Merhabaaa. Sizi çok özledim. Sınavlar ve okul bittiği halde bu hafta baya bir işim vardı. Ancak bugün yazabiliyorum .
Ve öncceki bölümdeki yorumlar . Süperdi !
Bölüm içime sinmemişti , biraz acele olmuştu ama çok beğenenler oldu. Teşekkür ediyorum. Ağlayanlar olmuş. Onları anlıyorum. Yazarken benim de gözlerim doldu. Biraz sulugözümdür de :D
Son olarak bu bölümü yazarken çok mutlu olduğumu belirtmek istiyorum. Çünkü 50.000 i geçmişiz.
Bölüm hem Atakan'ın hem Nisan'ın ağzından olacak. Karışık yani.
Multimedia'da ilk hayran çalışmamız var ama Atakan değişmek zorunda kaldı :(
Çok uzattım sanırım. İyi okumalar :D
Nereye gidebilirdim ? Bunu çok düşündüm. Gidecek yerim yoktu. Ama kalbim . İşte o kulubeye gitmemi söylüyordu. Son bir kez oraya bakmayı. Masanın üzerinde bıraktığım mektubu almayı... Telefonu almasam da olurdu. Önemli değildi.
Asıl düşündüğüm neden bu kadar üzüldüğümdü. Belki de herkes beni terk ettiği içindi. Ama bunu alıştığımı sanıyordum. Şimdiye kadar alışmış olmalıydım. Hem Mert de bir bakıma beni bırakmıştı. Ama bu kadar üzülmemiştim . Onu kaybetmemek için buraya gelmiiştim. Her şey böyle başlamıştı. Atakan'la onun sayesinde tanışmıştım.Ama şimdi o da gitmişti. Ama herkesin gittiğinden farklı bir şekilde gitmişti. Sanki giderken benden bir şeyler de götürmüştü. Bir parçam eksik gibiydi.
Mert beni aramış ve özür dilemişti. hem de böyle bir günde. Ama ben sevinememiştim. Bu yolculuğa onun için çıkmıştım asllında. İstediğimi elde etmiştim. Peki neden mutlu değildim ?
" Neden ?" diye bağıırdım birden bire. Yavaş yavaş akan gözyaşlarım hızlanmıştı. Ağlamaktan nefret ediyordum ama ağlıyordum. Normalde insanlar ağlarken sakinnleşirdi. Ben ise daha kötü olurdum. Kötü oldukça ağlardım . Ağladıkça kötü olurdum ...
Tekrardan bir taksi çevirdim. Buraya gelirken bindiğim taksi bile beni bırakıp gitmişti. Taksi bile .
" Nereye abla?" diye sordu taksi şöförü.
Adresi tarif ettim.
" İyi misiniz ? " diye sordu bu sefer şöför .
" İyiyim " dedim burnumu çekerek . Bana mendil uzattı. İçinden bir tane aldım. Mendil çok güzel kokuyordu. Hani şu mentollü olan mendillerdendi.
" Ne oldu abla ?.Kim üzdü seni ? " dedi söför biraz sert bir ifadeyle.
" Kim üzmedi ki ? " dedim sorusuna soruyla karşılık vererek. Taksicilerin çoğu böyleydi. Müşterileriyle sohpet etmeye çalışırlardı.
" Ne yaptılar ?" diye sordu bu sefer taksici
" Ne yapmadılar ki ? " diye tekrar soruyla cevap verdim ona.
" Seni bırakıp gitti mi yoksa ? " diye sordu birden taksici.
" Sen nereden biliyosun bunu ? " diye sordum direkt.
" Tahmin ettim . " dedi taksici . " Hislerim kuvvetlidir"
" O zaman şimdi ne yapmam geretiğini de tahmin et" dedim. Şaşkındım. Terk edildiğim dışımdan da mı belli oluyordu ? Aslında o kadar çok terk edilmiştim ki belki de ilk görüştü anlaşılabiliyordu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evliymişim Ama Haberim Yok
Ficção GeralÜzgünüm hanımefendi. Bu adamla evlenemezsiniz . Çünkü başka bir adamla evlisiniz. Bu cümle ile eski hayatım yok oldu. Ha bu arada kocamın kim olduğunu söylemeyi unuttum. Her yerde aranan bir HIRSIZ.