*Multimediada Rihanna - Russian RouletteBazen yaptığınız şeyin yanlış bir şey olduğunu bildiğiniz halde yaparsınız. Yapmanız için önemli bir sebep yoktur. Aslında hiçbir sebep yoktur. Sadece yapmak istersiniz. Beyniniz ile kalbiniz size ikilem yaşatır. Böyle bir durumda beyni mi seçmeli kalbi mi? İkisi de ayrı bir bela. Beyni seçmek en doğru karar. Yanılma şansı çok düşük. Kalbi seçersen ise büyük ihtimalle hayal kırıklığı yaşarsın. Pişman olmazsın ama. Keşke beynimi dineseydim demezsin. Belki demelisin ama demezsin işte.
Ben de kalbimi seçiyordum. Pişman olmamak için kalbimi seçiyordum. Belki de sadece meraktan. Ne varki sonuçta kalbimi seçiyordum. Onu takip edecektim. Eğer takip etmezsem her zaman bu gün olanları merak edecektim. Kararlıydım. Kendime güveniyordum. Bu sefer her şeyi mahvetmeyecektim. Bu sefer doğru bir şey yapacaktım.
Yani bunu umuyordum. Doğru bir şey yapmalıydım.
Atakan'ın ardından hemen evden çıktım. Ne az önce televizyonda izlediğim haberi düşündüm , ne az sonra yaşayabileceklerimi , ne de herhangi başka şeyi. Aklımda sadece bir kavram vardı. O an olanlar. Anı yaşamalıydım. Olacakları düşünmeden. Belki sonra olanlardan pişman olurdum ama bu imkansızdı. Çünkü kalbinin sesini dinlüyorsan pişman olmazdın. Olamazdın. Eğer pişmansan bu kalbinin sesini gerçekten dinlemediğin anlamına gelirdi. Mantıksızdı ama böyleydi.
Mesela toksan ama canın tatlı çekiyor diye kocaman bir dilim pasta yersen ve diğer gün tartıya çıktığında yediğin pasta için pişman oluyorsan sen kalbinin sesini dinlemiş sayılmazdın. Sadece zayıflıklarına yenilmiş olurdun. İşte sırf bu yüzden, o gün ne olursa olsun pişman olmayacaktım.
Atakan'ı uzağından takip ediyordum. Onu bir kez daha takip etmeye çalışmıştım ama tabi ki beceriksizliğim sayesinde bunu fark etmişti. Bu sefer aynı hatayı yapmayacaktım. Ayrıca hava aydınlıktı. Daha öğlen bile sayılmazdı. Önümü görebilirdim ve iyice saklanabilirdim. Benim onu takip ettiğimi anlaması için bir sebep yoktu. Tüm şartlar aleyhimeydi. Yine de benim onu takip ettiğimi anlayabilirdi. Büyük ihtimal öyle olacaktı. Onun altıncı hissi kuvvetliydi. Deneyimliydi.
Yavaş yavaş kalabalık sokaklara gitmesine şaşırmıştım. Arka sokaklara gideceğini düşünüyordum. Orada daha hızlı olabilirdi. Hızlı hareket eder ve işini bitirirdi. Tabi kalabalığın da iyi yanları vardı. İzini kaybettirebilirdi. Çabuk dikkat çekmezdi. Saklanması ise çok zor olurdu. Daha hızlı yakalanabilirdi. Birisi onun yaptığı şeyi görebilirdi. Hata yapmadığı halde sorun olmazdı. Hata yapmazdı. Bu yüzden onun için yer veya saat fark etmezdi. Her koşulda başarılı olabilirdi. Her koşulda başarılı olmalıydı. Her koşulda başarılı olurdu.
Kordona gelmiştik. Karşıyaka'nın en dolu kafelerinden birine oturdu. Eline menüyü aldı ve incelemeye başladı. Menüye bakması ile hemen yanından geçip biraz arkasındaki masaya oturdum. Buradan neredeyse tüm kafe görünüyordu ve duyuluyordu.
Masalara oturmuş kişiler daha çok çifti. Yan masadakiler kahvaltı yapıyordu.
"Burasını gerçekten özlemişim. " yanımdaki masadaki pembe şaçlı kız karşısında oturan erkekle konuşuyordu. Şaçlarını inceledim. Biraz koyu bir pembeydi ama güneşte çok güzel gözüküyordu. Saçları dikkat çekmesini sağlıyordu. Saçları dışında her şeyi siyahtı. Gözleri bile.
"En çok neleri özledin? " karşısındaki oğlan kıza gülerek sordu. Oğlanın kıza aşık olduğu besbelliydi. Gözlerinden anlaşılıyordu. Acaba ben de Atakan'a böyle mi bakıyordum? O zaman benim ona aşık olduğumu çoktan anlamış olmalyıdı. Böyle bakmıyor olmayı umut ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evliymişim Ama Haberim Yok
General FictionÜzgünüm hanımefendi. Bu adamla evlenemezsiniz . Çünkü başka bir adamla evlisiniz. Bu cümle ile eski hayatım yok oldu. Ha bu arada kocamın kim olduğunu söylemeyi unuttum. Her yerde aranan bir HIRSIZ.