise geçmiş karşımda Ginger'la flörtleşiyordu. Ah, çocuklar çabuk büyüyordu doğrusu.

Dalıp gittiğim yerden silkinerek çıktım. Ne ara bunları düşünmeye başlamıştım ki?

Sıkıldığımı hissettiğimde ayaklandım ve gözümün önünde birbirlerini seven çiftlerden alıp kantin sırasına girdim.

Niye sap kalmıştım ki ben?

Sevgili sevgilimin nerelerde olduğunu bilmiyordum.

"Abi konuyu biliyorsun." dedim kantincimiz Mustafa Abi'ye.

Bana vişne suyu vermeye gittiğinde tezgaha yaslandım ve sesli bir nefes verdim. Gözlerim yanımda duran kişiye kayınca onun da bana bakmakta olduğunu gördüm. Esmer teni, kısa dalgalı saçları ve büyük gözleriyle bu kişiyi tanımam uzun sürmemişti.  "Gamze?"

Koyu kahverengi gözlerini devirdi ve önüne dondu.

"Ne bu tripler?" dedim gülmeme engel olamayarak.

"Bırak Taha ya." Melek Abla'nın uzattığı tostu sertçe aldı.

Yaslandığım yerden kıpırdamadan kolundan tuttum. "Eğer eşcinsel olduğum için bu tepkiyi yiyorsam müsadenle ağlayarak gülmek istiyorum." Alayla konuştum. Bana öfkeli bir bakış attıktan sonra elini sertçe çekti.

"En azından söyleyebilirdin." Sert bakışları ateş saçar gibiydi.

"Yavrum izin vermedin ki, direkt dudakları-"

"Sus!" Gözlerini kocaman açarak tısladı.

Boynumda hissettiğim nefes ve ardından minik bir öpücükle yerimde sıçradım. "N'oluyor lan?"

Gözlerimi Gamze'den alıp kafamı yana çevirdiğimde bana gülümseyerek bakan Savaş'la göz göze kaldım.

"Bir sorun mu vardı?" dedi tatlı gülümsemesiyle Gamze'ye dönerken. Neden bu gülümseme bir anda gözüme ürkütücü görünmüştü ki?

"Hayır," dedi Gamze sertçe. "bir sorun yok." Gözlerini benden ayırmadan konuşuyordu ancak şu an onun yaptığı iğnelemeyi ve tavırları umursayacak durumda değildim.

Çünkü Savaş tekrar ürkütücü ve aynı zamanda aşırı seksi bir şekilde gülümsemişti. Gamze ise son kez bana baktıktan sonra uzaklaştı.