Anlam veremediğim kadar keyifli bir şekilde kahvemden bir yudum daha aldım. Fazla sıcak olan kahveyi dilimi yakmamaması için hızlıca yuttum ancak boğazımdan acı veren bir sıcaklıkla geçmişti.
Dilara da zaten şekerli olan kahveye kattığı şekeri karıştırıyordu. Yüzümü buruşturarak onu izledim. Fazla şekerli kahveyi sevmezdim, genelde şekersiz kahve içmem de bundan dolayıydı zaten.
Aniden masamıza uçan karartıyla Dilara'nın kahvesi dökülmüş ve acı dolu bir inleme yükselmişti.
Karartının Emir olduğunu görmemle yüzümde mimik bile oynamadı. Sakince ellerimin arkasındaki kahvemden bir yudum daha aldım.
Dilara ise ayağa kalkmış ve gözlerini kapatıp derin nefesler alıyordu.
"Kanka kaç." dedim gözlerimle Dilara'yı işaret ederek. Emir tekrar inleyerek masanın üzerindeki bedenini doğrulttu. Neyse ki kahve ileriye doğru dökülmüştü ve ikisine de gelmemişti.
Emir, her zaman böyleydi. Düşer, kalkar, yıkar, döker, kırar, bok eder. Düz yolda bile takılacak yer bulur. Emir'le geçirdiğiniz bir gün bile onun ne kadar sakar olduğunu anlamanıza yeterdi.
Doğrulmasıyla hızla koşmaya başlamış, Dilara da onun peşinden gidiyordu. Kantinde deli danalar gibi koşuşturan ve bağırarak anlaşmaya çalışan ikiliden gözlerimi alıp kahvemi izlemeye başladım.
Savaş'ın evinden ayrıldıktan sonra okula gelmiş ve Emir'in kıyafetlerini giymiştim. Savaş ise okula gitmeyeceğini söylemişti.
O hatırlamıyormuş gibi davrandığı için ben de söylemek istememiştim. Benden uzaklaşıp, tiksinmediğine göre homofobik biri değildi.
Yine de artık onun evinde kalmamam daha sağlıklı olurdu. Benden hoşlandığını falan düşünmüyordum, alkolün etkisiyle yapılmış bir şey gibiydi, üzerinde fazla düşünmek istemiyordum.
Zaten artık ailemle olanları bir kesinleştirmeliydim.
"Kahve dediğin 1 lira, hadi en fazla 2 olsun. 2 lira için mi kırıyorsun beni?" Emir'in tripli sesi kulağıma dolduğunda bakışlarımı soğumaya başlayan kahvemden çekip onlara döndüm.
"Emir bir değil iki değil bu. Bıktım sürekli bir şeyleri kırıp dökmenden. Git! Kahve al bana." Bu sefer sinirli soluyan Dilara'ya gitti gözlerim.
Sinirle yerine oturdu ve yanda duran peçetelerden bolca alarak masasının üzerine dökülen kahveyi söylenerek silmeye başladı.
Bu sırada Emir de üzgün bir şekilde kantin sırasına girmişti.
Deterjan reklamlarındaki gibi masayı ovalayan Dilara'yı eline dokunarak durdurdum. "Oldu bence."
Önce elime sonra tipime baktı. "Sana ne be?" Çemkirerek konuştuğunda kaşlarımı çattım.
"Her zamanki Emir işte niye bu kadar sinirlendin ki?"
"Emir'e değil sana sinirliyim." Hışımla ıslanmış peçeteyi bıraktı ve kollarını önüne bağlayarak arkasına oturdu.
"Ben n'aptım lan?"
"Soruyor musun bi' de? Endişelendirdin beni sabah ondan."
Bıkkın bir ifadeyle arkama yaslandım. Sinirli olunca hiç çekilmiyordu. Gerçi Dilara hep sinirliydi. Sanırım ben şu an onu çekecek durumda değildim.
Düşündüklerimle paralel şekilde başıma saplanan ağrıyla gözlerimi kapattım. Sabah sabah kantinin gürültüsü hiç iyi gelmemişti.
"Al bakalım sultanım." Emir ellerinde bir kahve, ayran, tost, çikolata, vişne suyu ve muzlu kekle gelince telaşla ayağa kalktım ve ellerindeki şeyleri aldım. Bu kadar çok şeyle beraber yanımıza kadar gelebilmesi bile mucizeydi.
