" Un, su , tuz bu kadar mı ? "
" Evet şimdi kulak memesi kıvamına gelene kadar karıştırmalısın " dedim . Hala içimden gülüyordum . Atakan karşımda bana mantı yapıyordu . Bizim Atakan . Hani şu polislerin yakalayamadığı , yüzlerce suça karışmış , onlarca değişik ismi olan Atakan . Herkes ona " Baba " diye saygıyla seslenip ondan korkarken o burada bana mantı yapıyordu !
" Kulak memesi mi ? " dedi ve kulak memesinin sertliğini anlayabilmek için kulağına dokundu . Sonra yanıma yaklaştı ve benimkine de dokundu. Elleri yumuşacıktı .
" Ama bu saçma senin kulak memenle benimkisinin arasında fark var. Seninkisi çok yumuşak " diye sitem etti. Şimdi bana iltifat mı etmişti ? Güldüm .Bazen gerçekten küçücük bir çocuk oluveriyordu.
" Hadi hadi karıştır " dedim . Konuyu değiştirmesine izin vermedim . Çünkü biliyordum ki bunları bu işten kaçmak için yapıyordu . Mantı yapacağını ilk duyduğunda itiraz etmişti. Ama işe yaramamıştı .
Elini malzemelerin olduğu kabın içine daldırdı ve yoğurmaya başladı . Kolları kaslı olduğu için çok çabuk karıştırıyordu .
" Baya bir hamaratmışsın sen " dedim gülerek .
" Bir daha sana söz vermeyeceğim. Ya insan düzgün bir şey ister. Neden normal bir insan gibi bir şey istemedin ki ? " diye sızlandı . Haklıydı.
" Ama ne yapayım ? Mantıyı çok seviyorum . Hem normal bir insan olmadığım senin yanında durmamdan belli değil mi ? "
" Haklısın " dedi ve unlu elini bana doğru hızlıca hareket ettirdi . Suratım un olmuştu .
" Görüyorum yoğurman bitmiş . Şimdi incecik aç bakalım hamuru . " dedim nispet yaparak .
" Bak hala dışarıdan sipariş verebilirizz . " diyerek son kez şansını denedi.
" Sözünü tutmayacaksan olur. Ben de seni sözünün eri saanıyordum " dedim . Cümlem üzerine hamuru aldı ve masanın üzerine koydu . Oklavayı eline aldı ve hamuru açmaya başladı . Gerçekten çok güzel açıyordu . Ben bile onu kıskanmıştım . Gülerek onu izliyoordum. Açma işi çabucak bitmişti .
" Şimdi ne yapacağım ? " diye sordu .
" Kare şeklinde küçükk parçalar keseceksin ve içine kıymalı harctan koyup kapatacaksın " dedim ve bıcağı ona uzattım . Atakan kesmeye başladı. bu sırada içeriden telefonumun sesi gelmeye başladı .
" Sen devam et " diyerek mutfaktan çıktım ve salona geldim. Televizyonun karşısındaki kanepeden çalan telefonu bulmaya çalıştım . Üstündeki yastıkları indirdim Telefonum onların arasına düşmüştü. Tam telefonumu bulduğum sırada çalmayı bıraktı. Arayan numaraya baktım. Tanımıyordum.
Telefonu cebime koyup yyastıkları tekrar kanepeye dizdim . Telefonumun tekrar çalmasıyla cebimden çıkararak arayan numaraya baktım . Aynı numara arıyordu . Arayan kimdi acaba ? Mert'in numrası değildi. Yani o olamazdı . Belki banka reklam için arıyordu. Arayanı merak etmiştim. Öğrenmek için açmamm gerekiyordu. Telefon yine çalmayı bırakmadan telefonu aöçtım .
" Alo Nisan Tuna' yı aramıştım " dedi karşımdaki ince kadın sesi . Derin bir nefes verdim. Mert değildi.
" Buyrun benim "
" Ben Atak Holding'ten arıyorum. İş görüşmesine gelmişsiniz. "
" Evet "
" İşe kabul edildiğinizi haber vermek için aradım. Pazartesi günü 8:30 da sirketimize bekliyoruz.. Bir sorun olur mu ? " karşımdaki kızın sorusu üzerine Atakan'ı düşündüm. Aramız yeni eni düzelmişti. Tekrar bozulur muydu ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evliymişim Ama Haberim Yok
General FictionÜzgünüm hanımefendi. Bu adamla evlenemezsiniz . Çünkü başka bir adamla evlisiniz. Bu cümle ile eski hayatım yok oldu. Ha bu arada kocamın kim olduğunu söylemeyi unuttum. Her yerde aranan bir HIRSIZ.