Yüzündeki aptal gülümsemeyle oturdu ve kahveyi Dilara'ya uzattı. Dilara da önce triplense de gülerek kahveyi aldı. Sinirinin geçmesine sevinmiştim.
Vişne suyunu bana uzatınca gülümsedim. Çoktan soğuyan kahveyi masaya bıraktım vişne suyunu açtım. Hayatta hayır diyemeyeceğim şeyler arasında ilk sıraları çekerdi vişne suyu.
"Damla nerde çikolata aldıydım." Emir tostundan kocaman bir ısırık aldı ve etrafına baktı. Ben de onunla birlikte kafamı kaldırmamla beni izleyen bir çift gözle karşılaştım. Ona baktığımı fark edip hemen önüne dönünce kızın geçen itiraf sayfasında benden hoşlandığını söyleyen kız olduğunu yeni hatırlamıştım.
Tuhaf bir durumdu çünkü neredeyse hiç konuşmamıştık ve o benden hoşlandığını söylüyordu.
Ne yapmam gerektiğini kestiremiyordum.
Onu üzmeden ve yanlışlıkla umutlandırmadan reddetmenin bir yolu var mıydı acaba? Gerçi çıkma teklifi de etmemişti ki.
Hâlâ ona baktığımı fark edince gözlerimi çekiyordum ki arkadaşı kızı dürtüp bir şeyler fısıldadı. Kız kızaran yüzüyle bana dönünce küfrederek önüme döndüm. Kıza umut vermek istemedikçe saçma sapan şeyler yapıyordum.
Dişlerimle vişne suyumun pipetine işkence ederek kantini izlemeye devam ettim. İleride geçen yine yanında gördüğümüz Furkan'la Ginger'ı görünce masanın altından Dilara'ya tekme attım.
Kızgın suratıyla bana baktı. "Ginger'la konuştun mu?"
Yüzü yumuşadı ve dudaklarını büzdü. "Aslında yazacaktım ama bilemedim, biraz utangaç gibi biz de öküz gibi gittik yanına. Zorlamış gibi görünmek istemiyorum."
Kafamı anladım dercesine salladım. "İtirafını yaptığında itiraf sayfasına mesaj atmıştı, bir de bana cesaret verdiğin için teşekkürler umarım tanışırız falan demişti, hatırlıyor musun?"
Birkaç saniye durduktan sonra hatırlamış olacak ki kafasını salladı. "İtirafı yapan kişinin ben olduğunu söyleyeyim diyorum."
"Yuh."
Omuz silktim, tanışmak istediğini söylemişti ve bence tanışabiliriz yani.
"Bu yüzden yarın sınıfına falan gideriz, tamam?"
"Yani... Bilmiyorum."
Sabır dilenircesine derin bir nefes verdim. "Yavrum, kızla konuş diye götümü yırtmadığım kaldı. Maksat muhabbet oluşsun ordan da yürürsün işte."
Emin olmayan bir ifadeyle yüzüme baktıktan sonra hafifçe kafasını salladı. Gülerek öne doğru eğildim ve parmaklarımla burnunu kıstırdım. Kafasını geri çekmeye çalışarak benden kurtulmaya çalışsa da daha komik görünüyordu. Daha çok gülerek burnunu iki yana çekiştirdim. Kafasını sağ sola giderken iki eliyle bir kaplan gibi elimi kavradı ve burnundan uzaklaştırdı. Kolumu kendisine çekip hırkamın kolunu yukarı sıyırınca ne yapacağını anlayıp gözlerimi büyüttüm.
Geri çekilmeye fırsat kalmadan etime saplanan dişleri ve benim acı içinde bağırarak geri çekilmeye çalışırken Emir'in telaşlanıp elindeki telefonu düşürmesi...
Her şey aynı anda gerçekleşmişti.
Zaten bizden de kantinde sakince oturup yemek yememiz beklenemezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
itiraf | bxb
RandomFakehsp000: Ne diyeceğim biliyor musun? Fakehsp000: Bence eşcinsel itirafını yapan sendin. Fakehsp000: Ya eşcinselsin, ya da prim için yalan söyledin. Fakehsp000: Ama ben ilki olduğunu düşünüyorum. Başlama // 17 Ağustos 2018 Bitiş // 21 Ocak...